Aşkta Kurallarınız Doğru mu?
Aşkta Kurallarınız Doğru mu?
Aşk ile ilgili bildiğimiz herşey yanlış desek ve, eski kuralların
geçerliliklerini yitirdiklerini söylesek, yeni kuralları merak eder
misiniz?
İlk gördüğünüz kişiden etkilendiğinizi düşünürdünüz öneden öyle
değil mi? Konuşması, gülüşü güzel gelir, fiziği tam size göredir…
Ancak günümüzde bu durum bu şekilde değerlendirilmemeli. Tipe değil
kişiliğe bakmalısınız ve bunu anlamanız için de, karşı cins ile bir
sefer değil, en az üç sefer buluşmanız gerekmektedir. İlk buluşmada
kendisini heyecanından dolayı ifade edemeyen çiftler, ikinci
buluşmada biraz daha rahat olsalar da, yine de bir heyecan
potansiyeli görülmektedir; ancak üçüncü buluşmada, artık heyecan
kalmamıştır, ve kişi size ya uygundur, sizinle uyum içindedir, ya
da sizin kendisine uymanızı beklemekte ve sağlamaya çalışmaktadır.
Etkilenme dediğiniz aşama ise, bu aşamadan sonra gerçeklik
kazanır.
Eskiden görücü usulü evlilikler moda iken, günümüzde, evlenecek
olan çiftler en az bir kaç ay çıkıp; evlenmeye kendileri karar
vermiş kişilerden oluşmaktadır. Bu durumda, şunu söyleyebiliriz ki,
görücü usulü evlilikte, kişiyi tanımadığınız için, fiziğine,
eğitimine; ve işine bakardınız. Ancak günümüzde, kişiyi tanıyarak
evlenmek isteyip istemediğinize karar vereceksiniz. Unutmamanız
gerekir ki, üniversite mezunu olması, sizinle birlikte bir bütün
olabileceği anlamına gelmemektedir, mühendis olması, size kendinizi
daha iyi hissettirmeyecektir. Yakışıklı olabilir, ancak bir süre
sonra zaten gözünüze aynı kişi olarak görünecek ve siz onun
yakışıklılığını değil olaylara yaklaşımlarını göreceksiniz.
Kriterlerinizi biraz daraltabilirsiniz sanırız…
Eskiden, zıt kutupların, birbirlerini çektiği düşünülürdü. Ancak
eskiden kadın, günümüzdeki kadar özgür değildi, ve erkeğin
istediklerine uyumlu yaşıyordu. Ancak günümüzde, kadın da özgür
erkek de… Bu nedenle, eğer hoşlanacağınız şeylerin aynı olmasını
istiyorsanız, size benzer özelliklerde, aynı gelecek planlarını
kurabildiğiniz bir eşiniz olmasına özen göstermelisiniz.
Eskilerin düşüncesi şuydu: aynı okulu bitirmişler, yaşları da aynı;
kesinlikle iyi anlaşırlar… Bu kesinlikle yanlış bir düşüncedir.
Herşeyden önce, erkek kadından en az bir 3 yaş büyük olmalıdır ki
aynı şeyleri düşünebilsinler. Bunun dışında, tıpatıp aynı olmak da,
yeni şeyler keşfetmeye engel olmakta ve çiftler bir zaman sonra,
monotonlaşan bir hayatı paylaşmaya başlamaktadırlar. Bu nedenle,
tamamen zıt değil, ancak tıpatıp aynı da olmayan bir eş bulmanız
gerekmektedir.
İlk öpücük, size hayatınızın insanı olup olmadığını söyleyebilir…
diyenler kesinlikle yanılgıya düşerler. İlk öpücük sırasında siz de
o da gergin bir anı yaşıyor olabilirsiniz. Bu nedenle, ilk öpücük
düşüncesine takılmayın. Belki ilk öpücüğünüz gerçekten çok romantik
ya da erotik olabilir; ancak, bu kişiyle çok mutsuz da
olabilirsiniz. Sadece cinsel açıdan iyi bir erkekle bir ömrü
paylaşmaya yüreğiniz ne kadar katlanır? Hayat cinsellikten ibaret
midir?
Sürekli onu düşünüyorsanız, ya da sürekli o sizi düşünüyorsa, bunun
gerçek aşk olduğunu düşünüyorsanız; siz gerçekten çok yanlış bir
yolda ilerliyorsunuz demektir. Sürekli bir insanı düşünmek tamamen
saplantıdan başka bir şey değildir. Sürekli o kişiyi düşünmenizle
ya da onun sizi düşünmesiyle bitmez herşey. Hem eski zamanlarda bu
bir gerçek olabilirdi belki herkes işsiz güçsüz olsaydı, ancak
günümüzde herkesin bir işi var ve hayatı bir insanın üzerine
endekslemek, sıkılmaktan başka bir şeye de sebep olmaz. Onu
düşündüğünüzde kendinizi mutlu hissediyorsanız, güven hissiyle
doluyorsanız, işte o zaman gerçek aşkı bulmuşsunuz demektir.