Aslı Omağ: 'Kilomu sorun haline getirmiyorum'
Aslı Omağ, müzik ve oyunculuk çalışmalarını bir arada yürütüyor. Opera sanatçısı olan aynı zamanda tiyatro ve dizi yapan sempatik oyuncu Omağ, haftanın belirli günlerinde Hayal Kahvesi’nde sahne alıyor.
Aslı Omağ'ın Akşam'da yayınlanan röportajı..
Oyunculuğun yanı sıra Aslı Omağ’ı müzisyen kimliğiyle de tanıyoruz. Müzik serüveninizi anlatır mısınız?
Müzik serüvenim 28 yıl önceye dayanıyor (gülüyor). İngiltere’de kilise ve okul korusuyla başlayıp İstanbul’da okul korosu ve konservatuvarla devam ettim. Ardından 1989 yılında Fahir Atakoğlu’nun ‘18 Mart’ adlı eseriyle başlayan yolculuğum, birçok albüm kayıtları ve sahne performanslarıyla profesyonelleşti. 1995 yılında Grup Turkuaz’ı kurduk ve böylece bugünlere geldim. Sahne konusuna gelince, CKM Hayal Kahvesi’nde Türkiye’nin en önemli müzisyenleriyle birlikte belirli günlerde sahne alıyorum.
HER ROLÜ OYNAMAK BENİ KEYİF VERİR
- Albüm çıkartmayı düşündünüz mü ?
Tabii her sanatçı gibi düşünüyorum ancak artık dijital platformlar daha fazla olduğu için insanların albüm satın almak gibi bir ihtiyacı olmuyor. Bu nedenle artık albüm çıkarmak o kadar da önemli değil. Ayrıca geçmişte birçok albümde yer aldığım için sanırım bir yerde bu konuda yeteri kadar tatmin olduğumu düşünüyorum.
- Oyunculuğa nasıl başladınız?
Oyunculuğa ilk 1978’de İngiltere’de “Çikolata Fabrikası” adlı oyunla başladım. Ardından 1985 yılında Türkiye’ye geldiğimde "Figaro'nun Düğünü" adlı oyunla sahneye adım attım. Aynı sene Şehir Tiyatroları’nda "Keşanlı Ali Destanı" adlı müzikal oyunda ses teknisyeni olarak görev aldım. 1988 yılında "Kuşlar" adlı müzikal oyunda Funda Postacı'nın rahatsızlanmasıyla iki saat içinde tüm oyuna hazırlanıp sahneye çıktım. Böylece profesyonel oyunculuğa adım atmış oldum. Ardından da birçok oyunda hem oyunculuk yaptım hem de ses teknisyeni, yönetmen yardımcılığı gibi roller üstlendim.
- Peki Aslı Omağ hangi diziyle tanındı?
Rol aldığım ilk dizi “Kaynanalar” olmasına rağmen tanınırlığım “Papatyam” adlı diziyle oldu. Ardından ‘Hayat Bilgisi’, ‘Binbir Gece’, ‘Benim Annem Bir Melek’, ‘Canım Benim’ gibi projelerde de yer aldım.
- Hangi karakterleri oynamaktan keyif alıyor sunuz?
Tehlikeli bir soru. Ben bir oyuncuyum ve her rolü oynamak bana keyif verir.
MESLEĞİMİ GÖZLEM YAPARAK GELİŞTİRİYORUM
- Son yıllarda tiyatroya olan ilgi oldukça arttı. Yakın zamanda bir tiyatro projeniz var mı?
Tiyatro ve operaya olan ilginin artması beni çok memnun ediyor. Ancak hala yeterli bulmuyorum. Çünkü bir ülkenin ne kadar demokratik, ileri görüşlü ve çok sesli olduğu ancak o ülkenin sanata bakışıyla belli olur. En son İstanbul Komedi Sahnesi ile “Hafta Sonunun Son Günü” adlı oyunda yer aldım. Çok da keyifli bir işti.
- Örnek aldığınız oyuncular var mı?
Olmaz mı? Yıldız Kenter, Haluk Bilginer, Zuhal Olcay, Zihni Göktay, Hümeyra, Işıl Yücesoy, Canan Ergüder, Sercan Badur, Bennu Yıldırımlar, Arda Aydın, Cem Uslu şu an aklıma ilk gelenler... Bu isimler gibi birçok isim var. Hepsini seyredip onlardan birçok şey öğreniyorum. Mesleğimi gözlem yaparak, arkadaşlarımı, duayenlerimi seyrederek geliştiriyorum ve sahne üzerinde olan her bireyin de bunu yapması gerektiğini düşünüyorum.
- Size gelen dizi tekliflerini nasıl ve neye göre değerlendiriyorsunuz?
Bana gelen tüm projeleri menajerim Tümay Özokur ve ekibiyle birlikte değerlendiriyorum. Benim göremediklerimi onlar görebiliyor ve nerede olmam gerektiğine daha doğru karar verebiliyorlar. Sonuçta ben sahnede ve kamera önünde gelen tüm teklifleri bir şekilde değerlendirmek ve oynamak isterim. Sahne önü ve kameralar biz oyuncuları hep cezbeder ve edecekte. Ancak bizi durduracak olan, doğruyu gösterecek olan menajerlerimiz ve birlikte çalıştığımız ekibimiz olduğunu düşünüyorum.
SANATÇILAR SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİNDE YER ALMALI
- Kilonuzu sorun haline getirdiğiniz oluyor mu yoksa size sempatik bir hava katıyor mu?
Kilomu sorun haline getirmiyorum çünkü benim kilom bir hastalık değil aktif sporu bırakmamdan kaynaklı. Bir dönem günde sekiz saat aktif spor yaptığım için bıraktıktan sonra kilo aldım. Şimdi de spor yapmaya devam ediyorum ancak günde sekiz saate kadar çıkamadığım için kolay kolay kilo veremiyorum. Sempatik bir hava katıp katmadığına ben değil sizler karar verebilirsiniz çünkü beni karşıdan gören sizlersiniz.
-Hangi sosyal sorumluluk projelerinde yer alıp farkındalık yaratmayı tercih edersiniz?
Kendi adıma tüm sosyal sorumluluk projelerine katılmaya çalışıyorum. En son ”Hayata Yelken Aç” adlı yelken yarışı projesine katıldım. Her sene yapılan bu organizasyonda ben de bu yıl elimden geldiği kadar destek vermeye çalıştım ve her sene de içinde olmaya çalışacağım. Sosyal sorumluluk projeleri halkı bilinçlendirmek ve toplumsal sorunlara farkındalık yaratmak açışından güçlü işler ve tüm sanatçıların da bu gibi projelerde yer alması gerektiğini düşünüyorum.
Oyunculuğun yanı sıra Aslı Omağ’ı müzisyen kimliğiyle de tanıyoruz. Müzik serüveninizi anlatır mısınız?
Müzik serüvenim 28 yıl önceye dayanıyor (gülüyor). İngiltere’de kilise ve okul korusuyla başlayıp İstanbul’da okul korosu ve konservatuvarla devam ettim. Ardından 1989 yılında Fahir Atakoğlu’nun ‘18 Mart’ adlı eseriyle başlayan yolculuğum, birçok albüm kayıtları ve sahne performanslarıyla profesyonelleşti. 1995 yılında Grup Turkuaz’ı kurduk ve böylece bugünlere geldim. Sahne konusuna gelince, CKM Hayal Kahvesi’nde Türkiye’nin en önemli müzisyenleriyle birlikte belirli günlerde sahne alıyorum.
HER ROLÜ OYNAMAK BENİ KEYİF VERİR
- Albüm çıkartmayı düşündünüz mü ?
Tabii her sanatçı gibi düşünüyorum ancak artık dijital platformlar daha fazla olduğu için insanların albüm satın almak gibi bir ihtiyacı olmuyor. Bu nedenle artık albüm çıkarmak o kadar da önemli değil. Ayrıca geçmişte birçok albümde yer aldığım için sanırım bir yerde bu konuda yeteri kadar tatmin olduğumu düşünüyorum.
- Oyunculuğa nasıl başladınız?
Oyunculuğa ilk 1978’de İngiltere’de “Çikolata Fabrikası” adlı oyunla başladım. Ardından 1985 yılında Türkiye’ye geldiğimde "Figaro'nun Düğünü" adlı oyunla sahneye adım attım. Aynı sene Şehir Tiyatroları’nda "Keşanlı Ali Destanı" adlı müzikal oyunda ses teknisyeni olarak görev aldım. 1988 yılında "Kuşlar" adlı müzikal oyunda Funda Postacı'nın rahatsızlanmasıyla iki saat içinde tüm oyuna hazırlanıp sahneye çıktım. Böylece profesyonel oyunculuğa adım atmış oldum. Ardından da birçok oyunda hem oyunculuk yaptım hem de ses teknisyeni, yönetmen yardımcılığı gibi roller üstlendim.
- Peki Aslı Omağ hangi diziyle tanındı?
Rol aldığım ilk dizi “Kaynanalar” olmasına rağmen tanınırlığım “Papatyam” adlı diziyle oldu. Ardından ‘Hayat Bilgisi’, ‘Binbir Gece’, ‘Benim Annem Bir Melek’, ‘Canım Benim’ gibi projelerde de yer aldım.
- Hangi karakterleri oynamaktan keyif alıyor sunuz?
Tehlikeli bir soru. Ben bir oyuncuyum ve her rolü oynamak bana keyif verir.
MESLEĞİMİ GÖZLEM YAPARAK GELİŞTİRİYORUM
- Son yıllarda tiyatroya olan ilgi oldukça arttı. Yakın zamanda bir tiyatro projeniz var mı?
Tiyatro ve operaya olan ilginin artması beni çok memnun ediyor. Ancak hala yeterli bulmuyorum. Çünkü bir ülkenin ne kadar demokratik, ileri görüşlü ve çok sesli olduğu ancak o ülkenin sanata bakışıyla belli olur. En son İstanbul Komedi Sahnesi ile “Hafta Sonunun Son Günü” adlı oyunda yer aldım. Çok da keyifli bir işti.
- Örnek aldığınız oyuncular var mı?
Olmaz mı? Yıldız Kenter, Haluk Bilginer, Zuhal Olcay, Zihni Göktay, Hümeyra, Işıl Yücesoy, Canan Ergüder, Sercan Badur, Bennu Yıldırımlar, Arda Aydın, Cem Uslu şu an aklıma ilk gelenler... Bu isimler gibi birçok isim var. Hepsini seyredip onlardan birçok şey öğreniyorum. Mesleğimi gözlem yaparak, arkadaşlarımı, duayenlerimi seyrederek geliştiriyorum ve sahne üzerinde olan her bireyin de bunu yapması gerektiğini düşünüyorum.
- Size gelen dizi tekliflerini nasıl ve neye göre değerlendiriyorsunuz?
Bana gelen tüm projeleri menajerim Tümay Özokur ve ekibiyle birlikte değerlendiriyorum. Benim göremediklerimi onlar görebiliyor ve nerede olmam gerektiğine daha doğru karar verebiliyorlar. Sonuçta ben sahnede ve kamera önünde gelen tüm teklifleri bir şekilde değerlendirmek ve oynamak isterim. Sahne önü ve kameralar biz oyuncuları hep cezbeder ve edecekte. Ancak bizi durduracak olan, doğruyu gösterecek olan menajerlerimiz ve birlikte çalıştığımız ekibimiz olduğunu düşünüyorum.
SANATÇILAR SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİNDE YER ALMALI
- Kilonuzu sorun haline getirdiğiniz oluyor mu yoksa size sempatik bir hava katıyor mu?
Kilomu sorun haline getirmiyorum çünkü benim kilom bir hastalık değil aktif sporu bırakmamdan kaynaklı. Bir dönem günde sekiz saat aktif spor yaptığım için bıraktıktan sonra kilo aldım. Şimdi de spor yapmaya devam ediyorum ancak günde sekiz saate kadar çıkamadığım için kolay kolay kilo veremiyorum. Sempatik bir hava katıp katmadığına ben değil sizler karar verebilirsiniz çünkü beni karşıdan gören sizlersiniz.
-Hangi sosyal sorumluluk projelerinde yer alıp farkındalık yaratmayı tercih edersiniz?
Kendi adıma tüm sosyal sorumluluk projelerine katılmaya çalışıyorum. En son ”Hayata Yelken Aç” adlı yelken yarışı projesine katıldım. Her sene yapılan bu organizasyonda ben de bu yıl elimden geldiği kadar destek vermeye çalıştım ve her sene de içinde olmaya çalışacağım. Sosyal sorumluluk projeleri halkı bilinçlendirmek ve toplumsal sorunlara farkındalık yaratmak açışından güçlü işler ve tüm sanatçıların da bu gibi projelerde yer alması gerektiğini düşünüyorum.