Aslında hep 30'lu yaşlarda kalmak mümkün!

Aslında hep 30'lu yaşlarda kalmak mümkün!

Aslında hep 30'lu yaşlarda kalmak mümkün!

"Her yaşın ayrı güzelliği olduğu kadar, her yaşın da ayrı beslenme şekli vardır" diyen uzman diyetisyen Elvan Odabaşı Kanar hep 30'lu yaşlarda kalmanın en doğal reçetesini hazırladı...

Buna göre; Yaşına göre beslenmeyi bilen kadın, zamana meydan okuyabilen bir bedene sahip olur.Kadın olmak; güzel olmak, hep genç kalmak, enerjiyi korumak, dikkatleri çekmek...

30'lu yaşlara gelen her kadının zihninde bu cümleler defalarca tekrarlanır; zamana karşı mücadele etmenin sırasıdır. Ne de olsa 12-25 yaş arasında beden ışıltılı ve pürüzsüzdür. 30'lu yaşlardan itibaren yaşlanma sinsice başlar.

Cilt nem dengesini kaybetmeye başlar, saç dökülmesi artar, tırnaklarda incelme ve kırılma görülür... Bu sürece en iyi müdahale, doğru beslenmeyle olur. Her yaşın ayrı güzelliği olduğu kadar, her yaşın da ayrı beslenme şekli vardır!

30'larda beslenmenin püf noktalarını bilirseniz, o yaşta kalırsınız... İşte 30 püf noktası:

Su, doğanın hazırladığı en etkili gençlik iksiri. Hücrelerinizin uzun ömürlü ve genç kalması için su tüketimine özen gösterin. Kadınlar için 30’lu yaşlardaki ortalama su ihtiyacı 2 litredir.

30’lu yaşlar cinselliğin keyifli geçebileceği özel dönemdir. Bu yaşlarda hormon kalitesini devam ettirmek gerekir. Bu yüzden hayatınızdan çinkoyu eksik etmeyin.

Bu yaşlarınızı ilerde unutmamak için B12 vitaminine dikkat edin. Yorgunluk, halsizlik ve unutkanlık 30’undaki kadında çalışma temposunun yüksekliğine yorulur, B12 eksikliği atlanır. Oysa 30’lu yaşlarda yavaş yavaş deforme olan mide B12’nin emilimini eskisi kadar iyi. B12’den yana zengin beslenseniz de vücudunuz bu vitaminden eskisi gibi faydalanamaz. Sonuç: Unutkanlık, halsizlik, yorgunluk, hatta depresyon. Müdahalesi basit: Kan değerlerinize baktırarak B12 takviyesi almak.

Kalsiyuma ihtiyacınız var. Düzgün bir duruş, güçlü bir iskelet yapısı için. Bu hazineye sahip çıkmazsanız ilerleyen yaşlarda kısalırsınız, ki bu da kemik erimesi demektir. 30’lu yaşlarda sütten, yoğurttan, peynirden alacağınız kalsiyumun değerini bilin.

Güçlü bağışıklılık için D vitamini şart. D vitamini deposunu dolu tutmanın tek yolu ise GÜNEŞ! 3 haftalık güneş tatili, doğanın en özel sağlık reçetesidir. Bu imkanınız yoksa, kan tahlili yaptırıp D vitamini takviyesi alabilirsiniz. Yağlı beslenin ama miktarına dikkat!

Cilt elastikiyetini korumak için C ve E vitamini almalısınız. C vitaminini, meyve ve sebzelerden her mevsim rahatlıkla karşılarsınız. E vitamini ise yağlı tohumlar ve bitkisel yağlarda bulunur. Evet, aynen öyle; bu yaşlarda yağlı beslenmeli ama yağın miktarına dikkat etmelisiniz.

Kilonuzu yönetmek için 2-2.5 saatlik aralarla beslenin. Sık kilo değişimi bu yaşlarda bedenin ve cildin hızlı yaşlanmasına neden olur. Yiyecekler üzerinde oluşturacağınız zaman yönetimi, size miktarı yönetme alışkanlığını da kazandıracaktır.

Dikkat! Karın çevresi, bu yaşlarda yağlanmaya başlar. Bu, insülin hormonunuzun fazla salgılandığı anlamına da gelebilir. Bu hormonu kontrol altına alamazsanız bel çevreniz daha da genişler, kilo vermek zorlaşabilir. Önce bir endokrin uzmanı, sonra da diyetisyenle görüşün.

Antioksidan desteği için daha çok sebzemeyve tüketin. Her mevsimin meyve ve sebzesinin rengi farklıdır, çünkü doğa ihtiyaçlarımıza göre seçer bu renkleri. Tek yapacağınız bütün mevsim renklerinden sebze-meyve almak ve gün içinde bu renkleri sırayla tüketmek.

Eklemlerinizdeki sıvıları korumak için Omega 3 alın. Çünkü Omega 3 sadece kalp sağlığı ve beynin yaşlanma sürecinin yavaşlaması değildir. Bir diğer faydası da eklem yerlerindeki sıvı miktarını korumaktır. 30’lu yaşlar da bunun için ideal. İlerleyen yaşlarda rahatça bacak bacak üstüne atmak, topuklularla rahat yürümek istiyorsanız Omega 3 şart.


Konular Güzellik