Aynı ofiste çalışmak ayrılık nedeniniz olmasın
Aynı ofiste çalışmak ayrılık nedeniniz olmasın
İlk günlerde bir peri masalı gibi başlayan bu aşkı ofisteki
kıskançlık ve rekabetlere kurban vermemek içinse çaba göstermeniz
gerekiyor.
Birçok insanın düşündüğünde dahi tüylerini ürperten bir seçenektir
eşiyle ya da sevgilisiyle aynı ofiste çalışmak. Haksız da
değiller... Günün 24 saatini beraber geçiren çiftlerin birbirinden
bıkacağı endişesinin yanı sıra işyerindeki rekabet, kıskançlıklar
ve maaş farkından doğan çekişmeler iki tarafı da zorlu bir sınava
tabi tutuyor. Oysa başlangıçta her sabah onu görecek olmanın
heyecanı ile işe gitmek, her işe şevkle sarılmak, akşam ofiste
biraz daha vakit geçirmek için bahaneler yaratmak ne güzeldi.
Kırılma noktası neydi, onun varlığına ne zaman tahammül edemez
oldunuz?
Uzman Psikolog Alanur Özalp, eşlerin aynı işyerinde çalışmasını
önermediklerini belirtiyor. Birlikte çalışmaya mecbur olanların ise
biraz çaba göstererek durumu avantaja dönüştürebileceğini söylüyor.
“Aynı işyerinde çalışmak aşkı öldürür” yargısının bir şehir
efsanesi olduğunu belirten Özalp, “Çiftlerin arasındaki aşk,
başarıları ile doğru orantılı. Başarı geldikçe aşk da
katmerleniyor” diyor.
Şunu kabul etmek gerekir; işyerleri insanların hayat arkadaşlarını
bulmaları için uygun bir ortam... Uzman Psikolog Alanur Özalp de bu
nedenle kadın ve erkek personelin eşit sayıda bulunduğu
işyerlerinin insanların sosyal hayatını geliştirmeleri için daha
uygun olduğunu belirtiyor ve ekliyor: “İşyerinde tanışıp evlenen
çiftlerin imkânları varsa eşlerden biri evlendikten sonra başka bir
şirkete ya da aynı şirketin başka bir şubesine geçebilir. Eğer bu
mümkün değilse aynı işyerinde çalışmayı avantaja dönüştürmeye
çalışmalılar. Bazı toplumsal önyargılar bunu zorlaştırabilir ancak
imkânsız değil.” Bunu başaramayanların terapi desteği de
alabileceklerini söyleyen Özalp, “Bunu ‘Hastayım, tedavi oluyorum’
diye düşünmemek gerekiyor. Burada amaç; sınır koyabilmeyi, hayır
demeyi ve denge kurmayı öğrenmek” diyor.
Özalp, bir diğer doğru bilinen yanlışı ise şöyle açıklıyor: “İşteki
sorunların evde konuşulmasının hata olduğu düşünülür. Oysa eşlerden
birinin yüzü asıksa diğer eş bunun nedenini bilmek ister. Sorunu
paylaşmak ister. Bu iyi bir evlilik için önemli bir paylaşım. Aynı
işyerinde çalışan eşler bu paylaşımı daha kolay yapıyor.”
“Aynı işyerinde çalışmaktan korkmayın” diyen Özalp, “Eğer
işlerinizi ayıramıyorsanız aynı işyerinde sınırlarınızı bilin,
alanlarınızı ayırın. İlişkinizden önceki arkadaşlıklarınızı koruyun
ve beraber olmanın tadını çıkarın” diyor.
Dargın kalmayın
Akşam evde tartıştıysanız ertesi gün iş arkadaşlarınız ve
yöneticileriniz bunu hemen anlayacaktır.
Öneri: Bu durumun tam tersini düşünün. Bir gece önce harika bir
cinsel birliktelik yaşadığınızda ve ofise geldiğinizde ikiniz de
ışık saçarsınız. Keyifle çalıştığınız için etrafınızdakilere de bu
huzurunuzu yansıtırsınız. Bunu sağlamak için ilişkinizde cinselliğe
yatırım yapın. Sorunlar varsa tedavi olun. Başarılı bir evlilik
için iyi bir cinsel yaşam çok önemli.
Kıskançlığı engelleyin
Daha çok kadınları mağdur eden işyerinde kıskançlık, erkeğin bir
süre sonra “Sen artık evde otur, çocuklarımıza bak” baskılarına
kadar varabiliyor. Aynı sektörde çalışan çiftler arasında bu durum
daha fazla yaşanıyor. Gözün görmediğine gönül katlanır misali,
örneğin pazarlama sektöründe çalışan bir erkek, karısının ya da
sevgilisinin müşterilerle iletişimini görünce rahatsız olmaya
başlıyor. Özellikle yönetici konumuna gelmiş olan kadınlar için
‘evde otur’ teklifi boşanma sebebi dahi olabiliyor. Öneri: İki eşin
de çalışıyor olması gelirinizi artırır, yaşam seviyenizi yükseltir.
Eşinizin çalışmasına bu açıdan bakın ve kişisel durumunuzu işinize
karıştırmayın. Ona da, kendinize de güvenin, saldırgan
davranmayın.
Yöneticiliğin sınırlarını çizin
Çiftlerden biri yöneticiyse diğer çalışanların “Eşine ayrıcalık
tanıyor” diye düşünmesini engellemek için eşine herkesten daha katı
davranabiliyor. Bu durum ast durumundaki eşi rencide ediyor,
işyerindeki sıkıntı eve de yansıyor.
Öneri: Sınırları profesyonelce çizin. Her çalışana eşit
davranın.
Ayrılığı işe karıştırmayın
Bir daha birleşmemek üzere ayrılan çiftlerin aynı yerde çalışması
özellikle ilk günler çok zor oluyor. Birbirinize duyduğunuz öfkeyi
işe yansıtmamak kolay değil. Öneri: Ayrılığın ilk günleri çok zor
olacaktır. Kısa bir izin kullanıp bundan sonraki sürece
hazırlanabilirsiniz. Haksızlığa uğramış dahi olsanız bunu diğer
ofis arkadaşlarınız ile paylaşmayın. Özellikle cinsel hayatı konu
alan rencide edici konuşmalar yapmayın. İşyerinizdeki başka biriyle
yeni bir aşka yelken açtıysanız, bunu belli bir süre gizli tutmaya
gayret edin. Aksi taktirde yaşanabilecekler tehlike boyutuna
varabilir.
Maaş farkını hissettirmeyin
İşte en yaygın önyargı; erkeğin maaşı daha yüksek olmalı! Kadının
maaşı yüksek ise erkek kendini işyerindeki arkadaşlarının,
ailesinin ve diğerlerinin yanında kötü hissediyor. Ama bunu açıkça
dile getirmek yerine kadını hırpalamak, eleştirmek, rencide etmek
gibi davranışlarda bulunuyor.
Öneri: Aynı iş yerinde çalışıp siz daha yüksek maaş alıyorsanız ve
eşiniz bu durumu ciddi bir sorun haline getirdiyse çözüm yine sizin
davranışlarınızda saklı. Bu farkı ona hissettirmemeye çalışın. Bu
durumu kabul etmesini, sizinle gurur duymasını sağlayın. Eğer bu
sorunu aşamazsanız eşinizi daha iyi bir iş bulmaya ikna edin.
Yaşayanlar anlatıyor
Bir yıl dayanabildik
Gözde, 32, İzmir“
Kocamla bir yıl kadar önce bir kafeteryanın işletmesini devraldık.
İkimiz de bu işi severek yapıyoruz ve başarılı olmak için çok
çalışıyoruz. Ancak artık birbirimize tahammül edemez olduk. İşe
yaklaşımımızın ve iş ahlakı anlayışımızın ne kadar farklı olduğunu
anladık. İşyerini kapatıp eve gidince her şey mükemmel. Çifte
kumrular gibiyiz. Ertesi sabah işyerimize gittiğimizde ise yine
didişmeye başlıyoruz. Tartışmamız için artık çok ciddi sebepler
olması da gerekmiyor. Sonunda oturup konuştuk ve birimizin farklı
bir işte çalışmasına, doğacak boşluk için de kafeteryaya eleman
almaya karar verdik. Bakalım önce hangimiz iş bulup gidecek?”
Onsuz bir işyeri düşünemiyorum
Bora, 28, İstanbul“
Dört yıldır çalıştığım mimarlık ofisinde işe ilk başladığım gün ona
aşık oldum. Hislerimi itiraf etmem ve karşılığını bulmam yaklaşık
bir yıl sürdü. Sonrası ise rüya gibiydi. Sanki para kazanmak değil
onu görmek için işe gidiyordum. İşimi, iş arkadaşlarımı ve
özellikle onu çok seviyordum. İki yıl boyunca flört ettik. Bu
süreçte kıskançlıkla ilgili ufak tefek sıkıntılarımız oldu.
Birbirimize kapris yaptık, birbirimizin kalbini kırdığımız da oldu.
Bu süreci başarıyla atlattıktan ve karşılıklı güveni sağladıktan
sonra ise her şey yoluna girdi. 6 ay önce evlendik... Nasıl
evimizde onsuz olmayı düşünemiyorsam, onsuz bir işyeri de
düşünemiyorum.”
İkimiz de evden çalışıyoruz
Banu, 24, Antalya“
İki yıllık evliyiz ve ikimiz de evden çalışıyoruz. Başlarda
endişeliydim çünkü annem ile babam yıllarca beraber çalıştılar ve
çocukluğum onların evde iş nedeniyle tartışmalarını dinlemekle
geçti. İyi niyetli babam, annemden habersiz sözler veriyor, kuralcı
annem çılgına dönüyordu. Şimdilik korktuklarım başıma gelmedi.
Birincisi biz ticaret yapmıyoruz, işimiz tamamen yaratıcılığa
dayalı... İkincisi evliliğimiz daha çok yeni. Bu uyumu her zaman
koruyacağımızı umut ediyorum.”
Beraber iş kurarken...
Güzel bir ilişkiniz var. Bu sevginizi beraber kuracağınız bir işe
yansıtmak, beraber çalışıp para kazanmak ve kendinize güzel bir
gelecek kurmak istiyorsunuz. Büyük ümitlerle ve heyecanlarla yola
çıkılan böyle bir şirketin kişisel rekabetlerinize kurban gitmesini
istemiyorsanız en baştan yetki alanlarınızı ayırmaya dikkat edin.
Uzman Psikolog Alanur Özalp, eşlerin ilgi ve yeteneklerine göre
şirketin farklı departmanlarının sorumluluğunu almalarını öneriyor.
“Eşlerin ortak bir iş kurması, birbirini hiç tanımayan iki insanın
ortak olmasından daha zor oluyor. Eşlerin şirket içinde rakip
değil, birbirini destekleyen ortaklar olması gerekiyor” diyen
Özalp, büyüyen şirketlerde profesyonel yöneticilerden destek alarak
eşler arası anlaşmazlıkların önüne geçilebileceğini söylüyor.