Ayşe Özyılmazel yazdı
Ayşe Özyılmazel: "Bitsin artık bu çile! Sibel Üremesin... Tarkan Hülya Avşar'a cevap verdi mi? "Gık" dedi mi?"
Bitsin artık bu çile! Sibel Üremesin
Ya yeter! Siz de buldunuz malzemeyi coşuyorsunuz. Kadının
ekmeğine yağ sürüyorsunuz.
Belli ki ablamız coşmuş. Üreyecek, türeyecek, tüyleri diken diken
edecek. Kendisi yoluna baş koymuş.
Fatih ve Eyüp Belediyesi Aile Danışmanı Sibel Üresin ve muhteşem
açıklamalarını duymuşsunuzdur. "Kadın fazla okumayacak, az
konuşacak", "Dört eş yasal olsun" falan filan... Valla devamını
yazasım gelmiyor sayın seyirciler. Çok merak eden, flaş flaş
saçmalıkları kaçıran, üşenmesin ’google’lasın.
AJDAR HALLENMESİNDE
Vizyonda sınır tanımayan yaşam koçu Sibel Üresin gündeme bomba
gibi düştü yani, oooh. Ve ilgi çektiğini gördükçe gaza geldi.
Benim gözümde kendisi bir çeşit Ajdar hallenmesinde. Boş şöhretinin
doruklarında, zil takıp oynuyor.
Çünkü onun gibilerde susmak, durup düşünmek, "Ulan ben ne ettim?"
demek mümkün değildir.
Reklamın iyisi kötüsü olmaz, yeter ki şöhret gelsin!
Kadın tüm akıl, mantık dışı sözleriyle dört nala at koşturuyor ve
herkes buna izin veriyor işte.
Sonuç: Hadise parodiye dönüyor.
Üreyecek ya, televizyon programlarına çıkıyor, demeçler veriyor...
Eh tabii bu balon şöhret işleri kuru kuruya olmaz, her defasında
ayrı kılçık atmak, saçmalama seviyesini yukarı çekmek zorunda. Daha
çok konuşulmak için.
Bakın en son "Kocam eve kuma getirse ’Hoş geldin’ derim" cümlesini
pırtlattı Sibel Allahsenibildiğigibietsin.
Yahu sevgili medya ahalisi siz iyi misiniz? Neler oluyor? Eğer
Sibel Gündemdeninmesin’e karşıysanız, adını bile anmayın.
Konuşturmayın, ekrana çıkartmayın, olay yaratmasına izin
vermeyin!
Silin gitsin. Görmeyin kaybolsun.
Değer vermeyin sıfırlansın.
Zaten konuştuğu laf değil, öne sürdükleri tartışılacak seviyede
fikir değil. Bırakın Sibel kendi kendine tepinsin. Yetti.
Teşekkürler Cengiz
Tabii sadece Cengiz’e değil (Semercioğlu) Ahmet Hakan’a da Tolga
Akyıldız’a da teşekkürler.
Cengiz iki kere yazdığı için onu başlığa taşıdım.
Peki, ne için teşekkür ediyorum?
Müzik yapan gazetecilere destek verdikleri için. Ama ben bu ekşi
konuya artık hiç mi hiç takılmadığımı söylemek istiyorum. Çünkü
şarkı yazmak, müziği sevmek ya da şarkı söylemek, hesap verilmesi
gereken bir durum değil.
Kimse içindeki müziğin sebeplerini ortaya dökmek, birilerine bunun
için açıklama yapmak, kabul görmeye çalışmak zorunda değil.
BU KADAR BASİT!
Beğenilirsin, beğenilmezsin, az alkışlanırsın, çok alkışlanırsın,
ödülleri kaparsın, elin boş kalakalırsın.
Bunlar hiç dert değil. Müziğin sebebi değil, içinde değil.
İki albüm yaptım.
Şarkılar yazdım. Şarkılar söyledim ve hâlâ devam ediyorum.
Birilerine bu batmış, batmamış bana ne.
Ben işimi coşkuyla ve hakkıyla yapıyorum.
Müziği seviyorum bu kadar basit! Gerisi boş!
Gerisi uğultu.
Keşke herkes müziğe âşık olsa. Keşke herkesin kendine ait şarkıları
olsa... Ben sahip olduklarım ve yapabildiklerim için ancak
şükredebilirim.
Birileri konuşur ben aşkıma, hayallerimi gerçekleştirmeye,
gönlümden gelene inanmaya devam ederim. Nokta.
Ortada kavga yok ki
Yukardaki yazıda kendi kendine tepinmek demişken aklıma başka bir
şey geldi.
Şimdi yazı yazarken fonda Sabahların sultanı Seda Sayan açık...
Şarkıcı Altay, gazeteci İdil Çeliker ve Seda Sayan magazin
gündemini tartışıyorlar.
Konu Tarkan-Hülya Avşar "Haddini bilecek" hadisesi. Hani şu Kral TV
Müzik Ödülleri, dangalak, bir metre, dansöz meselesi...
Şöyle bağırıyor dış ses; "Tarkan-
Hülya Avşar kavgası bitmiyoooorrr..." İyi de canlar, ortada bir
kavga yok ki? Kavga iki taraflı olmaz mı?
Tek başına bağırıp çağıran, ağzına geleni söyleyen biri varsa,
karşıdan tek kelime çıkmıyorsa, ona kavga denir mi?
Pardon, ben mi kaçırdım?
Tarkan Hülya Avşar’a cevap verdi mi? "Gık" dedi mi?
Basına e-mail’lemek suretiyle açıklama gönderdi mi?
Hayır, hayır, hayır ve de hayır!
Eeee? Bunun neresi kavga?
Kavga falan yok! Tarkan’ın o taraklarda bezi yok. Tarkan sadece
işini yapıyor. Tarkan kendi yoluna bakıyor. Aslanım Tarkan.
Ayşe Özyılmazel