'Bahar yorgunluğu' fena çarpar!..
Doç. Dr. Oğuz Özyaral, Bahar yorgunluğunun genellikle ilkbahar ve sonbaharın ilk haftalarında belirtilerini gösterdiğini söyledi.
Doç. Dr. Oğuz Özyaral, güneş ışığındaki değişimin vücuda etkisi,
yeni mevsimin yiyecekleri ve çevredeki olumsuz faktörlerin bir
araya gelerek bahar yorgunluğuna sebep olduğunu ifade
etti.
Yeni Yüzyıl Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu
Müdürü ve Halk Sağlığı Uzmanı Doç. Dr. Oğuz Özyaral, mevsim
geçişlerinde sık rastlanan bahar yorgunluğunun insan üzerindeki
etkileri hakkında açıklamalarda bulundu. Baharın başlangıcıyla
doğanın uyandığını ve sistematik olarak vücut üzerinde bir
hareketliliğin başladığını ifade eden Özyaral, "Bahar
mevsimlerindeki canlılık, insan üzerinde etkilere yol açar. Kış
mevsiminde, gıdaların kolayca bulunmadığı ve beslenmenin daha
farklı olduğu bir süreç var. Bu sürecin ardından yeşeren,
aydınlanan ve canlanan bir dünyaya geçiş yaptığınızda, insan
metabolizması şaşırıyor ve değişen çevreye uyum sağlamaya
çalışıyor. Ancak bu iklimsel değişikliklere rağmen ayın ve güneşin
hareketleri değişmiyor ve üzerimizdeki güneş ışınlarının etkileri
biyoritmimizde bir sendelemeye yol açıyor. Vücudumuzda da yeni
döneme hazırlık ve uyum için bahar yorgunluğu durumu
yaşanıyor" diye konuştu.
"VÜCUDUMUZ DİNLENMEK
İSTİYOR"
İnsan yapısının bir denge arayışında olduğunu belirten Doç. Dr.
Oğuz Özyaral, ''İnsanın bağışıklığıyla ilgili immünoloji
sistemini ele alırsak, vücudumuzun değişikliğe bağlı olarak yeni
gıdalara yabancı kaldığını görürüz. Yani mevsim değişikliğiyle
beraber yeni ürünleri yemeye başlıyoruz ancak uzun süre bu
yiyeceklerden uzak kaldığımız için vücudumuz henüz hazır değil.
Değişen mevsimle birlikte güneş ışığındaki değişimin vücudumuzdaki
etkileri, yeni mevsimin yiyecekleri ve çevredeki olumsuz diğer
faktörleri de üst üste koyarsak enteresan bir yorgunluk başlıyor.
Buna da bahar yorgunluğu diyoruz ve vücudumuz dinlenmek istiyor''
şeklinde konuştu. Hissedilen yorgunluk boyutunun kişiden kişiye
göre değişeceğini de vurgulayan Özyaral, ''Bazı insanlar kısa
süreli dinlenmelerle bu yorgunluğu atlatırken bazıları ise daha
köklü bir dinlenme sürecine ihtiyaç duyuyor" dedi.
BAHAR YORGUNLUĞUNUN ÜSTESİNDEN NASIL
GELİNİR?
Bahar mevsimiyle hava durumunda gün aşırı farklılıklar
görülebileceğini, hatta aynı gün içerisinde bile hava sıcaklığının
sıkça değişebildiğini hatırlatan Oğuz Özyaral, "Bu
dönemlerde giydiklerimize dikkat etmeliyiz. Özellikle 60 yaş
üzerindekiler ve 10 yaş altı çocuklar bu hususta çok dikkatli
olmalı. Çünkü bu yaşlar immünolojik sistemin, vücudun kendisini
korumaya yönelik direnç göstermekte en zayıf olduğu yaşlardır''
diyerek risk gruplarına dikkat çekti. Yeni çıkan mevsim meyve ve
sebzelerini tüketirken bünyemizi bu yiyeceklere alıştırarak azar
azar tüketmemiz gerektiğine de işaret eden Özyaral, polenlere bağlı
alerjik rahatsızlıklara karşı uyarıda bulundu. Özellikle kavak
ağaçlarına karşı dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Özyaral,
“Kavak ağaçlarının polenleri çok etkili alerjenlerdir. Polenlerden
korunmak için bu dönemde bir ağız maskesi kullanılarak sokağa
çıkılabilir ya da polen uçuş saatlerine dikkat edilebilir. Polenler
daha çok sabah saatlerinde uçuşurlar. Bu süreçte burnunuz akabilir
ancak burun akıntısı herhangi bir preparatla çözülmeye
çalışılmamalıdır. Bu tür burun akıntıları normal bir grip ya da
nezle belirtisi olmayabilir. Bu nedenle de ilaç almadan önce
ortamda bizi tetikleyen unsurları gidermek gerekir. Bu süreçte
vitaminlerimizi yiyeceklerden alıp, süt, yoğurt ve ayran gibi
besinleri bol tüketmeliyiz" diye konuştu.
İHA