Barbaros Yoloğlu: "İlk defa bu kadar yalnız kaldım"

Akşam Gazetesi'nden Merve Kantarcı Çulha'nın röportajı...

Sizi MasterChef'teki performansınızla tanıdık. Mutfakla tanışma hikâyeniz ne zaman ve nasıl başladı?

Mutfakla değil de ateş ile tanışma hikâyem kasapta başladı. Çok küçük yaşta ve kendimi her gün geliştirmek için günümüz Türkiye şartlarında her şeyi yaptım.

Evde ailenize yemek yapar mısınız? En çok hangi yemekler sizden istenir?

Evde yemek yapmayı çok seviyorum ama annemin mutfağında yemek yapmak pek istemiyorum. Çünkü onun mutfağı ve o istemediği sürece mutfağına girmiyorum. Ama ayın 3-5 günü yemekleri ben yaparım. O zamanlarda ise genelde et, balık yemekleri ve zeytinyağlı yemekler yapmam istenir.

Mutfakta en çok hangi yemekleri yapmayı seviyorsunuz?

Ben en çok yemek yapmayı seviyorum neyi yaptığımdan ziyade ne ile yaptığım önemli. Karşıma taze bir ürün geldiği zaman mest oluyorum ve yemek yaparken saygı ile eğiliyorum ürünün karşısında. Kaliteli ürün ile yemek yapmayı seviyorum. Kalite anlamımız pahalılıktan ziyade iyi yetiştirilmiş organik ve zamanında olan ürünleri kullanmak hoşuma gidiyor.

"BALKABAĞI VE SAMSUN MANTISI TARİFİ ÇOK SORULUYOR"

Ramazan'da en sık yaptığınız yemekler neler? En çok hangi yemek tarifleri soruluyor?

En çok yarışmadaki balkabağı tarifini soruyor ve istiyorlar. Samsun mantısı da merak ediliyor. Genelde Ramazan ayında annem yemek yapar ve annem benim için en güzel yemek yapan kişidir. Tabi babamı es geçemem, kendisi muazzam bir aşçıdır bence. Her ne kadar kendi mesleği denizcilik olsa da hatmi yemekler yapar.

"SOSYAL MEDYA AÇLIĞI İNSANLIĞA PARAZİT GİBİ BULAŞMIŞ DURUMDA"

Sosyal medyada hatırı sayılır bir takipçi profiliniz var. Orada "Bazen ne söylesem yanlış anlaşılıyor" dediğiniz konular oluyor mu?

Ne söylesem yanlış anlaşılıyor değil de söylerken dikkat edilmesi gereken konular olduğunu düşünüyorum ve açıkçası şahsım adına yanlış anlaşılmak beni pek ilgilendirmiyor adı üstünde yanlış anlaşılma. (Gülüyor) Bu yüzden paylaşımlarımda pek sorun yaşamıyorum. Her şey olduğu gibi yaşanılıyor ve günümüzde sosyal medyanın etkisi çok büyük. Açıkçası bu sosyal medya açlığı insanlığa parazit gibi bulaşmış durumda. Düşünmeden yazmak çok daha kolay geliyor insanlara veya düşünmeden hareket etmek. Kendisine güveni olmayıp ama var olma isteğini sosyal mecralarda göstermeye çalışmak tamamen anı yaşamamak veya bir şekilde kaybolmak... Ben sosyal medyayı genelde şekere veya tuza benzetiyorum. Fiziği değişiyor insanın ama kimyası aynı silinmeyen bir geçmişi var. Daha doğrusu globalleşen bu dünyaya pek ayak uydurduğum söylenemez.

Hem mutfak anlamında hem de ilişkiler açısından size MasterChef'in kazandırdığı en önemli özellik nedir?

Çok büyük bir deneyim hatta çılgınlık. 6 ayda 600'e yakın yemek yapıyorsunuz. Tek gayeniz birinci olmak ve yarıştan düşmemek. Öylesine güzel bir platform ki ben senelerce yarışabilirim, harika bir deneyimdi. Bize kazandırdıklarına gelince aslında yarışmanın etkisi ile kendi kozama çekilme fırsatı buldum. İlk defa bu kadar yalnız kaldım ve ilk defa kendimi bu kadar dinleme şansı buldum. Kendime bir yol çizdim her şey eğitimden başlıyor ise benden daha iyi eğitim görmesi gereken gen şef adayları var. Kendimi hem iş alanında hem de mutfak alanında geliştirerek eğitimci olacağıma söz verdim. Bir şef, bir usta, bir öğretmen gibi...

Son olarak ünlü şeflerin önünde yemek yaptınız. Bunun size avantajı nasıl oldu? Bu alanda ilerlemek isteyen genç şeflere neler söylemek istersiniz?

Genç şeflere söylemek istediğim şey asla pes etmesinler. Sabahın 6'sında yataklarından çıkıp güneşin doğuşu ile yemek yapmanın tadına bakmaları lazım. Ne istediklerine karar versinler. Hayat biz farkında olmadan tik tak işliyor. Zamanı öldürmek en büyük suç olmalı bence. Ben geçmişime baktığımda eksiklerimi gördüm ve şans eseri bir yarışmada ünlü şeflerin karşısına çıktım. Hayatımdaki 6 senelik boşluğu 6 ayda doldurmama yardımcı oldu diyebilirim bu yarışma için. 3 şefimde bir abi bir şef bir usta ve büyük öğreticiler... İyi ki bu fırsatı yakaladım.