Barış Koçak ’’Nene Hatun’’ ile geliyor...
"Hatırla Sevgili" isimli televizyon dizisinde 'Deniz Gezmiş' karakterini canlandıran Barış Koçak, 29 Ekim'de vizyona girecek "Nene Hatun" filminde ise Nene Hatun'un kocası 'Nalbant Ahmet'i canlandıracak.
- Sayın Koçak oyunculuğa kaç yılında başladınız, bunun
için bir eğitim gördünüz mü?
Oyunculuğa 2003 senesinde STV’de yayınlanan Hekimoğlu
dizisiyle başladım. Eğitimimi Antakya Mustafa Kemal Üniversitesi
Elektronik Bölümü’nde tamamladım. Şimdi açık öğretim işletme bölümü
öğrencisiyim. İzmir’de Güzel Sanatlar Oyuncuları isimli tiyatroda
kısa süreli eğitim ve Zeliha Berksoy’dan aktörlük ve şan dersleri
aldım.
- Oyunculuğa ilginiz çocuk yaşlarına mı dayanıyor, sizi bir
yönlendiren oldu mu?
Herkesin bir hayali vardır ya ben de sinemayla,
tiyatroyla hayalimi gerçekleştiriyorum. Kimsenin yönlendirmesi
olmadan, tamamen kendi isteğimle...
DENİZ GEZMİŞ AĞIR BİR YÜKTÜ
- Bizler sizi, Hatırla Sevgili’den ve Nene Hatun’dan tanıyoruz.
Özellikle Deniz Gezmiş gibi, bir döneme liderlik etmiş bir insanı
yaşatmak nasıl bir duyguydu? Bunun için özel bir hazırlık
döneminden geçtiniz mi?
Bu benim için büyük bir onurdu. Deniz Gezmiş, Türkiye’nin tarihine
adını yazdırmış bir insan. Haliyle insanın omuzlarına çok ağır bir
yük biniyor. Ben de bunun sorumluluğuyla çok çalıştım, çok
araştırdım. Deniz Gezmiş’in o dönemden arkadaşlarıyla konuştum.
Nasıl yürürdü, nasıl bakardı, öfkelenince ne yapardı, siyasi
düşüncelerinin ötesinde asıl Deniz Gezmiş nasıl bir insandı ben
bunu öğrendim. Dizi başlamadan önce tereddütlerim vardı "Acaba
yapabilir miyim?" diye. Ama tepkiler çok olumlu oldu. Güzel bir iş
bıraktık arkamızda diye düşünüyorum.
- İzmirli olduğunuzu öğrendik? Aslında sanat dünyasının
çoğu İzmirli? Hem müzikte, hem oyunculukta hem de gösteri sanatında
İzmirliler ağırlıkta... Zaman zaman İstanbul’da buluşup İzmir’i
yaşıyor musunuz?
Bu benim de dikkatimi çekmedi değil. Bu kadar modern ve sanatla
yoğrulmuş bir şehre de bu yakışır. İzmir bence Türkiye’nin en
yaşanılası şehri. Başka hiçbir yerde bu kadar huzur bulamıyorum.
Belki de İzmir’de doğup büyümemin verdiği bir duygu bu. Tabii
İzmirliler ne zaman bir araya gelse söz dönüp dolaşıp güzel İzmir’e
geliyor. Görsel sanatların merkezi İstanbul olmasa inanın burada
bir dakika bile durmam.
- İzmir’i bir oyuncu gözüyle nasıl buluyorsunuz. Sizce bir
sanat kenti mi, eksikleri neler?
İzmir, dediğim gibi bambaşka bir yer. Fakat sanat konusunda pek
ilerleyebilmiş değil. Aslında sanatçıların birçoğu buradaki güzel
sanatlar fakültesinden çıkmadır. Ama sanat adına yatırım
yapılmadığı için İzmir eksik kalıyor. Örneğin neden İzmir’de bir
plato kurulmuyor?Neden bir tiyatro açılmıyor? Ya da neden
uluslararası organizasyonlar daha çok yapılmıyor?
SANATSAL YATIRIM ŞART
- İzmir için neler yapılabilir?
Kesinlikle yatırım şart. Gençler boş boş kafelerde oturmak yerine
bence sanatsal, sosyal etkinliklere katılmalı. Sanat hangi şehri
güzelleştirmemiş, hangi insanı etkilememiş ki... Sadece İzmir için
de konuşmuyorum. Bence Türkiye’nin her yerine götürmek gerek sanatı
ve yanında da kültürü... Sizce de böyle bir Türkiye daha güzel
olmaz mıydı?
- Yeni yayın döneminde bir dizide rol alacak mısınız? Nasıl
bir çalışma içindesiniz?
Bu konuda şimdilik pek bir şey söyleyemiyorum. Görüştüğüm
yapımcılar var ama henüz hiçbir şey net değil. Aslında geçtiğimiz
eylülde izleyicilerle buluşacaktık fakat elde olmayan sebeplerden
ötürü planlarımı biraz ertelemek zorunda kaldım.
ÇALIŞMA KOŞULLARIMIZ AĞIR
- Dizi çekimlerinin neredeyse günde 16-18 saate çıkmasına oyuncular
öfkeli... Siz bu konuda neler düşünüyorsunuz?
Şöyle bir şey var, siz bir insanı 18 saat nefes
almadan çalıştırırsanız o insandan ne kadar verim bekleyebilirsiniz
ki? Türkiye’de çalışma koşullarının ağır olduğu bir gerçek. Projeyi
daha düşük maliyete getirmek için kısa zamanda çok iş yapılmaya
çalışılıyor. Kesinlikle bir oyuncudan iyi verim alabilmek için
çalışma koşullarının iyileştirilmesi gerekiyor. Bu ağır çalışma
koşulları yüzünden oyuncunun yüzünün düşmesi gerçekten de kötü bir
durum. Bunu izleyicilerde oldukça net görebiliyor.
- Türkiye’de oyunculuk yapmanın zorlukları
neler?
Ülkemizde bazı şeyler hala havada, oturmamış. Ne hakkınızı tam
arayabiliyorsunuz ne de hakkınızı tam alabiliyorsunuz. Şu telif
hakları konusunda bile adım atamadık. Umarım ilerde ve hatta yakın
zamanda bunları çözeriz. En büyük eksikliğimiz biz oyuncular olarak
söylüyorum, toplu hareket etmiyoruz.
"Tarihi yapımlarda rol almayı
seviyorum"
- Nene Hatun Projesi’ne katılmaya nasıl karar
verdiniz?
İlk önce bizim tarihimizi anlattığı için ilgimi çekti. Sosyal ve
tarihi projeler her zaman ilgimi cekmiştir. Tabii bunun yanında
kadromuzda çok değerli ustalarımızın olması da çok büyük bir etken
oldu benim için. Bu arada projemiz 29 Ekim’de vizyona girecek.
- Seçtiğiniz rolleri nasıl
değerlendireceksiniz?
Oyuncu her rolü oynayabilmelidir bence. Yani her türlü rolü
canlandırabileceğimi düşünüyorum. Benim için önemli olan rolümün
hakkını vermektir. Tabii projenin niteliğini de gözardı etmemek
gerek. Ama açıkçası sosyal projeler çok ilgimi çekiyor.
Hürol Dağdelen /Yeni Asır