BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN

Geçtiğimiz temmuz ayında yaşama yeniden döndüm. 2 Temmuz 2008 benim artık yeni doğum günüm oldu.

BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN

Gözlerimi dünyaya açtıktan 52 yıl sonra kapadım ama Yüce Allahım yaşamıma devam etmemi istedi.

Anjiyo masasından kalktıktan sonra benim için bambaşka bir hayat başladı.

Ben buna "konforlu yaşam" diyorum. İşte bu bayram, konforlu yaşamımdaki ilk bayramım...

(Konforlu yaşam, yediğine, içtiğine ve attığın her adıma dikkat ederek, kaliteli bir yaşam sürmek demektir.)

Ramazan Bayramı ya da Şeker Bayramı'nız kutlu olsun... Yaşamınız da kaliteli olsun...

Evet konforlu bayram dileklerimi ilettikten sonra gelelim sadede...

Bana konforlu yaşamımda katkı sağlayan Sacit Aslan'a da bu vesileyle teşekkür ediyorum.

Geçtiğimiz Şeker Bayramı'nda bol bol tereyağlı baklava ve burma kadayıf götürmüştüm. Akşam da ziyafet masasını kurmuş, 70'lik rakıları teker teker devirmiştik. Artık masadaki bol kolestrollü kuzudan yapılmış et yemeklerini ve mezeleri saymamayım.

Eşimin "Mehmet, yeter" artık sözlerine aldırış etmeden, "Sağlığa" diyerek kaldırıp, durmuştum kadehleri...

"Sağlığa" derken, son yolculuğa doğru adım adım gittiğim aklıma bile gelmemişti...

Evet, "Sağlığa" diyerek, yıllarca  avutup durmuşuz kendimizi... Aslında "ölümüne" yiyip, içmişiz hep...

Tavana vurmuş kolestrollerle, trigliseridlerle yaşamışız... Delikanlılığı elden bırakmayıp, sanki bir "at"mışız gibi, "Atın ölümü arpadan olsun" diye caka satmışız.

Hayatımda ilk kez bu yaz, daha sevdalısı olduğumu denize girmedim. Bodrum'a gitmedim. "Önce can sonra canan" misali..

Kalp damarımda stent, seyahat çantamda pilavix'im, beloc'um, coraspin'im, delix'im, aklımda diyetim...

Ve ben işte tatildeyim...

Şu an bu satırları memleketim İzmir'den yazıyorum.

Yüce Allah nasip etti, canım İzmir'imi yeniden gördüm. Annemin elini öptüm.

İzmir'de ne mi yiyeceğim. Tabii ki balık... Yeşil salata...

Rakı yok...

Bundan sonraki bayramlarımda da olmayacak...

Rakı-balık efsanesi bitti benim için...

Bol bol su içip kafayı bulacağım artık. Ya da taze sıkılmış meyve suyu...

Ben tatildeyim. Şimdi de Kordon'daki Deniz Restoran'dayım... Yarından sonra da Allah kısmet ederse Bodrum'dayım...

Sağlığınıza...

Birlikte nice bayramlar, stressiz bir yaşam diliyorum...

Önemli not: Çalıştığınız işyeri ya da patronunuz sizde stres yapıyorsa hemen vınlayın... Boşuna dememişler tebdil-i mekanda ferahlık var diye...

Şimdi size geçirdiğim kalp krizinin hikayesini anlatacağım...

Hayata geri dönmenin keyfi...

2 Temmuz 2008.. Öğlen yemeğini yedim, üstümde bir ağırlık oluştu.. Kısa sürede sonra sol kolumda müthiş bir ağrı, göğsümde fenalık ve aşırı terleme..

Ben kalp krizi geçiriyorum..

Soluğu yakınımızdaki özel klinikte alıyoruz.. Doktor Hanım EKG çekiyor..

- Kalp krizi, ambulans çağırın..

İlk müdahaleyi yapıyor, dil altıma bir hap koyuyor, morfin vuruyor.. 30 dakika sonra ambulans geliyor.. Hastane yolunda ambulanstaki doktor bir tane aspirin çiğnetiyor.. Florance Nightingale Hastanesi'nde hemen anjiyoya alınıyorum.. Belden aşağım uyuşturuluyor.. Yüzde 70 tıkalı olan damarıma ilaçlı stent takılıyor, bir damarım da yüzde 20 kapalı, ona müdahale etmiyorlar..

Anjiyo sırasında kalbim duruyor, kendimden geçiyorum.. Göğsümde müthiş bir ağırlıkla uyanıyorum; elektro şok uygulandığını anlıyorum.. Buna ‘çakma' deniyor.. Tam üç kez..

- Geri döndü, geri döndü..

Hastanede 6 gün kalıp taburcu oluyorum.. 8 Temmuz günü öğleden sonra evdeyim eşim ve İzmir'den gelen kız kardeşimle birlikte.. Kısa bir süre sonra 2 Temmuz'daki krize benzer bir durumla karşı karşıya olduğu hissediyorum.. Eşime sesleniyorum,

- Hadi hastaneye gidiyoruz..

Bu defa eve yakın olduğu için süratle eşimin kullandığı arabayla Doktor Siyami Ersek Hastanesi'nin Acil Servisi'ne gidiyoruz.. Yine anjiyoya alınıyorum.. Bu arada Florance Nightingale'den ilk anjiyonun ilk cd'si isteniyor; dostlarımız sayesinde cd kısa sürede getiriliyor..

6 gün önce stent takılan damar yine tıkanmış.. Balonla açılıyor.. Anjiyo sonucunda ekranda kalbimi görüyorum, atıyor.. Bu defa çakma yok.. Sonra yoğun bakım…

Stent takılan damarım neden yeniden tıkandı?

Uzmanlar yaptıkları tahlil sonucunda bunun cevabını buluyorlar.. Vücudum ilaçlı stent takılan hastaların kullandığı ilaca dirençli çıkıyor.. Aşırı bir ilaç yüklemesi yapılıyor.. Dirençli olduğum ilacın dozu iki katına çıkartılıyor.. Bir yıl süreyle bu hapı günde iki kez kullanacağım, başka ilaçlar da var tabii..

Şimdi evdeyim.. 14 kilo verdim, daha da vereceğim.. Doktor Siyami Ersek Hastanesi'nden taburcu olurken elime tutuşturulan koroner diyet formuna sadık kalarak iki kez kalp krizi geçirip yaşama dönmenin keyfini çıkarmaya çalışıyorum..

İşte diyet koroner formu:

Bence bunu kalp krizi geçirmeden de doktorunuza ya da diyetisyeninize danışarak (sanırım miktarları sağlam insanlar için fazla olur) uygulamaya başlayın..

Yenilmemesi gereken yiyecekler:

Her türlü sakat at, yumurta sarısı,
Yağlı gıdalar: Kaymak, krema, mayonez, çikolata, pasta, soslar, tahin helvası, kuruyemişler vb.

Kuyrukyağı, içyağı , tereyağı ve margarin.. Yağda kızartmalar, et sebze veya hamur kızartmaları..

Alkollü içecekler ve meşrubatlar.. Yağlı etler, yağlı tavuk, sucuk salam sosis pastırma, zeytin salamuralar, konserveler, turşu, kahve..

Öneriler:

Bir günde: İki su bardağı (400 gr) kaymaksız süt veya yoğurttan fazlasını tüketmeyiniz.. İki kibrit kutusu yağsız beyaz peynirden (60 gr) fazlasını tüketmeyiniz..

Sadece kırmızı et tüketilirse 90 gramdan (üç köfte kadar) beyaz et tüketilirse (tavuk, balık, hindi) 120 gramdan fazlasını (4 köfte kadar) tüketmeyiniz..

(Kırmızı et olarak sadece haftada bir veya 2 kez yağsız dana eti tüketebilirsiniz)

4 tatlı kaşığı (20 gr) toz şeker, bal veya reçelden fazlasını tüketmeyiniz..

Yemeklerde 3 tatlı kaşığı (15 gr) sıvı yağdan, (zeytinyağı, ayçiçeği, soya yağı, mısır özü, pamuk yağı) fazlasını kullanmayınız.. En az 2-4 porsiyon pişmiş ve çiğ sebze yiyiniz.. Yemeklerde kepekli ekmeği tercih ediniz.. Kabuklu yenilebilen meyveleri soymayınız.

Haftada:

Bir kez bir kibrit kutusu kadar beyaz peynir (30 gr) veya bir köfte kadar (30 gr) et yerine bir tam yumurta yiyebilirsiniz…

En az 2-3 porsiyon kuru baklagiller (kuru fasulye, nohut, mercimek, barbunya, vb.) yemeğe çalışınız..

Not: Pilav, makarna vb. sıvı yağda pişerek yiyebilirsiniz. Şeker yerine aspartam içeren tatlandırıcıları tercih ediniz..

Özetle hayata geri dönüşümün hikayesi bu işte.. Florance Nightingale Hastanesi ve Doktor Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Merkezi'ndeki tüm görevlilere teşekkür ediyorum..

Bu arada hayata geri dönüşümün şerefine şampanya patlatılmasını artık içki yasak olduğu için engelledim.. Günde 30 dakika da yürümem gerekiyor..