BDP'den flaş 'cenaze' açıklaması!

BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak partisinin grup toplantısında konuştu.

BDP'den flaş 'cenaze' açıklaması!

"HERKESİ DAVET EDİYORUZ!"

Bütün ölümler vakitsizdir ancak bu üç arkadaşımıza ölüm hiç yakışmadı aşk olsun size. Bizi bırakıp gittiniz. Siz ölümsüzleştiniz. Sizi sonsuzluğa yüreğimizin en derinliklerine uğurlayacağız. Çarşamba günü akşam Amed’de olacaksınız. Halkımız sizi bağrına basacak. Perşembe günü çok görkemli bir törenle sizi ve temsil ettiğiniz değerleri saygıyla selamlayacağız. Cuma günü de Sakine’yi Dersim’de, Fidan’ı Elbistan’da ve Leyla’yı Mersin’de toprağa vereceğiz. Herkesi bu buluşmada bizimle birlikte olmaya davet ediyoruz.

"TÜM TÜRKİYE TEK YÜREK OLMALI!"

Ben burada hükümete, mülki, idari yöneticilerin tamamına seslenmek istiyorum. Bu tür süreçlerde en çok konuşulan şey samimiyettir. Birinci aşamadan başarıyla geçilemedi. Paris’teki bu katliam önlenebilirdi, önlenemedi. Bu samimiyet testinden geçmek için işte önünüzde imkan. Acıya saygı gösterin. Perşembe günü tüm Türkiye tek yürek olmalı. Bu güçlere cevap vermeli. Cenaze törenin katılabilen herkes katılmalı, katılamayanlar da bulundukları yerlerde aynı duruş içinde olmalı.

"BU ACIYA SAYGI DUYUN!"

Hükümet tarafından yapılan provokasyon gibi söylemleri de hiç yakışık bulmuyoruz. Halkımız en görkemli bir şekilde bunları sonsuzluğa uğurlayacaktır. Kürt halkının sevincine bir gerekçe bulup provokasyon derler. Üzüntüsüne böyle derler. Kürt halkının duygularını da mı vesayet altına alacaksınız. Size düşen görev bu acıya saygı duymak.

"KATLİAMA İLİŞKİN DE BİR KAÇ ŞEY PAYLAŞACAĞIM!"

Katliama ilişkin de bir kaç şey paylaşmak istiyorum. Fransa’nın sorumlu olması Türkiye’nin sorumluluğunu ortadan kaldırmıyor. Türkiye’de bu olayda en az Fransa kadar sorumludur. Katledilen bu kadın Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşıdır. Vatandaşlarının katledilmesine sessiz kalan bir devlete devlet denmez. Başbakan eylül ayında katıldığı bir TV programında Avrupa’nın PKK ile mücadelede yardımcı olmadığından şikayet ediyor. Ekim ayında Fransa terör savcısı açıklama yapıyor ve ‘Bize haksızlık yapıyorsunuz’ diyor. Bu cinayetin işlenmesinden birkaç gün sonra Başbakan açıkça, “Türkiye 5 Kasım 2012’de Fransa’ya Sakine Cansız’ın Paris’te olduğunu bildirdi’ diyor. Adım adım takip ediliyorsa bu cinayet önlenebilirdi. Bütün bunları söylüyoruz diye kimse kalkıp bizi eleştirmesin. Derin devletten bahsedemeyeceksek neden bahsedeceğiz? Bu katliam aynı zamanda hükümetin girişimini de hedeflemiştir.  Başbakan’ın evinin alt katındaki çalışma ofisine dinleme cihazı konulabiliyorsa Türkiye’de karanlık güçlerin tamamen kalktığını kim söyleyebilir. Başbakan’ın kendisi bile bunu söyleyemiyor.

"TÜRKİYE'Yİ ÇOK KANLI BİR BOĞUŞMA BEKLİYORDU"

Bugün hükümetin görüşmeye başladığı Sayın Abdullah Öcalan tam 13 yıl önce zaten bu süreci başlatmak için Avrupa’ya çıkma kararı aldı. O gün eğer sağduyulu bir yaklaşım ortaya konulmasaydı, Türkiye’yi çok kanlı bir boğuşma bekliyordu. İmralı sistemine rağmen bu tutumundan vazgeçmedi. 13 yıl boyunca gerçek bir barışın tesis edilebilmesi için çalıştı. Bugün Seyit Rıza’ya tuzak kuranlar, görüşmeye çağırıp idam sehpasına çıkaranlar bu ülkeye 100 yıl kaybettirdiler. Sayın Öcalan’a uluslararası komplo kuranlar Türkiye’nin 13 yılını çaldılar. Biz bu görüşmeleri geç kalmış, doğru bir süreç olarak görüyoruz ve arkasındayız. Bu sorunu çözen kahraman olur. Türkiye’nin tüm halkları barıştan ve çözümden yanadır. Kim çözüme katkı verirse halklar onun karkasından gider. Daha dün markette bir yurttaşımız yanıma geldi, “Ben Türküm, size de hükümete de büyük sorumluluklar düşüyor. Biz artık bu acıları yaşamak istemiyoruz” dedi. Ben de, “Sizin bu talebiniz başım gözüm üzerine” dedim.

HABERTÜRK İNTERNET SİTESİ