BEN ADAMIN ELİNİ HAVADA YAKALARIM
TRT için yaptığı, sona eren Esra Ceyhan ile Hayat programından aldığı para mecliste araştırma konusu oldu. Programının neden bittiğini söylemiyor, yeni projelere bakıyor.
Medya dilinde "Kadın kuşağı" diye tabir edilen kuşağın meşhur isimlerinden Esra Ceyhan’ın TRT 1’de yaptığı Esra Ceyhan ile Hayat programına son verildi. Sahibi olduğu yapım şirketinde çalışanlardan bazıları, Esra Ceyhan’dan davacı oldular. Bunlar, son Esra Ceyhan haberleri. Hepsinden öte, Kadından ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı’na talip Esra Ceyhan var bir de. Bizim ’Çaresiz Ev Kadınları’mızın rol modeli... 8 Mart Kadınlar Günü dolayısıyla, bir dinleyelim istedik kendisini. Esra Ceyhan, meslek hastalığı sebepli belki, zaman zaman televizyonda konuşur gibi konuşuyor. Hayli popüler olduğu zamanlarda kendisine yakıştırılmış "Oprah Winfrey" havası hâlâ baki olduğu gibi, bir de Sarah Palin havası hâkim olmuş sanki Esra Ceyhan’a. Oprah Winfrey benzetmesi için; "Doğru. Başka var mı? Yok. Her zaman da çok mütevazı olmayacaksın," diyor. Bildiğiniz gibi Oprah, Amerika’nın en başarılı ve de zengin kadın sunucularından. Sarah Palin’e gelince, kendisi 2008 Amerikan Genel Başkanı seçimlerinde Obama’nın karşı safında, Cumhuriyetçi Parti’nin Başkan Yardımcısı adayıydı. Alaska Valisi şimdi. Yalnız Esra Ceyhan, Palin gibi "siyasi manevralara enerjisini harcamak" niyetinde değil. "Dışarıdan bakan atanması gibi bir pozisyon" düşünüyor. Her şey olabilir. Siyaset olmazsa ileride medya yöneticililiği yapabilir. Sohbetin başında hatta, televizyonculuğun yanı sıra doktor, hukukçu bile olunabileceğini belirtti. "Aman Esra hanım ikisi de çok uzun iş," dedik ama; "Yapan yapıyor," dedi. Doğru. "Yorulmadınız mı peki bunca sene bu şov dünyasında? Şöyle sahil kasabasına falan gitmek istemez misiniz bir süre sonra?" sorumuzun cevabı, düşündürücü; "Dünyada başka bir yere, sahil kasabasına, dünyadan kalkan son bir araçla uzayda başka bir yere gitme fikri her zaman vardı ama işten güçten değil, insanların zaman zaman ne kadar kötü olabildiğini görüp hayret etmekten."
ROL MODELİM ATATÜRK
Esra Ceyhan nasıl televizyonları başındaki pek çok annenin örnek
kız evladı veya gelin modeliyse, onun da rol modeli Atatürk. Kendi
tabiriyle; "Çok acayip olacak ama bir kadın değil, Atatürk."
Atatürk’e bakarak nasıl bir insan olunabileceğini anlamaya
çalışıyor. İnsanlar Rönesansları yaşarken, "Trak diye başka bir
tarafa geçtiğimiz" genç Cumhuriyetimizi hatırlatarak, değerlerine
sahip çıkmamız gerektiğini söylüyor. Keza Atatürk’ün kazandırdığı
kadın hakları da dahil olmak üzere Cumhuriyet’in kazanımları çok
önemli. "Bazı bitmez tartışmalarımız da bu trak diye geçişin ürünü
değil mi?" sorumuzun cevabı, Esra Ceyhan’ın çok önemli bir hayat
şiarı; "Dünden ders al ama olmuş olmuştur, geleceğe bak."
KAYNANA MÜESSESESİ GERÇEKLERİ
Esra Ceyhan’ın değişim ve gelişiminde anne olmasının ve bir de
TRT’nin payı büyük. TRT’de daha ciddi konuklar ağırlayan, daha
ciddi meselelerle uğraşan Esra Ceyhan, artık bu yolda ilerleyecek.
Reyting uğruna yaşanmış kötü anılar geçmişte kaldı. Gerçi onların
da topluma faydası vardı. Mesela Gelinim Olur Musun? programının
çıkarttığı ’star’lardan, Esra Ceyhan’ın şovuna da çok kereler konuk
olmuş Semra Hanım’la kaynanalık müessessisini tartıştığımızı ve bu
sorunun çözümü adına ilerleme kaydettiğimizi düşünüyor. "Semra
Hanım’ı konuk ettiğimizde de olayı uzmanlarla değerlendirmeye
çalıştık. Bir kaynana niçin sivrilirdi? Neden bu hale geldi? Demek
ki kaynanalık müessesesinin Türkiye’de bu kadar konuşulmaya
ihtiyacı varmış. Demek ki insanların en muzdarip oldukları konu.
İnsanlar böyle deşarj oldu," diyor. Ceyhan’ın yeni ciddi
hedeflerinden biri de TRT’de program yaparken başladığı "Ekranda
Kadına Şiddete Hayır" kampanyasına son sürat devam etmek. Bir kere
kadına şiddet ekranda olmayacak. Eski filmlerde varsa da, yapımcısı
Vural Bey’in görüşüyle, nasıl sigara buzlanıyorsa, buzlanacak.
Program ahlakındaki bu değişime dair son olarak; "Reyting
almayacağım ama kızım kazara beni seyrettiğinde doğru şeyler
görecek. Bugüne kadar benim de hayatta kalma telaşıyla hatalarım
olmuş olabilir," diyor.
BEN ADAMIN ELİNİ HAVADA YAKALARIM
Esra
Ceyhan’a göre Türkiye’deki en önemli problemlerden biri, insanların
birbirlerini umursamaması ve şiddetin kanıksanması. Yalnız sürekli
şiddet demek de, insanları negatif yönde etkileyip bir ilgisizlik
doğurabilir zamanla. Yani işin Arabını değil, beyazını bulmak
lazım. Bir Rahibe Teresa örneğiyle açıklıyor durumu; "Rahibe
Teresa’ya ’Savaş karşıtlarıyla ilgili bir toplantı var, gelir
misin?’ demişler, ’Yok,’ demiş. ’Ben barış yanlılarının
toplantısına katılacağım." Özellikle kadına el kaldıranlar için
ciddi cezai yaptırımlar uygulanmalı Ceyhan’a göre. "O insan elini
kaldırırken demeli ki ben mahvolurum, hapislerde çürürüm. Sistem
bunları dişleri arasında ezecek ki..." Her türlü şiddete karşı en
önemli Esra Ceyhan çözümlerinden biriyse empati. "Sana yapıldığında
benim, bana yapıldığında senin de ciğerin yanacak," diye anlatıyor
bu hissi. "Siz hiç şiddete maruz kaldınız mı?" sorumuza da kötü bir
anısıyla cevap veriyor; "Üniversiteye giderken otobüse bindiğim
devrelerde, bir-iki şeye maruz kaldım. Ama adamın kaval kemiği de
onarılmaz derecede hasar almıştır." Küçük bir sessizlik sonrası;
"Eşiniz hiç şiddet uyguladı mı?" sorumuzaysa; "Olabilemez. Mümkün
değil. Yani ben adamın elini havada yakalarım. Kapının önüne de
koyarım. Zaten benim evli olduğum insan o kadar beyefendi bir
insandı ki..." diyor.
HETEROSEKSÜELLERİ ALIŞTIRMAK GEREKİR
Esra Ceyhan, Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı olursa
yapacakları arasında 183 Alo Çocuk-Alo Kadın hattının daha da
tanıtılması ve süregelen "Kadına Şiddete Hayır" kampanyasının
büyütülmesi var. Aileler üzerine konuşurken; "İnsanlar ehliyet
alırken birtakım testlerden geçiyor da neden evlenirken
geçmiyorlar?" diye soruyor. Laf ailelerden açılmışken, Kadın ve
Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf’ın Avrupa
Konseyi’nin "farklı aile formları" tanımına dair "Eşcinsel evlilik
ve eşcinsellerin ebeveyn olmalarını Türkiye olarak kabul
etmediğimiz" yazısından da konuşuyoruz. Esra Ceyhan’ın söylecek çok
sözü var; "Selma Hanım son derece haklı. Bizim şimdi her sorunumuz
bitti mi? İnsanlar üç dakikada bir boşanıyor. Boşanmalar ayyuka
çıktı ve ilk konumuz bu değil. Bu bir fantezi gibi geliyor. Ben
eşcinsellere son derece saygılıyım. Her türlü cinsel ayrımcılığa
hayır diyorum. Bir de toplumumuz buna hazır mı? Heteroseksüel
bireyleri de alıştırmak gerekmiyor mu? Sayın başbakanımız nasıl
açılım için toplumdan destek bekliyor, bu da bunun gibi bir
şey."
BEN MAĞDURUM, BEN VATANDAŞIM, DİNLEYİN
Maaşlarını alamadıkları, çok çalıştırıldıkları gibi gerekçelerle
Esra Ceyhan’a dava açan Cey Yapım çalışanlarını soruyoruz. ’Avukat’
Esra Ceyhan soluksuz konuşuyor; "Benim iki telefonum var neden
aramıyorlar? Bütün bunların menşei internet. Neden? Çünkü internet
birtakım boşluklardan yararlanarak ayrık otu gibi bu yayınların
çıktığı bir medya. Her konuyla ilgili mahkeme kararım var. İtiraz
haklarımı sonuna kadar kullanıyorum. Bu konuda dürüst olmayan insan
cebinden üç milyar harç yatırıp da mahkemeye gider mi? Arkadaşlarım
haklarını alamadıklarını düşünüyorlarsa istedikleri mahkemeye
gitsinler. Yüce Türk adaletinin karşısında saygıyla eğiliyorum.
Haklıysalar yargı da siz haklısınız diyorsa eyvallah. Biliyorum
yüce adalet son sözü söyleyecek ama ben ne istiyorum biliyor
musunuz, ben tek başına küçük kızıyla yaşayan zavallı bir kadınım.
Ben sizler tarafından doğru algılanmayı çok önemsiyorum. Ben
mağdurum, ben vatandaşım, dinleyin beni, ahım var diyorum."
ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK DİYE BİR ŞEY VAR
Kendisini mağdur olarak tanımlayan Ceyhan’a; "Diğer zavallı
kadınlar da giderse sizi dinleyen Emniyet Müdürleri vs onları da
dinlerler mi acaba?" diye soruyoruz. "Gidersen dinlerler kardeşim.
Gitmeyi bilirsen dinlerler. Yolunu öğrenmeyi bilirsen... Zavallı
kadınlar diyoruz eyvallah ama psikiyatrlar da söylüyor. Öğrenilmiş
çaresizlik diye bir şey var. Siyasi tarihimizden de, şahsi
tarihimizden de söz ederken ne dedim; olan olmuş, hatalarım neler
diye bakacaksın. Sonra kadın diyecek ki ’Beni kimse dövemez
kardeşim, bana darp yaptı diye gider raporumu alırım.’ Yasaların
uygulanması için vatandaş olarak zorlayıcı olmamız lazım." Hobi
gibi bir şey sanki dava açmak Esra Ceyhan için. "Neden diyoruz, ne
gerek var böyle davalara? " Cevap; "Bugün Esra Ceyhan yargıdan
yardım almak için elinden geleni yapar, hukukun üstünlüğüne inanır.
Mesela ben avukata genelevleri dolaştırdım. Bir genelev kadını bu
işi bıraksa bile çocuklarının GBT’sinde çıkıyor bu. O çocuklar
polis, asker olamıyor. Ayşe Tükrükçü için kâğıtlar aldım. Bu
mücadeleyi kazandım. Bu beni ne kadar ilgilendiriyor sizce? Ama
günah o insanlara da."
CİNSEL ÇEKİCİLİĞİMİZİ ARTIRMAK İÇİN
ÇABALAMALIYIZ
Bir söyleşisinde "Kadınların en büyük
derdi kendileri," diyen Esra Ceyhan’a 8 Mart üzeri bu sözü biraz
açalım diyoruz. "Açalım vallaha," diyor ve açıyor; "Kadın kadının
kurdu. Çünkü bir kadın aldatıldığı zaman kocasıyla derdini
göreceğine öbür kadını muhatap kabul ediyor. Bak, bak, bak. Veya
evli bir adamla olan başka kadın. O da kadın değil mi?" "Aldatan
erkeğin hiç mi suçu yok?" diyoruz ama "Ben aldatılan kadın
açısından bakıyorum. Önce sorunların kaynağına odaklanın," diyor ve
kendi hayatına dair açıklamasını da yapıyor Esra Ceyhan; "Ben
eşimden ayrıldım ama biz öyle karar aldık, fikri uyuşmazlık
nedeniyle." Bu açıklama sonrası, bir başka söyleşiden "Kilolarım
yüzünden kocamın gözü dışarı kayınca kendime bakmaya başladım"
sözünü hatırlatıyoruz. "Kadınlar erkeklerin koca göbeklerini dert
etmezken, kadınlar neden dert etmek zorunda kiloları?" diye
soruyoruz. Cevap; "Hamilelik zor bir evre. O dönem söylenenleri
gözden geçirmekte fayda var. Tabii insanların zayıf-şişman olması
başkasını ilgilendirmez ama ortak hayatı paylaşırken bir cinselliği
de paylaşıyorsan, her partner birbirine hoş görünmek için çaba
harcamak durumunda. Cinsel çekiciliğimizi artırmak için de
elimizden geleni yapmamız lazım. Eş olmak başka bir şey." "Yeniden
evlenir misiniz?" sorumuza Esra Ceyhan’ın cevabı "Evlenirim tabii."
Gerisi uzun ve dertli; "Neden olmasın? Severek ve sevilerek var
olan bir insanım. Bir aile yapısının inanılmaz derecede özlemini
çekiyorum. Kızımla bir aileyim ama bunu tamamlayacak bir baba
figürü istiyorum. Genç bir insanım, başımı yaslayacak bir omuz
istiyorum. Benim efkarım da ağır oluyor. Tortu bırakıyor. İnşallah
vicdan sahibi, boyu boyuma, huyu huyuma," diye devam ederken, "Sizi
izdivaç programına çıkaralım," diye kaba bir espri yapıyoruz.
"Allah korusun aman aman," diyor.
EN SEVDİĞİM ALLIĞIN ADI ’ORGAZM’
"Bir programınızda "Orgazm" kelimesine kullanan birini; ’Dikkatli
konuşalım lütfen,’ diye uyardığınız yazıyor internette. Var mı
böyle bir şey?" merakımızı "Bu da internetin kuyruklu yalanları,"
diye cevaplıyor Ceyhan ve muhabbet hayli enteresan bir tarafa doğru
gidiyor. "Orgazm lafı her zaman her yerde geçebilir. Ayrıca en
sevdiğim allığın adı da orgazm." Bütün cahilliğimizle "Öyle bir
allık mı var?" diye soruyoruz. Varmış. Dünyada en çok satan
allıklardanmış. "Peki yüzünüzdeki o mu?" sorusuyla devam ediyor
merakımız. Değilmiş. Yanaklarındaki ’Russian Girl’müş. Ne desek
bilemeden "Hiç orgazm yaşamamış bir sürü kadın var. Ne olduğunu
bilmiyorlar," diyoruz. "Tabii bilmiyor. Vajinusmus’u bile
konuşamıyoruz. İnsan bilmediği şeyden keyif alır mı? O da bir süre
sonra beraberlikten kaçar hal alıyor," diye cevaplıyor Ceyhan. Şaka
mahiyetli "Sonra da koca kaçıyor tabii," diyoruz. "Aynen öyle,"
diyor Esra Ceyhan. Peki geçen hafta TRT’yle yaşadığı
anlaşmazlıklar? Esra Ceyhan’la ilk defa bir televizyoncunun maaşı
meclis gündemine girmişti. CHP Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt Esra
Ceyhan’ın aldığı iddia edilen 40 bin TL’nin araştırılmasını
istemişti Bülent Arınç’tan. Esra Ceyhan kendisine bu konuda sorulan
sorulara; "O rakamı almıyorum. TRT’nin çalıştığı yapım şirketine
sormalısınız" şeklinde cevap vermişti. TRT’deki programının
yayından kaldırılmasının da sebebi, bu gizemli yapım şirketinde
saklı. Esra Ceyhan ve yakın arkadaşı, aynı zamanda yapım arkadaşı
Vural beyin elbette ki yeni projeleri var
Sabah