Best Of Haydar Dümen!!!..
Yıllardır Türkiye'nin seksoloji otoritesi olarak her konuda müthiş öneriler getiren Haydar Dümen'in, okurlarından gelen akılalmaz sorulara verdiği akla ziyan yanıtlar internette mailden maile dolaşıyor. İşte onlardan bir demet!
Soru: Merhaba size şunu sormak istiyorum. Eşimle haftada iki
veya üç kez seviştiğimizde çocukların ikiz ya da üçüz olma ihtimali
artıyor mu?
Yanıt: Sevgili okurum. Birçok erkek eşiyle birlikte her gün
birleşme yapar. Bu durumda bu mantığınızla çocuklar yediz mi
olacak? Biraz kitap oku, bilgilen, sonra evliliğe adımını at.
Soru: Aşırı istek öğretmenliğimi etkiler mi?
Yanıt: Aç gözlüsün, kendini disipline et, derslerine çalış
Soru: Haydar bey. Ben 19 yaşında bir gencim. Yazılarınızı devamlı
takip ediyorum. Ben de sekse karşı aşırı bir ilgi var. Bu yüzden
bunalımdayım. Öğretmenlik okuyorum. Acaba bu öğretmenlik hayatımı
etkiler mi, çünkü bu sorun beni derslerimden soğutuyor. Bulunduğum
ortamdan dolayı hep kızlarla iç içeyim. En samimi kız arkadaşıma
karşı bile cinsel istek duyuyorum. Bir gün aynı evde kalırken onu
yemek yaptığı sırada taciz ettim. O andan sonra bütün arkadaşlarım
benimle ilişkisini kesti. Arkadaşsız kaldım, sosyal bir bunalım
içindeyim. İnanın ki isteyerek yapmamıştım, kendime hâkim olamadım.
Lütfen bana yardımcı olun. Şimdiden çok teşekkür ederim.
Yanıt: Sevgili okurum, önce kız arkadaşın geveze biriymiş. Biraz
kendi gururunu tamir etmek için biraz da sen onun adını çıkarırsın
diye o senden önce davranmış. Senin adını yaymış. Sen de herkese
ilgi duyduğundan beyninde hayali harem kurmuşsun. Ama bunlardan bir
tanesini baş kadın seçmek zorundasın. Yani bir sevgiliyi. Bu böyle
olursa sen de, sevgin de, ilişkin de saygınlık kazanır. Öbür türlü
hem güven vermezsin hem bir üzüm bağına girdiğinde her üzüm
salkımından biraz salkım koparmak gibi açgözlü bir imaj senin
kimliğini zedeler. Bana göre de biraz aç gözlüsün. Bu durumunu
eğitmezsen ve disipline etmezsen evlendiğinde karının çekeceği var.
Tabii ki mutluluğun bozulacak. Hadi yavrum derslerine iyi
çalış.
Soru: Çığlıklarıma engel olamıyorum, ne yapmalıyım?
Yanıt: Adam hassas, dişlerinin arasına yorgan al
Soru: 28 yaşındayım ve beş ay önce kendimi hazır hissettiğim
dönemde erkek arkadaşımla birlikte oldum. Onu seviyorum,
cinsellikten zevk alıyorum ama orgazm olamıyorum. Nedeni ise tam
doruğa ulaştığımda çığlık seslerim beni frenliyor. Erkek arkadaşım
bundan rahatsız oluyor. Ancak ben bu sese engel olamıyorum. Bu
güzellikten mahrum kalmak istemiyorum. Ne yapmam gerekiyor? Bana bu
konuda bir çıkış yolu gösterirseniz çok sevinirim.
Yanıt: Değerli okurum, orgazm heyecanı kişiden kişiye farklıdır.
Bir parça hareket, canlılık, ses ya da titreme olmasında yarar var.
Çünkü bunlar erkeği motive eder. Bu tıpkı cep telefonunun titreşim
yaparak sahibine "Ben çalışıyorum. Her şey yolunda" uyarısı yapması
gibi. Ancak sizdeki gürültü sanırım tavan aşımı gibi, dorukları
zorladığından belki de eşiniz bundan rahatsız olabilir. Öyle ya
komşuların duymasını istemeyebilir.
Benim çok aydın, zeki, olgun ve eğitimli bir vajinusmus hastam
vardı. İki yıldır birleşme sağlanmamıştı. Sık sık duyurduğum gibi
vajinusmus olaylarını ben tek seansta yüzde 100 bitiriyorum. Bunda
narkoz yok, dokunma yok, muayene yok, ev ödevleri vermek yok.
Yukarıda sözünü ettiğim çiftin muayenehanede olayını
çözümlediğimizde kadın yanımıza geldi. "Hocam şimdi beni üst
kattaki komşum beklesin" dedi. Parmağını tavana doğru kaldırdı.
"Geliyorum komşu. Bak ben sana neler yapacağım" diye konuştu.
Memleketi İzmir’e esprili bir gönderme yaptı. Meğerse üst komşusu
her gece cinsel birleşme yaptıklarında bunlar aşağıda
hissediyorlarmış. Kimbilir onlar da mı sesliydi. Oysa karyola mı
ritmik sesler çıkarıyordu bilemem. İki yıl cinsel birleşmeyi
gerçekleştiremeyen kadını afakanlar basıyor. Onlar yapıyor ben niye
yapamıyorum diye bir sinir küpüne dönmüş. Sanırım o da bir yöntem
bularak üst kat komşusuyla yarışa girmiştir. Bana göre bizimkisi
geçmiştir, yarışı kazanmıştır. Üsttekiler ne de olsa biraz
yorulmuşdur. Değerli okurum. Çok gürültü yapma be yavrum. Adam
hassas, dişlerinin arasına ya biraz yorgan al ya da önceden
hazırladığın sargı bezini ısır. Ya da birleşmeden önce
sakinleştirici ilaçlar al ki iyice gevşe. Ne kadar gevşesen de sen
ses veren türden kadınlardansın. Doktorca fena bir şey değil ama
kocanı ya kendi kulvarına çekeceksin ya da sen onun kulvarına
geçeceksin. Şimdilik arasındaki çizgide koşmaya devam edin. Biraz
senden, biraz ondan.
Soru: Pantolonuna boşaldım hamile mi?
Yanıt: Öyle spermi henüz Tanrı yaratmadı
Soru: Merhaba, size bir sorum olacak. üç gün önce sözlümle
seviştim. Üzerimde giysi yoktu. Onun üzerinde blucin vardı. Ben
dayamayarak pantolonun cinsel organına yakın bir yere boşaldım.
Sözlüm ve ben hamile kaldığından şüpheleniyoruz. İki günden beri de
midesi bulanıyor. Cevabınızı bekliyorum.
Yanıt: Sevgili okurum. Pantolondan ya da bezlerden içeri
geçebilecek bir spermi Tanrı henüz yaratmadı. Spermler
Amerikalıların icat ettiği beton delen füzeler gibi bir şeyleri
delip geçemiyor. Spermler kendilerine uygun vajina kanalında ve
ondan sonra rahim içinde döllenme borularında asfalt yolda gider
gibi kayar giderler. Bunun için hiç üzülmeyin. Eşin ne hamile kaldı
bu durumlarda ne de hamile kalabilir.
Soru: Nişanlımın cinsel organı çok büyük, ne yapayım?
Yanıt: Şanslısın piknik yapacağın alanı görmüşsün
Soru: Sayın Haydar hocam. 23 yaşında, nişanlı bir kızım. Bir ay
sonra düğünüm var. Arkadaşlarım korkulacak bir şeyin olmadığını
söyledi. Geçtiğimiz gün nişanlımla ön sevişme yaşadık. Nişanlım
cinsel ilişkiye girmemizi istedi. Ben de onu çok sevdiğim için
"Hayır" demedim. Daha sonra soyunduk. Ama gördüğüm manzara
karşısında şaşırdım kaldım, çünkü çok büyük. Biz konuyu gerdek
gecesine bırakmaya karar verdik. Hocam, şimdi ben gerdek gecesi ne
yapmalıyım? Şimdiden teşekkür ederim.
Rumuz: Bozcaada’dan B.K.
Yanıt: Değerli okurum, hayat sürprizlerle doludur. Bir pencereden
bakarsan, çiçek bahçesi görmeyi umduğun yerde sivri sivri kayalar
görürsün. Oysa sen, o çiçek bahçesinde piknik yapmayı, eğlenmeyi,
gülmeyi düşlemiş olabilirsin. Ama sivri upuzun kayalar senin
hareketlerini kısıtlar. Orada yaşamak zorundaysan çok dikkatli
olmalısın. Ayağın kayar, üzerine düşersen canın acır. O kayaların
arkasına saklanan nişanlın da seni o kayalarını tepesine hemen
çıkmaya zorlarsa, bu defa dokularda yaralar açılır.
Sen kayadan öyle bir korkarsın ki hayatın boyunca yanlarına bile
yaklaşmak istemeyebilirsin. Ama yine sen şanslısın. Piknik
yapacağın alanı görmüş, neyin, ne olduğunu öğrenmişsin. Bu durum
sürpriz de olabilirdi. Hani bazı yerlerde üzeri örtülü heykelleri
açarlar. Örtüyü çekince devasa heykel karşına çıkıverir ya, onun
gibi ilk gece birdenbire örtüler kalkıp da eşinin "Bak bak" diye
kıpırdanışları sende şok yaratabilir.
Artık şans ne getirdiyse, vajinismus mu, cinsel soğukluk mu? Kabak
gelir yine bizim başımıza patlar. Ben yukarıda mektubunu
sansürledim. O sivri kayanın boyutunu yazmadım. Bana göre çok
düşünmelisin. Çünkü kayanın boyutu, mermer kesen makinelerle
traşlanır gibi kesilip düzenlenemiyor. Ama o kayanın bulunduğu
çevre, gökyüzü, kayanın oturduğu toprağın kalitesi her şey iyiyse
bir de bu taraftan değerlendirmelisin.
Ama uzun bir evlilik sürecindeki bunu at üzerinde bir seyahat gibi
düşün, işte böyle bir yolculukta eşin dizginleri iyi kullanmayı
bilirse sorun ortadan kalkar gibi geliyor bana. Yine de sen
bilirsin.
Soru: Mastürbasyon boyu kısaltır mı?
Yanıt: Genetik diye bir şey var
Soru: Hocam size iki sorum olacak. Mastürbasyon yapınca sivilce
çıkar mı ve boyu kısaltır mı? Rumuz: Root
Yanıt: Değerli okurum, mastürbasyonun sivilceyle ilgisi yok. Boyun
uzunluğuna ya da kısalığına gelince. Şöyle düşünün. Sokakta
birtakım erkekler göreceksin. Şöyle bakacaksın adamların boyu 1.80.
Haa! seni seni. Sen hiç kendini ellememişsin, iyi iyi maşallah. Ya
da orta boylu birini görünce işte bak ne hale gelmişsin. Oğlum biri
sana demedi mi kendinle çok oynarsan boyun bir karış kısalır diye.
Yani insanların yüzüne, bedenine bakarak geçmişlerini okumak mümkün
mü? Cinsel kimliklerini çözmek elimizde olsaydı biz bu meslekten
çoktan istifa eder, emeklilik köşemize çekilirdik. Genetik diye bir
şey var. Bunun içinde aile var, beslenme var, yapılan sporlar var.
Var oğlu var. Bir de genç yaşta insanlar kilolu olursa yer
çekiminden dolayı boy uzamıyor.
Soru: Orgazmı çözemedim, tanımlar mısınız?
Yanıt: Ağustos sıcağında buzlu limonata içmektir
Soru: Merhaba Haydar bey. Yazılarınızı sürekli takip ediyorum. Ama
anlattığınız orgazm olayını çözmüş değilim. Ben 18 yaşında bir
kızım. Sizden orgazmın tanımını yapmanızı rica ediyorum. Rumuz:
Muhasebe
Yanıt: Sevgili okurum, ne yapsam, ne etsem de sana orgazmı
tanımlayabilsem? Varsayalım ki bir ağustos sıcağındasın ve iyice
susadın. Hücrelerinin her biri can istiyor. Senin de canın bir
kocaman bardak buzlu limonata istiyor. O buzlu limonatayı aldın,
ağustos sıcağında içtin, içtin, içtin ve limonata bitti. Sen de
derinden bir oh çekip rahatladın ve doydun. Çok keyifli bir
mutluluk. Hemen hemen orgazmın tarifi bu. Yani yudum yudum, ya da
adım adım zevk basamaklarından tırmanmak. Bedenin, midenin tamam
dediği noktaya geldiği zaman bir oh! deyip bardağı elinden koyup
şöyle bir gevşeyip ve oturmak ya da uzanmak.
Ancak orgazm olana kadar geçen süreç herkeste değişik bir yol
izliyor.
O limonatanın ilk yudumda hiç tat olmayan mı dersin. Birkaç yudum
aldıktan sonra bir üst basamak zevkine ulaşamayan ya da yarım
bardak içtikten sonra bu kadar yeter, daha fazlası yok mu diyen.
Doruğa yaklaşıp ancak o son noktaya bayrağı dikemeyenler mi?
Orgazmı sırasında ağlayanlar, haykıranlar, inleyenler, kendini
tutamayıp kahkaha ile gülenler (dikkat bu sırada vajina penisi
dışarı atabilir. Çünkü karın kasları kasılır) Kocasının sırtını
tırnaklarıyla yaralayanlar mı? Son derece sessiz kelebeğin çiçeğe
konması gibi hiçbir şeyi belli etmeyenler mi, .... mi? ...... mi?
Sevgili okurum sana önerim; bir partnerin olsa ya da evli olsan ve
de bu evlilik birkaç yıl geçse ondan sonra ortaya çıkabilecek
tabloya göre sen bana bu soruyu sorsaydın. Ben de sana daha net bir
şeyler söylerdim. İstersen bütün bu ihtimalleri teker teker bir
kâğıda yaz. Hepsini katla, bir torbaya doldur. Tombala çeker gibi
bir tanesini çek. Galiba bu benim de. Yani yani yani...
Soru: Kızlık zarı dört yılda kendini yeniler mi?
Yanıt: Kristal bardak bir kez çatladı mı kendiliğinden
kaynamıyor
Soru: Merhaba Haydar Bey. Benim sorunum şu: Yedi yıl önce erkek
arkadaşım sevişme sırasında parmağını vajinama soktu. Adetimin son
günüydü, çok az miktarda kan geldi. Sizce kızlığım bozulmuş
olabilir mi? Ya da adetimin son günü olduğu için kan gelmiş
olabilir mi? Ayrıca etrafımdakilerden duyduğum kadarıyla dört yıl
ilişkiye girilmediği zaman kızlık zarı kendini tamamlıyormuş. Bu
olaydan sonra yedi sene ilişkiye girmedim. Bu yüzden kızlık zarım
kendini tamamlamış olabilir mi? Sizce bu doğru mu? Böyle bir şey
var mı? Cevabınız için şimdiden teşekkür ederim. Rumuz: Minik
Yanıt: Değerli okurum, kızlık zarının dört yılda kendini
tamamladığı olayını yanlış duymuşsun. Kristal bardak çatladı mı
kendiliğinden kaynamıyor. Her neyse kızlık zarı dikilebiliyor da,
kristal bardak kaynak tutmuyor. Kristal bardak ruhunuzdur.
Sevgililer, eşler birbirinizin ruhunu çatlatmayın, yani kırmayın.
Kızlık zarı dört yıl değil, 40 yıl da bekleseniz bir şey olmaz.
Zaten olan olmuş, biten bitmiş. Bazıları diktirme peşinde koşuyor.
Bence yanlıştır. Kızlık zarını yitirmek namus mudur değil midir? Bu
toplumdan topluma değişen bir yargıdır. Biz bu toplumsal değerlerin
biraz daha gerisinden giderek bunu namus olarak yorumluyoruz. Ama
değerli okurlarım namus dikiş tutmuyor, geçmiş olsun demekten
başka.
kaynak:medyafaresi