Bizimkiler'in Ali'si, Doksanlar'ın Öğretmen Kemal'i!...

Atılay Uluışık: "'Bizimkiler'den sonra piyasadan ayrı kaldım. O dönem aşiret dizileri ekranı sarmıştı. Yıllarca iyi aile çocuğunu oynayan biri, birden aşiretin kötü çocuğu olamazdı..."

Bizimkiler'in Ali'si, Doksanlar'ın Öğretmen Kemal'i!...

Çocukluk ve gençlik yıllarınız setlerde geçti. Şimdi geriye dönüp baktığınızda neler hissediyorsunuz?
Dizi 1987'de başladı. O sıralar ben daha 10 yaşında ufacık bir çocuktum. Ortaokul hazırlık sınıfına yeni başlamıştım. Ortaokul, lise, üniversite ve yüksek lisans yaptığım yıllarda da dizi hayatımda oldu. 2002 yılında bitirdiğim yüksek lisansla birlikte dizi de bitti. Birlikte oynadığım her karakter artık benim annem, babam, amcam, teyzem haline gelmişti.

TİTİZLİKLE HAZIRLANDI

Peki yıllarca canlandırdığınız 'Ali' karakteri size neler kattı? Şu anda rol aldığınız 'Doksanlar' dizisi hakkında nasıl geri dönüşler alıyorsunuz?
Beni, sokakta görenler hâlâ 'Ali' diye sesleniyor. İzleyici, oyunculuğa çok küçük yaşta başladığım için beni evlerinin küçük oğlu gibi kabul etti. Ama maalesef günümüzde böyle değil. Oyunculuk söz konusu olduğunda, özellikle ebeveynler işe sadece maddiyat olarak bakıyor. Halbuki, bizim zamanımızda böyle değildi, işimizi aşkla yapıyorduk. 'Doksanlar' dizisinin insanların hafızasına iyice kazınması için bir parça daha zamana ihtiyaç var. Ama şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki; çok titizlenerek hazırlanan bir proje. Dizi yeni başladı ama en az bir yıldır calışmaları sürüyor. Bayramoğlu'nda kurulan devasa bir platoda çekiyoruz diziyi.

Maddi kazanç açısından bakacak olursak; eskiden bu kadar kazanılabiliyor muydu?
Arada dağlar kadar fark var! Eskiden bizim aldığımız ücretler, üç aşağı beş yukarı normal maaşla çalışan bir insanın maaşıyla aynıydı. Ama şimdi, özellikle magazin programlarıyla birlikte meşhur ve popüler olmak ön plana çıktı. Kazanılan paralar da artık bununla ölçülmeye başlandı.

EKRANDA KIRILMA OLDU

'Bizimkiler' bittikten sonra sizi bir müddet ortalarda göremedik; neler yaptınız bu süre zarfında?
Dizi bittikten sonra 'Hürrem' adlı dizide rol aldım ama maalesef bu uzun soluklu bir proje olmadı. Araya 'Balalayka' adlı film projesi girdi. Sonra, askerlik dönemi derken, bir müddet piyasadan ayrı kaldım. Bir de; o dönem televizyon dizilerinde kırılma dönemi yaşandı. Aşiret dizileri başladı. Yıllar boyu bir aile dizisi içinde rol alan 'efendi oğlan', bir anda aşiretin kötü çocuğu olamazdı. Yapımcılar gibi, ben de bu riski göze alamazdım. Sonra altı yıllık bir yurt dışı deneyimim oldu.

Türkiye'ye döndükten sonra ticaret devam mı etti?
Haliyle... Oyunculuk sektörü, nankör bir sektör. Biraz ara verseniz, yerinize hemen yeni yüzler geliyor. Benim kafamda oyunculuk bitmişti bile! Bir akşam Uğur Yücel ile bir araya geldik. Bana, yeni bir film projesi olduğunu söyledi. Sonra aniden, "Hadi gel, seni Kars'a götüreyim" dedi. Kars'a gidip kendimi yeniden bir setin içinde bulduğumda, ne kadar özlediğimi fark ettim. Bir yıl önce de 'Doksanlar'a dahil oldum.

Rolünüz nasıl belirlendi?
Aslında mevcut bir rol yoktu ortada. 90'lı yıllarda yayınlanan bir diziden sonra, 2013'te yayınlanacak olan '90'lı yılları konu alan bir dizide rol almam enteresan olabilirdi... Birol Güven de bunu kullanmak istedi. Hep 'temiz aile çocuğu' olarak görüldüğüm için benden kötü bir karakter de çıkmazdı. Birol Güven de bir öğretmen karakteri yarattı. 'Ali büyüdü, okudu ve iyi bir öğretmen oldu' gibi bir durum yarattı.

BİR BAKTIM ALTI YIL GEÇMİŞ!

Yurt dışında bulunduğunuz sürede neler yaptınız?
O dönem, dayım Ukrayna'da yaşıyordu. Tatil için yanına gitmiştim. Derken, dayımın işlerine yardım etmeye başladım. Benim için son derece değişik bir yerdi. Özgürlüğünü korumaya çalışan bir halk vardı. Tek sorun; ne konuştuklarından hiçbir şey anlamıyor olmamdı. Sonra hırs yaptım kendi kendime; eğer dayımın yanında kalıp calışacaksam dili öğrenmem gerekiyordu. Ben de kalıp üniversitede hazırlık sınıfına başladım. Sonra bir baktım altı sene geçmiş!

ESQUIRE




Konular Röportaj