Boyu kısa kalıyor çünkü...
Boyu kısa kalıyor çünkü...
Gerginliğin eksik olmadığı, anne-baba sevgisinin ve ilgisinin tam
tezahür etmediği evlerde büyüyen çocukları bekleyen tehlikelerden
biri de boy kısalığıdır. Prof. Dr. Kenan Haspolat, sevgi
yoksunluğunun büyüme hormon fonksiyonunu engellediğini söyledi.
Bunun tedavisinin ise öncelikle sevgi ve psikolojik ortamın
düzeltilmesi olduğunu belirtti.
Ebeveynler arasındaki problemler çocuğun sağlığını olumsuz
etkiliyor. Eşlerin sürekli tartıştığı aile ortamındaki çocuklarda
tıp dilinde 'sevgi yoksunluğu sendromu' ya da 'psikososyal cücelik'
denilen boy kısalığı ortaya çıkıyor. Yapılan araştırmalar, bu
hastalığın giderek arttığını ortaya koyarken, çocuğun büyümesini
etkileyen bu sendroma karşı eşlerin daha dikkatli olması
gerekiyor.
Dicle Üniversitesi Çocuk Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Kenan
Haspolat, çocuklar için en önemli büyüme hormonunun sevgi olduğunu
belirtiyor. Haspolat, "Çocuk ne kadar iyi beslenirse beslensin,
anne ve babası sürekli tartışıyorsa ya da boşanma aşamasındaysa,
çocuğun büyümesi yavaşlıyor. Uyuyamıyor ya da yemeği reddetmeye
başlıyor. Çocuğun fiziksel gelişiminde aksaklıklar meydana geliyor.
Bu durum, sevgi yoksunluğunun sadece bir sonucudur." diyor. Sevgi
göstermemenin büyüme hormon fonksiyonunu engellediğini anlatan
Haspolat, sevgi fazlalığının ise nötr olduğunu ve boyun uzamasını
sağlamayacağını kaydediyor.
Haspolat'ın verdiği bilgiye göre; büyüme hastalığı olan psikososyal
kısa boy 2-15 yaş arasındaki çocuklarda görülüyor. Hastalığın en
önemli belirtileri, boy ve kilo alımında yaşanan duraksama. Bunda
şiddet, kötü muamele, sevgi yoksunluğu önemli rol oynuyor. Bu
çocuklar, bu hormonlara cevap vermiyor. Çocuklarda yeterli beslenme
olmasına rağmen büyüme gerçekleşmiyor, sindirim sistemi problemleri
de dikkat çekiyor. Bu olayların sonucu olarak stres hormonları olan
epinefrin ve norepinefrin artış gösteriyor. Bunun tedavisi ise
öncelikle sevgi ve psikolojik ortamın düzeltilmesinden geçiyor.
Özellikle eşlerin evdeki kavgalarının çocuklarda büyüme hormonunun
az salgılanmasına yol açtığını dile getiren Haspolat, "Sağlıklı
büyümek için çocuğun psikososyal ortamı son derece önemli.
Psikososyal yoksunluk veya psikososyal boy kısalığı diye
adlandırabileceğimiz bu durum, anne-babadan uzak yaşayan veya
ebeveynlerinde psikolojik rahatsızlık olan çocuklarda görülüyor."
diye konuştu. Ayrıca evde sık sık kavga ediliyorsa, çocuk
anne-babadan sevgi göremiyorsa, bu da büyüme hormonunu etkiliyor.
Bu durumun merkezi sinir sistemi ve hipofiz bezi etkileşimi ile
ilgili olduğunu ve bu çocuklarda büyüme hormonunun yetersiz
salgılandığının bilimsel olarak ortaya konulduğunu dile getiren
Haspolat, "Çocuklar şefkat görebildikleri bir ortama
yerleştiklerinde veya stres ortadan kalktığında hem büyümenin
hızlandığı hem de büyüme hormonu salgısının düzeldiği tespit
ediliyor." şeklinde konuştu.
Hastalık tip ve belirtileri
Tip 1: Süt çocukluğunda görülür
Huysuz, huzursuz, uyku düzeni bozuk, sürekli ağlama eğilimi, boy
uzama ve kilo alımında sorun vardır. Aile, çocuğun fiziki ve
psikolojik ihtiyaçlarını fark etmez. Hormonal sorun yoktur.
Görünüşte aile çocukla ilgilidir. Anne aktivite, olarak dağınıktır.
Ebeveyn sorumluluğu ve iletişimi eksiktir. Yeterli kalori ve ilgi
gösterildiğinde boy ve kilo artımı olur.
Tip 2: Üç yaş ve sonrasında görülür
Aile içi sorun vardır. Ebeveynler çocuğa ilgisizdir. Çocuklarda
depresyon vardır, çekingen, saldırgan olabilirler. Çok yeme ve
içme, davranış bozukluğu olabilir. Büyüme hormonu yetersizdir.
Ebeveyn çocuğa ilgisiz, hatta dışlamış olabilir. Ailede alkol,
uyuşturucu kullanımı olabilir. Ortamdan uzaklaştırılınca hem
hormonların salgılanması hem de boy uzaması normalleşir.
Tip 3: Üç yaş ve sonrasında görülür
Aile içi stres vardır ancak ebeveynler çocukları dışlamaz.
Ebeveynlerde suçluluk duygusu vardır. Büyüme hormon salgısı
bozulmamıştır. Aileye psikososyal destek vermek yararlı
olabilir.