Bülent Ersoy'dan büyük ayıp!
Geçmişte Bülent Ersoy'da, yasaklıydı 6 - 7 sene beş kuruş kazanamadı. Elbiseye muhtaç olduğu günler oldu. "Gençliğimin en güzel yılları öyle gitti. Oturduğum koltuk çöktü, daha ne olsun kardeşim daha ne olsun?.." bir röportajında söylediği kendi sözleridir...
Safiye Soyman'da devlet korosunda üç kuruş maaşla, iki çocukla geçinmeye çalışırken neredeyse sürünüyordu...
Bu iki isim bu hallerdeyken Banu Alkan ise dünyanın en güzel yerlerinde yedi, içti ve en güzel, en pahalı kıyafetleri giydi. En gösterişli takıları taktı...
Bülent Ersoy'un böyle küçük düşürücü konuşması kendisine yakışmadı, hele o Safiye'nin ortalığı bulandırması tahammül edilebilir gibi değil.
Reyting için bu kadar ağır konuşan Bülent Ersoy, bir gün bütün varlığını kaybederse Banu Alkan'dan daha kötü alay konusu olur...
Düşmez kalkmaz bir Allah'tır!
Reyting için bile olsa bu kadar dinden ahkam kesen biri böyle mi konuşur?
"Benim yanımda marka konuşmayın, çünkü siz marka giymiyorsunuz..." sözleri ne demek? Hele "Çantanızı bile yanınızdaki adam dikti. Eski ay ay ay..." demeleri...
Söz çantadan açılmışken...
Birkaç yıl öncesine dönersek Bülent Ersoy'un Kapalıçarşı'daki çakma çantacıda alışveriş yaparken yakalandığını ve akabinde Kıbrıs'taki bir başka çakma çantacıdan da alışveriş yaptığını gazetelerden hepimiz okumuştuk.
Marka nedir? Marka kıyafetteki, aksesuardaki etiketten başka bir şey değildir. Kişiler hangi marka giyindiği veya hangi markanın ürünlerini kullandığıyla değil insanlıklarıyla değerlendirilir ve yorumlanır.
Öyle temiz, giydiğini kendine yakıştıran güzel insanlar vardır ki pazardan mı yoksa mağazadan mı giyindiğini anlamazsınız. Bu görgü meselesidir...
'Daha çok izlenelim' düşüncesiyle bu büyük burunlu, yersiz konuşmalar 65 yaşındaki insana gerçekten hiç yakışmıyor...
Sacit ASLAN