Çağla Şıkel: ’’Kuzey hayatım boyunca beklediğim aşkmış’’
Manken-oyunu ve sunucu Çağla Şıkel aile hayatını, oğlu Kuzey'i anlattı..
Yaz sezonunu normalde en erken açan ünlülerdensiniz. Bu
proje nasıl bu kadar etkili oldu da tatilden
vazgeçtiniz?
- Çok acayip oldu. Aslında hiç böyle bir niyetim yoktu. Ukalalık
olarak nitelendirmeyin ama hakikaten çalışmayı düşünmüyordum. Ben
tam “Oğlumun annesiyle zaman geçirmesi gereken bir dönem. Kendime
bu yaz izin vereyim” derken öyle bir teklif geldi ki... Beni yaz
tatilinden daha çok eğlendireceğini düşündüğüm için, formatı
anlattıkları anda teklife “Ok’im” dedim!
Nasıl bir yarışma
bu?
- Çok zor bir yarışma ama aynı zamanda çok eğlenceli ve komik. Biz
bile yarışma etaplarını izlerken inanılmaz güldük.
Farklı illerden 12’şer kişilik gruplar halinde
yarışılacak.
GÜLMEYE BAŞLARSAM KENDİMİ TUTAMAM
Ünlüler de mi yarışacak?
- Şimdi ünlü mü desem, ne desem... Tanıdık simalar var ama, o
kadarını söyleyeyim. “Bana çok görev vermeyin, ben çok gülerim,
yarışma devam edemez” dedim. Çünkü tutamam ben kendimi, biliyorum.
Daha önceki yarışmalarda hep topuklu ayakkabılar, yapılı saçlar,
makyajlarla yer aldım. Ki öyle olmayı da seven biriyim. Ama bu
yarışmada öyle görünmemeliyim. Tam tersi sportif kişiliğimle öne
çıkmalıyım. Zaten böyle atlama, hoplama, zıplama gibi şeylere
bayılırım. 1 buçuk yıldır hiç spor yapamadım, benim için de iyi
olacak.
Diğer programlarda daha ağır bir tarzınız olsa da siz her
zaman komiksiniz...
- Aynen. Öncelikle kendim eğlenirim çünkü... “Acaba böyle yaparsam
çirkin mi görünürüm” durumum da yoktur. “Beni beğenmezler” diye
bir endişem olmadığı için son derece komik durumlar ortaya
çıkıyor. Bu yarışmada da o durumlardan nasibinizi alacaksınız.
ÇALIŞMAK BENİM RUHUMU BESLİYOR
Bu durumda tam yazlık bir iş yapıyorsunuz, değil
mi?
- Gerçekten de yazın yapılması gereken bir iş. Yarışmacılar suyla
haşır neşir olacak. Dolayısıyla havanın güzel olması gerekiyor.
Yazlığında çekirdeğini çitlerken bu programı izleyenlerin boğazına
çekirdek kaçacak gülmekten! Dolayısıyla yaz için bence çok doğru
bir proje. Çok boş oturmayı seven birisi olmadığımı anladım. Kuzey
var hayatımda, sürekli onunla ilgileniyorum. Ama çalışmak benim
ruhumu besliyor.
Kuzey deyince, çok zor ama onu anlatacak cümle ne
olabilir?
- Kuzey benim hayatım boyunca beklediğim aşkmış. Bu bile çok basit
bir cümle. Röportajlarda ona olan hislerimi anlatmak için birkaç
cümle kuruyorum. Her defasında eve giderken “Çok saçma oldu bu”
diyorum. Onu anlatabileceğim bir cümleyi henüz kuramadım.
Kuramayacağım gibi de geliyor.
Çocuktan öncesi ve sonrası gibi bir şey oluyor, değil
mi?
- Hayat tepetakla oluyor ve sadece ona odaklı bir hayat
başlıyor.
HAYATIMIZA OK GİBİ GİRDİ
Belki çok erken ama nasıl bir çocuk Kuzey?
- Erkek çocukların çok hareketli olduğu söylenir, Kuzey de öyle.
Yatırmak ve altını değiştirmek mümkün değil. Ayakta takıyoruz
bezini! Daha ayakta bile duramadığı halde zıplamak istiyor.
Yapamayacağı her şeyi yapmak istiyor ve biz de ona yardımcı olmaya
çalışıyoruz.
Büyüdüğünde her şeyi denemek isteyen, tuttuğunu koparan bir
adam olacaktır...
- Tüm bebeklerin karakteri midir, yoksa Kuzey’e özgü bir şey mi onu
bilemiyorum. İlerleyen zamanlarda göreceğiz. Ama çok hareketli bir
bebek olduğunu söylemek mümkün. Yürümeye başladığı zaman neler
yapabileceğini düşünmek bile istemiyorum. Şu anda bile annem, iki
teyzesi, benim iki arkadaşım süperman gibi geziyoruz etrafında.
“Ben yoruldum sen al” diye elden ele dolaştırıyoruz.
Emre Bey (Altuğ) nasıl hissediyor kendini?
- Emre bazen durup durup şöyle diyor: “Biz ne yaptık böyle, bu
nasıl bir şey?” Bir de o doğuma, o mucizevi ana şahit olunca,
kendimizi balyoz yemiş gibi hissettik. Hayatımıza ok gibi girdi
Kuzey.
EMRE’YLE EVLENİRKEN HAYRANLARINI DÜŞÜNMEDİM
Çok beğenilen bir adamla nikah masasına oturmak nasıl bir
his?
- Ben hiç ona hayran olan 10 binleri düşünmedim ki. Ben aşık
olduğum, hayranlık duyduğum adamla evlendim. Önemli olan benim
sevdiğim adam olması.
Evlilik nasıl bir şey? Aynı evin içine girince değişiyor mu
her şey?
- Henüz bunun sıkıntısını yaşamıyoruz. Ama nedense herkes “Daha ilk
yıllarınız, durun bakalım. Geçsin bir 10-15 sene de ondan sonra
göreceğiz” diyor. Gerçi biz Emre’yle arkadaş olarak da çok iyi
anlaşan bir çiftiz. Bir de çok beklemeden bebek yaptığımız için,
evliliği eskitmeye fırsatımız olmadı. Bence aradaki sevgi, saygıyı
kaybetmemek, evde sadece ben değil bizi yaşayabilmek çok
önemli.
Siz fedakar bir insansınız anladığım
kadarıyla...
Evet epey fedakarım. Vermeyi çok severim ama hiçbir şey almadan da
vermem! Biz Emre’yle onu çok iyi dengelediğimizi düşünüyorum.
PERİ MASALI
Mesleğinizde başarılısınız, sevdiğiniz adamla evlendiniz, sağlıklı
bir çocuğunuz var... Sizin hayatınız bir peri masalı
mı?
- Evet benim peri masalım diyebiliriz. Masallarda perilerin
hikayeleri nasıl bilmiyorum ama hakikaten benim yaşayabileceğim en
güzel hayat bu... Hep böyle olmasını hayal ettim ve her şey hayal
ettiğim gibi, yani çok güzel gidiyor. Çok sevdiğim ve saygı
duyduğum bir eşim var. Bu aştan çok güzel bir de bebeğimiz oldu.
Ailemiz, sevdiklerimiz yanımızda. İkimizin de çok severek yaptığı
bir işi var. Allah’a şükür paramızı kazanıyoruz. Huzurumuz da var.
Dolayısıyla hayatım için “Çağla’nın peri masalı” diyebiliriz.
Peri masalına ulaşmanın bir sırrı var mı?
- İlerisini nasıl düşündüğünle de alakalı bu... Ben enerji
meselesine çok inanıyorum. Neyi çağırıyorsak, onu yaşıyoruz. Tabii
benim hayatımda da her şey mükemmel değildi. Ama tüm olumsuzluklara
rağmen enerjimizi kaybetmeyip pozitif ve iyi niyetli yaşarsak,
evren bize karşılığını veriyor.
SABAH KUŞAĞINDA OLMAK İSTİYORUM
Yarışma dışında başka televizyon projeleri var mı? Örneğin bir
dizi?
- Yeni sezon için görüşmeler yapıyorum ama henüz “Evet, bunu
yapayım” dediğim bir projeye rastlamadım. Tabii bir de Kuzey’e ne
kadar vakit ayırabileceğime bakacağım. Mümkünse sabah kuşağında bir
şeyler istiyorum. Sabah çalışıp, öğleden sonra eve gidip Kuzey
yatana kadar onunla beraber olabilmek niyetindeyim. Çünkü öncelik
onun.
Pınar Yılmazerler /Hürriyet