Çalışan kadın..

Çalışan kadın..

Çalışan kadın..

Meme kanserine yakalanmak kadınların korkulu rüyası. Bu hastalığın ismi kadar, kadınlar memelerini kaybetme kaygısı da yaşıyor. Günümüzde meme kanserinin tanı ve tedavisindeki yeni yaklaşımlar ise bu korkunun ortadan kalkmasını sağlıyor. Ama unutulmamalı ki her şeyden önemlisi hastalığın erken evrede yakalanması.

Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Orhan Demircan, günümüzde çok yaygınlaşan ve sıkça duyduğumuz meme kanserinde erken teşhisin önemine dikkat çekiyor.

Meme kanserinden korunmanın en etkin yolunun kadının farkındalığını arttırmak olduğunu söyleyen Prof. Dr. Orhan Demircan, "Erken tanı ile kişi sosyal yaşamdan kopmadan, büyük olumsuzluklara maruz kalmadan kötü hücrelerden kolayca kurtulabiliyor." dedi.

Meme kanserinin kişinin kendini muayene etmesiyle ortaya çıkarılabileceğini ifade eden Prof. Dr. Demircan, "Meme içerisinde süt bezleri ve kanalları var. Bu süt bezleri ve kanalların içerisinde farklılaşan hücrenin kontrolsüz çoğalmasıyla bu hastalık ortaya çıkıyor. Giderek büyüyen kitle kadının kendini kontrolü sırasında eline geliyor. Büyüyen, ele gelen kitle meme kanserinin en önemli belirtisidir. Bir hücreden çıkıyor ve geometrik dizi şeklinde artarak o hale geliyor." dedi.

Prof. Dr. Demircan, kansere neden olan hormonun östrojen hormonu olduğunun altını çizerek, östrojen hormonuna ne kadar maruz kalınırsa meme kanseri riskinin de o kadar arttığını vurguladı.

KARİYER YAPAN KADIN KANSERE DAHA ÇOK YAKALANIYOR

Memenin doğumla kendini tamamlayan bir organ olduğunu aktaran Prof. Dr. Orhan Demircan, doğurganlığın çok önemli olduğunu ve 30 yaşından önce doğum yapmanın kanser riskini azaltacağını vurgulayarak, "Doğum 30 yaşından sonraya kalıyorsa veya doğum gerçekleşmiyorsa kanser riski artıyor. O nedenle biz kadınlara doğurmayı ve emzirmeyi öneriyoruz. Kadın ne kadar çok emzirirse meme kanseri riski o oranda azalıyor. Sosyal yaşamın içindeki kadınlar ve kariyer yapan kadınlarda meme kanseri riski artar. Çünkü işi ve kariyeri nedeniyle daha geç evlenir, daha geç çocuk sahibi olur. İşi nedeniyle emzirme problemi olur. Emziremeyebilir. Beslenme alışkanlıkları genellikle fast food'a doğru kayar. İşin yarattığı stres ve gerginlik de bütün bu saydığımız faktörleri bir araya toplar. O nedenle sosyal yaşam ve kariyer meme kanseri riskini arttırıyor." şeklinde konuştu.

Gelişmiş ülkelerde kadınların kariyerine daha fazla vakit ayırdığını kaydeden Prof. Dr. Demircan, "Gelişmiş ülkelerde her 8 kadından biri meme kanseri riski altında. Ancak kadınların çalışma hayatına daha az katıldığı gelişmekte olan ülkelerde ise bu oran her 12 kadından birine kadar düşebiliyor." dedi.

ERKEN TANI HAYAT KURTARIR

Prof. Dr. Orhan Demircan, meme kanserinden korunmanın yolunun erken tanı olduğunu söylerken, "Erken tanı konulan hastada çok geniş ameliyatlara gerek kalmıyor. Daha küçük ameliyatlarla, daha küçük tedavilerle sosyal yaşamdan kopmadan kaliteli bir yaşam sürdürebiliyorlar. İşte en önemli şey meme kanseri riskinin farkında olmak ve kendilerinin yol haritalarını takip etmek. Zaman geçtiğinde, hastalık ilerlediğinde zor bir süreç başlıyor." şeklinde konuştu.






Konular Kadın / Bakım