Çavdarı keşfet!..
Çavdarı keşfet!..
Ülkemizde yüzyıllar boyu hor görülen' çavdara ve çavdar ekmeğine itibarı nihayet iade ediliyor Anavatanı Karadeniz olan ve Kuzey ülkelerinde en lezzetlileri yapılan çavdar ekmeği, glisemik indeksi en düşük yiyeceklerden biri. Başlıktaki önermeyse, bir Fin atasözünden
Temel tahıllar söz konusu olduğunda, biz Türkler'in çavdardan çok buğday ve arpa ile haşır neşir olduğu tarihsel bir gerçek. Yulafı tanıyıp sadece hayvan yemi olmadığını anlamamız, insanlık tarihi açısından bakıldığında daha dünkü mesele sayılır. Çavdarı ise fakir fukara unu saymışız yüzyıllarca Evliya Çelebi'nin çavdarla ilgili Anadolu'da duyup aktardığı aşağılayıcı takılmaları burada yazmama olanak yok; ama çavdarın kıymetini bilmediğimiz aşikâr Barış Manço'nun bir şarkısındaki sözleri aktarayım da siz anlayın durumu: Elkızı doyar mı çavdar ekmeğiyle / Babası büyütmüş baklava börekle
AVRUPALI BİLİYOR
Avrupa'ya yeni yeni yolum düşmeye başladığında, özellikle de Almanya'da ve İskandinav ülkelerinde, fırınlardaki kapkara ekmekleri görüp şaşırırdım. Sonraları güzel kokularına ve lezzetlerine dayanamayıp sevdiklerim için (havaalanlarındaki fırın ya da büfelerden satın alıp) kara ekmek getirmeye başladım. Uçakta kabin mis gibi kokardı
ZEYTİNYAĞI KADAR KIYMETLİ
Son yıllarda okuduğum sağlıklı beslenme kitaplarında, katıldığım
benzer içerikli bilimsel toplantılarda, en az zeytinyağı kadar
sıkça adı geçince, çavdar ekmeğinin sadece lezzetli değil, aynı
zamanda çok da kıymetli olduğunu anladım.
Gençleştiren ve güzelleştiren hekim diye
takıldığımız Dr. Gökalp Müstecaplıoğlu'ndan ise çavdarın gerçek bir
nimet olduğunu öğrendim iki yıl önce.
Önce Dr. Müstecaplıoğlu'ndan öğrendiklerimi sizinle de paylaşayım:
Çavdar, içerdiği lif oranı çok yüksek olduğu için, yediklerimizin
bağırsaktan geçiş süresini uzatarak, uzun süre tokluk hissi
duymamızı sağlarmış. Bu özelliğinden dolayı da kilo kontrolüne en
fazla yardımcı olan tahılmış. Glisemik yükü düşük olduğu için,
çavdarın sindirimi uzun sürer; içerdiği şeker yavaş yavaş kana
karıştığı için de kan şekerini, dolayısıyla da insülini fazla
yükseltmezmiş. İnsülini ani yükseltmediği için, vücudun yağ
yakımını da engellemezmiş. Bitmedi, özellikle vücuda gerekli olan
aminoasitleri yüksek oranda içerdiği için, beslenme açısından da
çok değerliymiş. Bakar mısınız şu güzelliğe?
ANAVATANI KARADENİZ
Tarihsel verilere gelince... Çavdarın anavatanı Karadeniz kıyıları. İnsanoğlunun 8 bin yıldır yabani çavdar türleri topladığını, 6 bin yıldır da düzenli tarımını yaptığını biliyoruz. Özellikle verimsiz topraklarda bile yetiştiği ve dayanıklı olduğu için, zamanla arpa, darı, yulaf ve buğday gibi diğer tahıl türlerinin yerini almış. 12. ve 13. yüzyıllarda çavdar, Almanya'nın birçok bölgesinde ekmeğin ana maddesi haline gelmiş. Hatta bazı bölgelerde ekmek ihtiyacını karşılamak için, bira yapımında kullanılması bile yasaklanmış. II. Dünya Savaşı'na kadar Almanya'da çavdarın ekim alanı buğdaydan çok daha fazlaymış.
İÇKİ DE YAPILIYOR
Çavdar, dünyanın çeşitli yörelerinde viski, cin, votka gibi
alkollü içeceklerle kvas' denilen Rus birasının yapımında halen
kullanılıyor. Zaten dünyadaki çavdarın üçte birini de Ruslar
üretiyor. Bizde de en verimsiz topraklar çavdar üretimine
ayrılıyor.
Bergama yakınlarındaki Şakran'da, yıllardır çavdar ekmeği yapan bir
fırın bilirim; güzelim ekmeği yıllarca 1 liradan satamadı. Şimdi 4
liraya kapış kapış gidiyormuş. Son dönemde Bozcaada'da, (hazır maya
kullanmadan) havadan mayayı yakalayıp çavdar ekmeği yapan eski
sinemacı, yeni fırıncı Ali Kader Erol'un çavdar ekmeklerinin namı
ise almış yürümüş. Ali'nin ekmeklerinin tanesi 12 lira.
(Meraklısına, Ali'nin tam buğday ekmekleri de harika
)
HAVADAN MAYALAMA YÖNTEMİ
Yeri gelmişken anlatayım, Anadolu'da mayayı havadan yakalamanın üç yöntemi vardır. Un, su ve tuzdan oluşan hamur birkaç gün bekletildiğinde, kendi kendine havadaki mantarları yakalar ve ekşiyip kabarır. Bu ekşi maya'dır. Kırılmış nohut, su ve unla bekletildiğinde ise köpüklü bir sıvı oluşur ki buna da tatlı maya' (ya da nohut mayası') denir. Üzüm, yoğurt, şerbetçiotu, haşlanmış patates veya ıhlamur çiçeği gibi malzemeyle yoğrulan hamur bekletilip kabardığında da üzüm mayası' elde edilmiş olur.
ADA ÇAVDARI
Adalı fırıncı Ali'den duyduğuma göre, dünyada, sadece yüzde 100 çavdar unu kullanılarak yapılan ekmeğe Yahudi çavdarı' deniliyormuş. Ama o, Ada çavdarı' demeyi tercih ediyor. Almanlar bu ekmeği, içine tahıl taneleri koyarak tüketmeyi seviyorlar. Ortadoğu'da buğday unu karıştırılmamış çavdar hamuruna kişniş, frenk kimyonu taneleri, anason, rezene, kakule, narenciye kabukları da ekleniyor. ABD'de bir ekmeğin etiketine/adına tam buğday veya çavdar ekmeği yazılabilmesi için, içinde en az yüzde 98 gerçek tam buğday ya da çavdar unu içermesi gerekiyor. ABD'deki Musevi cemaatinin tercihi olan mısırlı çavdar ekmeği' ise ayrıca meşhur
BİLEKLERE GÜÇ VERİR
İşi bilenlerin hemfikir olduğu gerçekse şu: En iyi ekmeği
Çavdar bileklere güç verir diyen Finlandiyalılar yapıyormuş.
Bizim Ali de onları örnek aldığını söylüyor. Kuşkusuz en büyük
şansı, Bozcaada'nın sahip olduğu müthiş mikroorganizma zenginliği
Bir yıl önce yakaladığı mayayı hem çoğaltarak kullanıyor, hem de
isteyenlere maya gönderiyor. En büyük hayali, bu mayayı on yıllarca
yaşatabilmek
Bir bilgi daha: Çavdar ekmeği ve doğal çavdar mayası,
yüksek su içeren reçetelere sahip olduğundan, piştikten en az 48
saat sonra kesilmesi öneriliyor.
Buraya kadar hepsi iyi hoş da, başlıktaki çavdara sevgili
muamelesi' nereden çıktı diye soran okura, bir Finli deyişini
aktarmak isterim. Duyduğumdan beri, benim dilime pelesenk oldu.
Çavdar ekmeğine sevgiline davrandığın gibi davran. Nazik
ol, sabırlı ol, hassas ol ve acele etme
Ödülünü
alacaksın.
YERYÜZÜ PAZARI'NDA TAT BULUŞMASI
Baharla birlikte kıyı kasabalarımızda bir hareket, bin
bereket
Foça'da bugün ve yarın, Tatların Buluşması: Tarım, Turizm,
Balıkçılık' başlıklı etkinlik yaşanacak.
Yolunuz Ege'ye düşerse Foça'yı unutmayın.
Geçen yıl, uluslararası Slow Food yönetimi tarafından ülkemizin ilk
Yeryüzü Pazarı' seçilen Foça, eskiden beri koruduğu geleneksel
mimarisi, balıkçılığı ve tarımsal üretim yöntemleriyle daha fazla
ilgiyi hak ediyor. Bugün ve yarın yapılacak Tatların Buluşması:
Tarım, Turizm, Balıkçılık' ile başta Ege Bölgesi olmak üzere farklı
illerden üreticiler ve Slow Food üyeleri Foça'da buluşacak. Tarım,
turizm ve balıkçılığın yaşaması; doğanın korunması; Anadolu'da
biyoçeşitliliğin önemi başta olmak üzere, çeşitli konular uzmanlar
tarafından tartışılacak. Bunların yanı sıra şarap, bal, peynir,
zeytin ve zeytinyağı üretimi konularında Slow Food'un temel
felsefesi olan iyi, temiz, adil üretim' yöntemleri tanıtılacak ve
üreticiler tarafından atölye çalışmaları düzenlenecek. Ege
Bölgesi'nin, özellikle de Foça'nın yemekleri, İzmir'in usta
şefleri, Foçalı kadınlar ve gençler tarafından katılımcılara
sunulacak.
Ege Bölgesi peynirlerinin Slow Food tarafından markalaştırılıp
yerel ürünler arasına alınması, İtalya'dan katılacak uzmanlar
tarafından bu organizasyon kapsamında değerlendirilecek.
NEDİM ATİLLA / AKŞAM İNTERNET SİTESİ