Cezbeden rahatlık..

Cezbeden rahatlık..

Cezbeden rahatlık..

Şalvar mı, tayt mı?
Kadın modasının tartışılan iki ismidir bu iki kelime.
Kimi ikisini de sever, kimi ikisinden de nefret eder, kimileri de birinden birini seçer...
Görüntü olarak tam anlamıyla birbirine zıt iki giysinin bir ortak yönü var ki, o da rahatlıkları...
Sevin veya sevmeyin ama ikisinin de kendi çaplarında inanılmaz rahat giysiler olduklarına kimse itiraz edemez. Zaten belki de bu yüzden sokak modası ikisinden de kopamıyor.
Dolayısıyla modacılar da öyle.
Biz kadınlara göre bu iki giysinin de giyilmesi birtakım kurallar taşıyor. En baş kural da tayt ya da şalvar pantolon olsun en başta giyilecek olan insan proporsiyonu ile uyum sağlaması, yani daha fiziğe göre giyilmesi...
Tayt bu konuda şalvara göre biraz daha şanslı. Yakışma oranı çeşitli hilelerle daha yüksek.
Şalvar pantolon ise 'bana yakışmaz' önyargısının riski altında. Bu konuda gerçekten yakışıp yakışmadığına da giyen karar vermeli bana kalırsa.
Örneğin benim boyum uzun değil, göbek olayımız da malum. Ama yaz kış en fazla giydiğim ve yakıştırdığım bir stildir harem kesim pantolonlar.

KÜLTÜREL ETKİ
Havuç kesim yakışmaz, harem (şalvar) yakışır. Onun için bu konuda ahkam kesemeyeceğim... Beni aşar.
Evet, her ne kadar biz kadınlar için 'Sevmeli mi?' ya da 'Sevmemeli mi?' diye tartışma konusu olsa da, neredeyse zamansız olacak bu ikiliye erkekler de göz dikmiş durumda. Kıskançlığın daniskası!..
Rahat gözükmesi ise kıskançlığın dayanağı.
Özellikle Damir Doma gibi Paris ya da Milano kökenli olmayan tasarımcılar sayesinde, gerek şalvara gerekse de taytlara pek bir aşina oldu beylerimiz.
Ülkemizde ismi pek bilinmese de dünyada erkek modasında oldukça nam salan Ümit Benan, geçtiğimiz sezon 'Home Sweet Home Koleksiyonu" ile kültüründen bir parça olan 'Züğürt Ağaları', kendince yorumlayarak kısa ceketler ile farklı bir bakış açısı getirip 'Milano'yu sallayan adam' olarak isim yapmıştı dünya basınında.
Evet şalvar bize yabancı değil. Kültürümüzün hayli önemli bir parçası. Kırsal bölgelerde toprakla uğraşan erkeklerin rahat oluşundan baş tacı ettikleri bir giysi...

ACIMASIZCA
Modern yaşamda ise orijinal hali gerek Türk gerekse yabancı tasarımcılar tarafından yorumlanarak hayata geçirilmeye çalışılıyor. Tasarımcılar yapıyor, tek tük ünlü isimler (Russell Brand, Justin Bieber , Jared Leto) giyiyor.. Sonra da yavaştan yavaştan şehirlere, sokağa yayılıyor. Ve de stil sahibi olunuyor.
Şehir yaşamı, kendi normları ve kendi giysileri ile hayatını sürdürse de şalvar gibi yöresel bir giysi; aykırı, farklı kalabiliyor. Modern hayatta yorumlandığında 'stil', orijinal olarak kaldığında ise 'köylü' olarak adlandırılıyor...
Sizce de biraz acımasızca değil mi?

'DAR'LAR
Gelelim tayt meselesine.
Erkek modası bir süredir dar kesimlerin egemenliğinde zaten. Dar gömlekler, dar ceketler, dar kazaklar ve tabii ki dar pantolonlar.
Bu kadar dar erkek siluetine aşina olmuşken tayta yabancı kalınmaması da sürpriz olmadı benim için.
Hele Danimarkalı tasarımcı Henrik Vibskov'un koleksiyonunu gördüğümde... Kısa şalvar pantolonların altına giyilen, dede işi içlik tarzındaki taytları gördük koleksiyonunda. Bol ve uzun ceketlerin altına giydirdiği siyah taytları da öyle.
Soğuk renkr ve desenlerlerin hakim olduğu koleksiyonda taytlar, rahat kesimleri ile göze batmıyor, aksine 'Sokaklarda bu tarz giyinen adam görmek istiyorum' dedirtiyor bana.

SEÇİM BEYLERİN
Galiba erkeklerin de hoşuna gidiyor bu durum ki, sokaklar, özellikle New York, Londra, Stockholm ve Berlin gibi sokak modasının önde gelen şehirlerinde tayt giyen erkekler görmek mümkün.
Kimi kısa paça jean altına giymiş, kimi de direkt.
Aslında erkekler için tayt hiç de giyilmeyecek bir giysi değil. Sonuçta içlik olarak adlandırılan, sıcak tutsun diye giyilen bir iç çamaşırı figürü de tayt kökenli. Bisiklet veya cimnastik gibi sporları yaparken kasların daha rahat etmesini sağlayacak giysiler de tayt.
Farklı olan sadece taytın dış giyim olarak gündelik yaşamda kullanılabilirliği.

NEDEN OLMASIN Kİ?
Bence bu da alışkanlıkla ilgili bir durum. Giyenler sıklaştıkça gözler alışacak ve bu alışma 'Neden olmasın ki?' diye akıllara düşecek.
Bu işler de zamanla alakalı. Sokaklardaki erkekler, jean, kanvas, kumaş gibi bildik stillerin alternatifini yaratma arzusunun sinyalinde, modacılar da onların bu seslerini dinlemekte.
Demem o demek ki, ileri sezonlarda gerek tayt gerekse de şalvar erkek modasında hayli popüler olacağa benziyor.
Şu anda sınırlı sayıda bu işe el atan tasarımcıların sayısının artması da yüksek bir ihtimal.
İkiliden hangisi daha çok ön plana çıkar ya da berabere mi kalırlar, şimdilik orası meçhul.
İzleyip göreceğiz..

STİL DANIŞMANI ITIR GÜL ARAYICI /YENİ ASIR İNTERNET SİTESİ



Konular Kadın / Bakım