ÇİFT CİNSİYETLİ GELİN!!

Ali Akkoca, düğüne 3 gün kala, evlendiği kızın çift cinsiyetli olduğunu öğrenince büyük hüsran yaşadı Erkek tarafı düğünü iptal etti, kız tarafı öfke saçtı. Damat adayı bir hafta sonra ölü bulundu.

ÇİFT CİNSİYETLİ GELİN!!

Her anne baba gibi onların da hayali, askerden gelen oğullarının evlenip mutlu bir yuva kurduğunu görmekti. Muhsin Akkoca bu hayalini gerçekleştirebilmek için oğlu Ali'ye önce ev ve araba aldı, sonra dükkan açtı. 30 yaşındaki oğlunun gelin adayı olarak yan komşularının kızını seçmesine de ses çıkarmadı. İki aile, kısa zamanda gençleri nişanladı. Nişanın ardından çok geçmeden Ali, babasına evlenmek için acele ettiğini söyledi. Gerekçe olarak nişanlısının ailesini gösterdi. Akkoca ailesi bu isteğe de karşı koymadı. İki genç arasında önce resmi nikah kıyıldı. Fakat gerdek gecesi için adetleri gereği düğün yapmayı bekliyorlardı. Buraya kadar her şey normal görünüyordu. Oysa ortada söylenmemiş bir takım gerçekler vardı ve en baştan konuşulması gereken bu gerçekler saklanmaya devam ettikçe acı sona da adım adım yaklaşılıyordu. Genç kız huzursuzdu. Düğüne 3 kala nişanlısından kendisini bir kadın doğum uzmanına götürmesini istedi. Kimbilir belki de durumunu, eşinin bir uzmanın ağzından dinlemesini istedi. Gittiler... Muayene sonrası doktorun söyledikleri Ali Akkoca için inanılır gibi değildi. Resmi nikahlı eşi doğuştan çift cinsiyetliydi. Doktorun "Bu şekilde evlenmesi imkansız!" sözleri kulaklarında çınladı. Aslında o güne kadar bunun ne demek olduğunu bile bilmiyordu. Tek bir şey düşündü o an, bu durumu ailesine, eşine, dostuna nasıl açıklayacağını... Ne tedavi şansını sordu, ne başka bir şeyi.. O an kararını verdi, bu evlilik olmayacaktı. İşte genç bir delikanlıyı ölüme sürükleyen olaylar zinciri de doktorun bu sözleriyle başladı.

Benim oğlum intihar etmez öldürdüler!

* Oğlunuz eşiyle nasıl tanıştı?
Kızın ablası bizim 5 yıl kiracılığımızı yaptı. Oğlum oto elektrikçisi... Mesleği sevmediği için bakkal dükkanı açtım ona... Kızın ablası "Bacımla aranızı yapayım" diye oğlumun üzerine düşüyordu. Oğlum çok akıllı bir çocuktu. İçkisi yok, dindar bir çocukOğlanı 2007'nin 3. ayının içinde ablası ikna etti.

* Nişanın hemen ardından resmi nikah yapılmış. Bu acelenin nedeni neydi?
Ben zaten gelinin yüzüğünü bileziğini almıştım. Evi de hazırdı. Dükkan da hazır. Biz nişanı yaptık. Tatlı yedik, yüzüğü taktık. İmamı getirdik. Oğlanı çağırıyorlar hemen... Evler yakın. Diyorlar ki, "Sen resmi nikahla kızı al." Oğlan da "Tamam" diyor. Nasıl olsa olacak. Resmi nikah da yapıldı. Düğün hemen olacaktı. Evi hazırladık. Salonu da tuttuk. Gidip bakabilirsiniz evime, çeyiz hala duruyor. Kız düğüne 3 gün kala oğluma "Benim hakkımda bir laf duysan ne yaparsın?" diyor. Oğlum da "Duyacağım şeye bağlı" diye cevap veriyor. Düğüne üç gün kala kız "Benim doktora gitmem lazım" diyor. Gidiyorlar, kız muayene oluyor doktor, "Siz evlilik yapamazsınız" diyor.

* Ne rahatsızlığı varmış?
Yani gelinimiz kadın olamıyormuş. Ne bayan ne erkek diyor.

* Gelin çift cinsiyetli mi dünyaya gelmiş?
Evet ve oğlum çok üzülüyor. "Kader diyelim ayrılalım" diyor. Kız kabul etmiyor, "Hayır ben senin resmi nikahlı karın oldum. Biz geniş bir aileyiz ağabeylerim var. Düğünü yapmamız lazım" diye ısrar ediyor. Bu arada abisi geliyor dükkana, "Bu kızı alacaksın. Almazsan senin ananı babanı yakarız. Kimse duymayacak. Kendi aramızda kalacak. Düğünü yapacaksın. 2 ay sonra istersen ayrılırsın" diye tehdit ediyor.

* Bu beraberlikteki sıralamayı anlayamıyorum da yani önce resmi nikah yapıldı ama düğün olmadan aynı eve geçmediler mi?
Hayır efendim. Karı koca olunmadı.

* Oğlunuz vazgeçince düğün iptal mi edildi?
Evet düğün iptal oldu. Kız Muğla'ya gitti. Bu arada sürekli oğlanı eve çağırıyorlar.

* Peki siz düğün iptal etmeye karar verince konuşmadınız mı dünürlerinizle? Kim iptal etti düğünü?
Düğünü biz iptal ettik. Ama konuşmadım. Doktordan sonra oğlan "İstemem" deyince karşı tarafla konuşmadım. Konuşmak icap etmedi.

* Peki tedaviyle gelininizin düzelme şansı yok muymuş?
Yok demiş doktor.

* Kısaca özetlersek resmi nikahın ardından oğlunuz aynı eve taşınmak için düğün olmasını beklerken eşinin çift cinsiyetli olarak dünyaya geldiğini öğreniyor ve düğün iptal ediliyor. Ancak resmen evliler ve kanunen karı kocalık devam ediyor. Siz bu sırada ailenin oğlunuzu tehdit ettiğini iddia ediyorsunuz. Ve bütün bu olayların hemen ardından oğlunuz, Ceyhan Barajı'nda boğulmuş olarak bulunuyor.
İki tane balıkçı "Burada biri suya düştü" diye jandarmayı arıyor. Köprüden düşerken görmüşler. Jandarma geliyor, çıkarıyor.

* Oğlunuz düşerken yanında başkalarını gören olmuş mu?
Bilmiyorum. Benim oğlum yüzme biliyordu. Baraja ilk kez gitmiyor. Balıkçıların bulunduğu yere de gittim. Oğlumu düşerken görmeleri mümkün değil aslında... Zaten bu balıkçıların hepsi kızın ablasının tanıdığı... Ben hepsini buldum. nSizi şüpheye düşüren balıkçıların gelininizin ablasının tanıdığı olması mı? Birincisi bu...

* İyi de o balıkçılar hiç haber vermeyedebilirdi. Niye suç ortaklarını artırsın ki? Bu şüphe pek akla yatkın gelmedi bana...
İkinci bir şüphem daha var. Kızın ablası, daha benim haberim olmadan, komşumuza "Ali kaza mı geçirdi, öldü mü. Beni babama götür" diyor. Daha bizim haberimiz yokken, bunların hepsi evlerinden ayrılıyorlar.

* Size göre evli olmasa da oğlunuz resmi kayıtlara göre evli... Olayı öğrenen jandarma sizden önce eşine haber vermiş olamaz mı?
Cenazeye de gelmediler. Babası, annesi, kardeşleri hepsi köye kaçtılar. Biz kaldık ortada...

* Ama zaten düğünü iptal ettiniz diye bir dargınlık var ortada neden gelsinler ki?
Ben oğlumun intihar etme ihtimalini kabul etmiyorum. Kesinlikle inanmıyorum. Adresim de bellidir. İntihar edecek adam evinin karşısında tren yolu var, oraya gider. Niye 16-17 kilometre öteye gitsin. Ruhsatlı silahı var, çeker kafasına sıkar.

* Adli Tıp Raporu'nu okudum. Oğlunuzun ölüm nedeni boğulma... Vücudunda da hiçbir darp izine rastlanmamış...
Biri bıçağı çekse ben de atlarım. İnsanın çocuğunun intihar etmesi sahip çıkamamaktır. Ama bizde öyle bir sorun yok. Ben her zaman çocuğuma sahip çıktım. Bir de oğlum "Bunlar beni sürekli tehdit ediyor. Başıma bir şey gelirse bütün ailesinden şikayetçi olun" demişti. Daha o gün, o sabah söyledi. Zaten olay da öğleden sonra oluyor.

* Bütün bu iddialarınızla savcılığa başvurmuşsunuz ancak oğlunuzda herhangi bir darp izi olmaması ve su yutarak boğulduğuna dair adli tıp raporuna göre takipsizlik kararı verilmiş. Ama yine de bir baba olarak evladınızın intihar ettiğine inanması güç olsa gerek.
İntihar edecek bir çocuk değildi. Herkese sorabilirsiniz. O kadar yol gitmezdi intihar etmek için.

* Elbette size bir baba olarak saygı duyuyorum. Okuyucularımız arasında 2007 yılının 3 Mayısı'nda Seyhan Barajı Doğu Köprüsü'nde yaşanan bu olayla ilgili bir bilgisi olan varsa yardımını isteyelim. Çünkü şu an savcılık bu dosyayı intihar diye kapadıysa da gelebilecek yeni ve sağlam bilgi dosyanın yeniden açılması demek.

Herkesin yardımını bekliyorum. Allah kimseye bu duyguyu yaşatmasın. Benim oğlum intihar etmedi. Bunu ben biliyorum.

Müge Anlı /Takvim