Cildiniz için 10 Öneri
Cildiniz için 10 Öneri
Cildinizi bir tabloyu saklar gibi muhafaza etmek kolay bir iş
değil. Kırışıklıklar, güneşin zararlı ışınları, kuruluk, tahriş ve
istenmeyen tüylere karşı sürekli savaşmalısınız. İyi haber hayat
boyunca 1000 kere yeni cilt katmanı üretiyor olmanız. Böylece
cildinizin pürüzsüz ve parlak olabilmesi için elinize birçok şans
geçmiş oluyor.
1) BOŞVER GİTSİN
Eğer kullandığınız bakım ürünleri cildinize iyi gelmiyorsa boş yere
para harcıyorsunuz demektir. “Bir ürünün aktif bileşenlerinin
yararlarına kendini hapsederek o nemlendiricinin peşinden koşma”
diyor Amerikan Kozmetik Dermatoloji ve Estetik Cerrahi Uzmanları
Birliği Başkanı Ranella Hirsch. Yumuşak ve esnek bir cilt için,
hiyaluronik asit veya gliserin içeren losyon kullanmalısınız.
2) KIRMIZIDAN YANA OL
Yakın zamanda İngilizler tarafından yapılan bir araştırmaya göre,
günde beş çorba kaşığı domates püresi yiyen denekler, yemeyenlere
oranla daha hafif güneş yanıklarına maruz kaldı. Araştırmacılara
göre domateste bulunan doğal ve güçlü bir antioksidan olan likopen,
kalkan görevi yaparak bizi güneşten koruyor (ipucu: Domatesleri
pişirmek vücut tarafından besleyici maddelerin daha kolay
emilmesini sağlar). Favori domatesli yemeğinizden yemeniz için
güzel bir neden daha sunuyoruz ancak bu, SPF korumalı kreminizi
bırakabileceğiniz anlamına gelmiyor.
3) SAKİNLEŞTİRİCİ HAP AL
Daha fazla endişelenmeniz anlamına gelmiyor ancak stres gerçekten
cilt rengini bozabiliyor. İngiltere’deki Manchester
Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, denekleri, birçoğumuz için
yapılması çok zor olan bir stres testine tabi tutmuş: Seyirci
önünde konuşma yapmak. Konuşma öncesinde ve sonrasında,
katılımcıların kalçalarından deri örnekleri alınmış ve hücresel
faaliyetler karşılaştırılmış. Gergin ciltteki bağışıklık sistemi
düzenleyici hücrelerde, yüzde 16,4 oranında düşüş saptanmış. Diğer
bir araştırmada ise stresin akneleri kötüleştirdiği kanıtlandı.
Eğer çok baskı altında hissediyorsanız, cildinize daha çok özen
göstermelisiniz.
4) KIZARTMALARI UNUT
Bir grup araştırmacı, 12 hafta boyunca akneli cilde sahip 23 kişiyi
yüksek protein-düşük glisemik indeks diyetine tabi tuttu. Sonucu
tahmin edin bakalım. Ciltlerindeki akne sorunu çok daha iyiye
gitti. Deneklerin yüzde 22’sinde daha az lekelenme görüldü.
Yüksek-karbonhidrat diyeti uygulayanlarda ise bu oran yüzde 14′te
kaldı (Bonus: Düşük-karbonhidrat diyeti uygulayanların hepsi kilo
verdi!). Araştırmacılar kilo kaybının mı yoksa diyetsel
değişikliğin mi buna yardımcı olduğunu kesin söyleyemese de,
görünen o ki beslenme, cilt yapısında çok önemli bir rol oynuyor.
Yağsız proteinden bol bol tüketirken, yüksek glisemik indeksli
besinleri azaltın (örneğin nişastalı kızartmalar ve
şekerlemeler).
5) DUŞ EN YAKIN ARKADAŞIN OLSUN
“Terlediğimiz zaman vücut daha fazla sebum (yağlı gözenek-tıkayıcı
salgı) üretir”, diyor Dermatoloji Uzmanı Audrey Kunin. Öğle vakti
yapılan bir antrenmandan sonra sakın duştan kaçmaya çalışmayın.
Bakteriler ter ve yağdan beslenmeye bayılır. Eğer duş almazsanız
onlara eşsiz bir ziyafet sunmuş olursunuz. Terlemeye neden olan her
etkinlikten sonra kendinizi soğuk su ve yağ temizleyici glikolik ya
da salisilik asit içeren bir duş jeline teslim edin. Biz Fa’nın
“White Tea and Bamboo” duş jelini öneriyoruz.
6) BOŞA PARA HARCAMA
Mükemmel Cildin Yeni Bilimi kitabının yazarı Fotobiyoloji Uzmanı
Daniel B.Yarosh’a göre: “Süslü püslü bileşenlerden oluşan pahalı
yüz temizleyicilerine servet harcamaya gerek yok. Onlar bir
dakikadan daha az süre cildinde kalıyor ve bu kadar kısa süre
içinde doğru düzgün çalışmaları mümkün değil.” Bazı fiyatı yüksek
temizleyiciler, cilt yüzeyinde tahrişe neden olabiliyor. İşe ucuz
yüz temizleyicilerini deneyerek başlayın. Her ikisinin de kir, yağ
ve ölü deri hücrelerini cildin doğal yağ dengesini bozmadan
temizlediğini göreceksiniz.
7) DUDAKLARINI KORU
UV ışınlarına karşı koruyucu içeren dudak kreminden bahsediyoruz,
koyu kırmızı ve yapış yapış dudak parlatıcısından değil. Dudaklar,
göz çevresi ve göğsün üst bölümü gibi vücuttaki en ince deri
tabakasına sahiptir. Dolayısıyla ekstra korumaya ihtiyaç duyar.
Amerikan Dermatolojik Cerrahi Birliği’nin yaptığı bir araştırmada
katılımcıların sadece yüzde 47’sinin UV koruyucu içeren dudak kremi
kullandığını saptamış. Bu kötü haber çünkü Teksas Üniversitesi
Güneybatı Tıp Merkezi Dermatoloji uzmanlarından Erin Welch’e göre
dudaklardan kaynaklanan cilt kanseri tipi yayılma riski en yüksek
olanı. Blistex gibi UV koruyucu içeren bir dudak kremi kullanarak
dudaklarınızı korumalısınız.
8) ÇITIRDAT
Organik ürünler satan bir markete giderek alışveriş sepetini
araştırmalarla cildi koruyup yeniden yapılandırdığı kanıtlanmış
meyve ve sebzelerle doldurabilirsiniz. Her gün A ve C vitaminleri
(her ikisi de antioksidan özelliği taşır) içeren yiyecekleri
tüketmeye çalışın. Özellikle seçmenizi tavsiye ettiklerimiz: Lifli
yeşillikler, turunçgiller (özellikle portakal), böğürtlen, çilek,
dolmalık renkli biberler.
9) ŞİMDİDEN YAŞLANMA KARŞITI ÜRÜN
KULLAN!
İlk kaz ayaklarının göz çevresinde oluşmasını beklemeden küçük bir
tüp yaşlanma karşıtı bakım ürünü edinin. “Hamile ve emziren
kadınlar hariç, 20′li yaşlarındaki hemen hemen her kadın lokal
olarak retinoid kullanıyor olmalı” diyor New York’taki Mount Sinai
Tıp Okulu Dermatoloji Uzmanı Doçent Francesca Fusco. Nedenini ise
söyle anlatıyor: Retinoidler, A vitamini içeren bileşenler, cildi
güneşin zararlarından korur ve yaşlanma belirtilerini önler.
Hirsch’e göre “Bunlar cilt yenilenmesini, cansız gözenek tıkayıcı
hücrelerin dökülmesini sağlayarak hızlandırıyor ve kırışıklıkları
önlemek için kolajen yapımını arttırıyor”. Doktorunuzdan retinoid
içeren bir ürün vermesini isteyin ya da reçetesiz satılan Roc
Retinol Actif Pure Kırışık Önleyici, Nemlendirici Gece Bakım
ürününü deneyebilirsiniz.
10) SOYA SÜTÜ İÇ
Kırışıklıklardan şikâyetçiyseniz, süt başınıza daha fazla bela
açabilir. Yapılan üç büyük araştırma sonuçlarına göre fazla süt
tüketen ergenlik çağındaki gençlerin akne problemlerinin arttığı
saptanmış. İnek sütünde doğal olarak üreyen hormonların suçlu
olabileceğini söyleyen araştırmacılar, 20′li ve 30′lu yaşlardaki
kadınların da aynı şekilde bu hormonlara duyarlı olduklarını
sözlerine ekliyor. “Eğer süt içmeyi çok seviyorsanız ve sivilce
probleminiz varsa sütü azaltmanın faydasını görürsünüz” diyor bu
konudaki araştırmaların öncülüğünü yapan Onkoloji Uzmanı Clement
Adebamowo. Sözlerine şu cümleyi ekliyor: “Soya sütü gibi alternatif
süt çeşitlerini tüketin.”