Cinselliğe sırt çevirmeyin...
Cinselliğe sırt çevirmeyin...
Eskisinden daha az, daha isteksiz, sıradan veya görev gibi yapılan
sevişmeler, çiftlerin ilişkisinde derin yaralar oluşturur.
Çoğu zaman konuşulmayan ve kabullenilerek geçiştirilen bu durum,
zaman içinde çiftlerin mutluluğu başkalarında aramalarına ve
eşlerine karşı daha hırçın, anlayışsız ve küçümseyen tavırlar
geliştirmelerine sebep olur.
İlişkinin başında oluşan tutku, yerini sıradanlığa bırakır. Bu çoğu
zaman normal bir oluşumdur. Cicim ayları dediğimiz zamanlar, iki
insanın şehvetinin en uç noktada olduğu süreçlerdir. Bu dönemlerde,
eşler birbirlerinin vücutlarını tanımaya, nelerden hoşlandığını
keşfetmeye çalışırlar ki, bu da heyecan yaratır. Zaman içinde bu
keşif biter ve eşler alışkanlık haline gelen durumu, göreve
dönüştürürler. Kısa, zevksiz, sadece bedensel boşalmanın
gerçekleştiği bu geceler çoğalmaya başladıysa, harekete geçmek
gerekir.
Cinsel hayatı eski haline getirmek için, biraz yaratıcı olmanız
gerekecek. Eşinizin de katılacağı ufak oyunlar hazırlayın.
Öncelikle sevişmelerinizi yataktan kurtarın. Kim demiş sevişmek
yatak odasında gerçekleşir diye? Evinize bir daha göz altın, mutfak
tezgahından tutunda, sokak kapısı girişinde bulunan boş hol, büyük
bir yemek masası ve banyoya kadar her alan sizin oyun alanınız.
Toplum olarak cinselliği kötü ve ayıp olarak öğretmiş, hatta
öğrenmiş bir nesilden geliyoruz. Ne kadar modern olursak olalım,
bilinçaltımıza kodlanmış yargılarımız var. Eşinizle sevişirken bu
düşünceleri bir kenara bırakın. Bilmediğiniz, keşfetmek istediğiniz
sulara yelken açın.
Kadınların sık sık düştüğü hatalardan birisi, zamanlarını evlerine
harcarken, kendilerini unutmalarıdır. Bu yanlışa düşmeyin. Evi
temizlemek elbette gerekir, ancak koltuğun altında toz var mı diye
eğilip bakacak erkek sayısı çok azdır. Sevdiğiniz akşam eve
geldiğinde perde kapalı olacak, camın kirini kontrol edecek hali
yok, kazınmayı bırakın. Evinize gösterdiğiniz özenin bir kısmını
kendinize gösterin.
Bir erkek eve geldiğinde temizlenmiş halı yerine, hoş ve bakımlı
bir kadın bulmayı tercih eder. Ev işi bitmez. Her gün kirlenir,
tekrarlanır. Temizliğe kendini kaptıran kadın, ütü, yemek, çamaşır
derken, bir bakar ki akşam olmuş. Kapı çalınır, adam eve gelir. Bu
arada dikkatinizi çeken bir durum oldu mu? Evin temizliğine dalıp
banyo yapmayı unutmuş olmayasınız? Üstünüzdeki eşofmanın arka
cebinden de toz bezi mi sarkıyor acaba? Saç, baş dağılmış. Tamam,
haklısınız, bu işleri de birilerinin yapması gerekiyor, biliyorum.
Sabah kalkınca ütülü gömlek bulamayan adamın sinirini de yaşayan
sizsiniz. Bırakın her şeyi sabahtan akşama güzellik salonlarında
gezin, evi de ne isterse o götürsün demiyorum. Kendinizden
vazgeçmeyin diyorum.
Evlilik ve doğum çoğu kadında kilo ve deformasyona sebep olur.
Aynada kendinizi çirkin görmeye başladıysanız, bu cinsel hayatınıza
da yansır. Kilo bir kadının seksapelini ortadan kaldırmaz, sadece
kendini çirkin hisseden kadın seksi değildir. Bu ayrıntıyı
aklınızda tutun.
Hangi kadın dergisini okusak, içinden muhteşem gece geçirmenin
bilmem kaç yolu isimli yazılar çıkıyor. Bunların faydasını gören
var mı, bilmiyorum? Bildiğim en iyi yol, kendimizi sevmek.
Hayatınızdan, kendinizden vazgeçmeyin. Erkek için değil, önce
kendinizi güzel görmek için biraz bakımlı olun. Sevişmenin,
erkeklere armağan olarak verilmek üzere bize verilmiş bir özellik
olduğu yargısından kurtulun. Seks ihtiyacınızı en keyifli şekilde
yaşamak için harekete geçin. Erkekler boşalsın diye var
olmadığınıza, bedeninizin ve ruhunuzun o özel duyguyu yaşamaya
hakkı olduğuna inanın.
Sadece uzun zaman birlikte olmaktan eskimiş bir cinsel hayatınız
varsa, hemen silkelenin ve harekete geçin. Cinsel sorunlardan
dolayı tıkanan ve üstü örtülmüş bir cinselsizlik yaşıyorsanız, acil
yardım alın. Eşiniz kabul etmiyor mu? Siz mutlaka bir yolunu
bulursunuz. Bir kadın isterse, eşine her şeyi yaptırabilecek
beceri, bilgi ve taktiğe sahiptir. Sadece biraz hatırlamanız
gerekebilir.
Ayağa kalkın, karar verin, çözüm üretin ve uygulayın. Hayat çok
kısa, tadını çıkarmaya bakın. Bir gün yaşam bitecek, ne yani, mezar
taşınızda şöyle mi yazsın isterdiniz: “ Dünya üzerindeki en iyi ev
kadınıydı, evin hiçbir yerinde toz bulunamadı. Yıkadığı bulaşık ve
çamaşırlar ile anılacaktır. Huzur içinde uyu!