Çok sakinse veya çok hırçınsa dikkat!
Çok sakinse veya çok hırçınsa dikkat!
Dicle Üniversitesi (D.Ü) Çocuk Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr.
Ahmet Yaramış, otistik çocukların geriye dönük video görüntüleri
incelendiğinde otizmde görülen davranış ve hareket şekillerinin
tespit edilebildiğini söyledi.
Prof. Dr. Yaramış, hastalığın genetik kökenli olabildiği gibi
çevresel faktörlerden ve etkilerden kaynaklı reaktif bağlanma
bozukluğunun da otizme yatkınlık gösteren belirtiler taşıdığını
kaydetti.
Bölgede otizm vakalarının tahminlerin üstünde olduğunu, akraba
evliliklerinin beraberinde getirdiği bazı genetik hastalıklar veya
metabolik hastalıklara bağlı kandaki kimyasal bozukluklarda da
otistik bulgular gözlediklerini ifade eden Prof. Dr. Yaramış,
Türkiye’de otizm tanısının çok geç yaşlarda koyulduğunu
vurgulayarak, özellikle ilk kez anne ve baba olan ebeveynlerin
çocuklarındaki otizme yakın bulguları fark edemediğini
bildirdi.
Tanısı konulan çocukların aileleriyle yaptıkları birebir
görüşmelerde, bebekliğin ilk dönemine dair otizme eğilim gösteren
bulgular tespit ettiklerini dile getiren Yaramış, sözlerine şöyle
devam etti:
’’Otistik çocukların geriye dönük video görüntüleri incelendiğinde,
otizmde görülen davranış ve hareket şekilleri tespit edilebiliyor.
Bebeklerin otizme ait iki tip davranış biçimi gösterdikleri
gözlenmiştir. Birinci grupta huzursuz ve sürekli ağlayan bebekler,
ikinci grupta ise tam tersi, son derece sakin ve uslu bebeklerin
olduğu gözlenmiştir. Altlarını ıslattıkları veya acıktıkları halde
ağlamamaları, çevreye ilgisizlikleri dikkatli anne ve babaları
endişelendirebilmektedir.
Video görüntüler incelendiğinde çocukların kameraya çok
bakmadıkları, göz teması kurmadıkları, gülümsemedikleri, kendi
başlarına kalmak istedikleri, dış dünyadan koptukları, anne
kucağında huzursuz oldukları ve bu nedenle çoğu zaman annenin
çocuğunu kucağından bırakmak zorunda kaldığı yönünde davranış
şekilleri tespit edilmiştir. Erken tanı son derece önemli olmakla
birlikte örneğin 5 aylık bir bebeğe bu bulgulara göre ’otistiktir’
diyemiyoruz. Tanı için en azından iki-üç yıl geçmesi gerekiyor.
Ancak böyle bir şüphe halinde bebeği yakın takibe alıyoruz.’’
-ÇOK SAKİN VEYA ÇOK HIRÇIN BEBEKLERE
DİKKAT-
Prof. Dr. Yaramış, erken bebeklik döneminde çocukların ya çok sakin
yada agresif ve huzursuz olabildiğine dikkati çekerek, bu
çocukların aileleriyle göz teması kurmadığını, dış çevreden de
soyut bir yaşam sürdüğünü belirtti.
Bebeklerin her döneminde kendine özgü bir gelişim gösterdiğini
kaydeden Yaramış, 3 aylık bir bebeğin başını kaldırabildiğini, bazı
sesler çıkartabildiğini, kendi kendine gülebildiğini, altını
ıslattığı zaman huzursuz olabildiğini, acıktığı zaman ağladığını
dile getirerek, 6 aylık bir bebeğin ise sosyal iletişiminin daha da
arttığını, karşısındaki kişiye tepki verebildiğini anlattı.
Normalde bir çocuğun kucağa alındığında sustuğunu, altı
ıslandığında veya aç olduğunda ağladığını hatırlatan Prof. Dr.
Yaramış, dikkatli bir annenin bu davranış geriliğini erken
sezinleyebildiğini ve ilerleyen dönemlerde de bulguların 4 aşamada
kendini gösterdiğini vurgulayarak, şöyle dedi:
’’İlk olarak gelişimleri çok geridir. Konuşamazlar. İkinci olarak
sosyal açıdan da geridirler. Sosyal iletişime geçemezler. Üçüncü
olarak anormal bazı hareketlerde bulunurlar. Kollarıyla kanat
çırpma, kendi etrafında dönme, çamaşır makinesinin karşısına oturup
onu saatlerce takip etme, sürekli kapı açıp kapatma gibi. Dördüncü
olarak da tümünde olmasa da zeka açısından daha geridirler. Otistik
çocuklar bize genelde 3 yada 4 yaşından sonra başvuruyorlar. Geç
kalındığı için tedaviye de direnç gelişiyor. İkincil otistik
bulgulara sahip çocuklar eğitimle düzeliyorlar. Bu eğilimi gösteren
çocuklar eğitimle zamanında okula başlayacak hale
gelebilmektedirler.’’
’’2 YAŞINDAN ÖNCE ÇOCUKLARA TELEVİZYON
İZLETTİRMEYİN’’
Bebeğin her gelişim safhasında ailenin ciddi rol oynadığını,
çocuklara 2 yaşından önce televizyon izlettirilmemesi gerektiğini
belirten Çocuk Nörolojisi Uzmanı Prof. Dr. Yaramış, ’’televizyon
izleyen her çocuk otistik olur’’ şeklinde kesin bir yargının
bulunmadığını ancak 2 yaşın altındaki yatkın çocukların çocukların
risk grubunda olduğunu belirtti.
Prof. Dr. Yaramış, reklamlar ve kliplerin bu yaş grubu çocuklarda
sakıncalı olduğuna dikkati çekerek, ’’Toplumda ’bakıcı sendromu’
olarak da bilinen evdeki bakıcıların sürekli televizyon
izlettirmesinin çocukların sağlığı açısından son derece yanlıştır.
İki yaşından önce çocuklarınıza mümkünse televizyon izlettirmeyin’’
dedi.
Ailelerin çocuklarında, otizme yatkınlık veya otizm bulguları
bulunduğu gerçeği ile yüzleştiğinde şok geçirdiklerini, yaşadıkları
psikolojik gerginlikle boşanmayı düşünen çiftlere dahi
rastladıklarını bildiren Yaramış, ’’Ebevyn öncelikle otizmin ne
olduğunu bilmiyor. Araştırıp öğrendiklerinde şaşkınlık içinde bize
geliyorlar. Otizmin tedavisi biraz sıkıntılı. Sebat ve sabır
isteyen uzun bir süreç’’ diyerek, ailelerin çocuklarına faydalı
olabilmeleri için önce birbirlerine destek olması gerektiğini ifade
etti.
BEBEKLERİN GELENEKSEL YÖNTEMLERLE
YETİŞTİRİLMESİ
Prof. Dr. Ahmet Yaramış, kliniğe gelen ailelere çocuklarıyla bebek
de olsa sık sık konuşmalarını, göz teması kurmalarını, renkli
giysiler giyerek bebeğin dikkatini toplamalarını önerdiklerini
belirtti.
Bebeklerin daha sık kucağa alınıp sevgi gösterilmesi gerektiği
tavsiyesinde bulunan Yaramış, ’’Çocukların kendi başına kaldığında
bir şeyi saatlerce izlemesine izin vermeyin. Dikkatini hemen başka
yöne çevirin. Otistik çocukların kesinlikle insanlarla temas etmesi
gerekiyor. Ailelere en önemli tavsiyemiz çocuklarını kalabalık aile
ortamında iletişime açık bir şekilde geleneksel yöntemlerle
yetiştirmeleridir’’ dedi.