Çok Yüzlü Medyanın Hangi Yüzü Doğru Olan?
"Yolsuzluk, arsızlık , çürümenin üzerine gitmek bu kadar mı zor oldu bu ülkede? Yoksa her ailede en az bir arsız, bir yolsuz var da, aileler mutsuz olurlar diye mi üzerine gidilemiyor. Hani aile birliğimiz bozulmasın hesabı."
Çok Yüzlü Medyanın Hangi Yüzü Doğru Olan ?
KAYDA GEÇSİN
Yolsuzluk, arsızlık , çürümenin üzerine gitmek bu kadar mı zor oldu bu ülkede ?
Yoksa her ailede en az bir arsız, bir yolsuz var da, aileler mutsuz olurlar diye mi üzerine gidilemiyor. Hani aile birliğimiz bozulmasın hesabı.
Yok artık, aile değerlerimiz bu kadar çürümüş olamaz buna inanmak istemem doğrusu.
Artık bu yolsuzluk sarmalında olan biteni medyanın namuslu gazetecileri ve bu yolsuzluk düzeninden yolunu bulanları aynı ekranlarda konuşturarak perdelemek gayretleri beyhudedir ve namuslu gazeteciler karşılarındakilerin kim olduğuna dikkat etmeli kendilerini kullandırmamalıdırlar.
Çünkü asıl yaralayıcı olan bu gazetecilerin halidir.
Bir gazeteci hemde gazetesinin Ankara temsilcisi eğer bir bakanın kolundaki pahallı saati ; ‘ saat koleksiyonu var , zaten siyasete atılmadan da varlıklıydı ‘ diye savunmaya geçiyorsa bu tuhaf bir durumdur.
Gazetecinin görevi bakan savunmanlığı mıdır ?
Saniyen , Abdülkadir Selvi Bey , söyledikleriniz doğru olabilir, lakin bunca yoksulluk ve çürümenin yaşandığı bir ülkeyi yönetmeye talip insanların pahalı saat koleksiyonu yapanlar arasından çıkacağına samimiyetle inanıyor musunuz ?
Üstelik Sivas’lısınız .
Siz ki ; namuslu, hizmetleri hala ayakta ‘Gidemediğin yer senin değildir‘ diyen ve Sivas halkıyla dağları delip yollar açmış bir devlet adamını baş tacı etmiş , caddelerine, spor kulüplerine adını vermiş Şerefli Sivas’ın bir çocuğusunuz, Halil Rifat Paşa’dan bahsediyorum . Havaalanına devlet kredi vermedi diye teselli mükafatı adı verilen kim olursa olsun Halil Rifat Paşa bakın hala ayakta çünkü kalplerde.
Kalbimin bir yanı ailem gibi hep Sivas’lıdır , şaştım , sizden ummazdım inanın hemşehrilik duygularımı zedelediniz , incindim.
Söz ‘Kol Saatleri’nden açılmışken ;
yanınızda oturan , bilmediği yok ve icabında gelecekte olacakları haber veren Nostradamus ‘gazeteci’ Nagehan hanımın eşi yakın bir tarihte kendi kol saatinin hesabını ekranlarda kendi programında veremedi, kolunu kameralardan sakladı , programda verilen kısa aradan sonra saati çıkartmıştı kolundan, duymadınız, görmediniz mi Allah Aşkına ?
Sonra çocuklara yatırımdır saat filan diye saçmaladı ikizler olduğuna göre 60 bin avro olduğu rivayet edilen saatten bir tane daha olması lazım, çocukların ikisine de yatırım şart !
Birine yatır öbürü baksın olmaz tabii...
Beyaz TV de o gece gazetecilik yapıp saati yüzüne çarpan konuk çağırdıkları bir gazeteciydi, siyasi duruşu belli , dürüst bir gazeteci , hadi adını da verelim Gürkan Hacir o gece gazetecilik yaptı, sermayesi dürüstlük ve cesaretti bilginin yanı sıra.
Ve siyasi duruşu Hacır’ın tam aksi bir başka gazeteci Latif Şimşek program ortağının haline şaştı kaldı ve saatin bedeli karşısında , ne diyeceğini şaşırdı adam.
O gece orada izleyici farklı siyasi duruşta ama iki namuslu gazeteci karşısında kolunu nereye saklayacağını bilemeyen o tuhaf adamı kayda geçirdi.
Şimdi o gazeteci çiftin kazanç ve vergilerini sorma zamanıdır, bunu siz soracaksınız gazeteciyseniz , saatleri savunmak değil sizin işiniz.
Gazetecilerin durumu hakikaten hazin , cüzdanları yani maaşları ve vicdanları arasında sıkışıp kalmış vaziyetteler.
12 Yaşında gelin edilen Kader’in durumu yüzbinlerin simgesi, Metehan Demir haklı olarak verdi veriştirdi bu çocuk gelinler konusunda geldiğimiz utanç verici duruma, CNN Türk ekranlarından . Helal olsun.
Gazeteci böyle olur, vicdan sahibidir.
Ama Metehan Demir’in mensubu olduğu yayın gurubunda Seda Sayan Programında 16 yaşında bir kız annesinin yardım edin feryatları arasında ekranlarda 6 çocuklu evli adama , karnı burnunda ilk eşi eşliğinde ‘gönül bu kim karışabilir ‘ mealinde nidalarla göbek atıla atıla doğuya gelin edilmedi mi bundan bir süre önce !
Sonra , bu programla ilgili Hamburg Lurup Anneler ve Kadınlar Birliği Başkanı Zeliha Ak Cemil İstekli adlı kişiye ikinci eş olmak için Siverek’e gelin giden Gülten Esen’i açıkça ekranlarda destekleyerek dini nikahı iyi göstererek birden fazla evlenmeyi övdüğü gerekçesiyle Seda Sayan’ın yargılanması istemiyle Şişli Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunuyor. Buradan korkudan yapılamayanı Zeliha Hanım cesaretle yapıyor.
Sayan’a 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılıyor. Sayan 1 ay 6 gün hapis cezasına mahkum oluyor , cezası 720 YTL’ye çevriliyor Sayan’ın temyiz başvurusu sonucu Yargıtay 8. Dairesi yerel mahkemenin kararını bozuyor .
Bu ülkede yargının durumu, çocuk gelinlerin durumu, ve medyanın durumunun özeti olarak kayda geçiyor bu olay.
Seda Sayan’ın durumu hiç önemli değil hatta böyle bir zincirleme faciayı muhtemelen istemeden kayda geçirdiği için kendisine teşekkür borçluyuz. İyi belge bıraktı.
Sonrası yapılan röportajarda Seda Sayan tarafından kuma -gelin edilen kızın , adamın, 1. eşin tek göz odada çocuklarla birlikte yaşadıkları ortaya çıktı, ayrıntıya girmiyorum mide kaldırmaz.
Ve o programda bir de alay eder gibi üçlüye King Size yatak hediye edilmişti.
Bilmem grubun yayın sorumlularının vicdanlara açtığı yarayı Metehan Demir’in iyi niyeti iyileştirebilecek mi ?
Ve aynı gruptan Hakan Çelik gene Kader konusu açılmışken , imam nikahlı çocuk gelinlerle ilgili tam şıpınişi bir çözüm önerdi, efendim İmamlar bu nikahları kıymazlarsa mesele çözülürmüş !
Neler söylüyorsunuz Hakan Bey, yahu düğünlere jandarma müdahele edemiyor, ederse yaşı büyük bir kız çocuğun nüfusunu gösteriyorlar bir gece önce Fatih Altaylı’yı dinleseydin hiç olmazsa konuyla ilgili bilgi sahibi olurdun, ya ailenin imamı kıyarsa nikahı ne olacak, nikah kıyma yetkisi verilen resmi imamlar mı kıyıyor zannediyorsun nikahı , ve bu nikahların resmiyeti mi var sanki.... off , off, off bari çözüm önerip sinir bozma laf ile gazetecilik gemisi yürür mü patronunun bileceği iş, ama kamu yayıncılığı sorumluluğu patron keyfini aşar , çocukların hayatı bu yahu.
Sonra haydi çocuklar okula diyeceksin, çocuk gelinlere karşı kamu spotları yayınlayacaksın ama karnı burnunda karısı, çok eşli adam, ve kuma’ya king size yatak hediye edeceksin , hangi yüzünüz doğru yahu ! Yoksa yüz yok mu !
RTÜK bunları izledi hep , şimdi HSKY’yı RTÜK’e benzetmeye çalışıyorlar PES!
Bütün bunları Haşhaşiler mi yaptı ? Trajikomik bir benzetme olur.
Sayın Gülen Hareketi sizde dizinizde yer verdiğiniz abuk sabuk konsey sahnelerinden ipe sapa gelmez el hareketleri , saçma sapan yüzüklerle anlaşılmaz mesajlar vereceğinize bir ‘Hasan Sabbah’ çekin millet neyle suçlandığınızı görsün, tehlikenin büyüklüğünü anlasın.
Güngör Dilmen’in oyununu tavsiye ederim , aman siz yazdırmayın iş sizinkilere yazdıralamayacak kadar ciddi.
Fikri manada tartışmalarda yer alanların entellektüel birikimleriyle ters orantılı bir dizi yazım bunalımı yaşanıyor Gülen Hareketinin medyasında.
Böyle durumlarda tanıdık akraba doktora değil işini iyi yapan doktora görünmekte fayda vardır. İçine kapanma buraya kadar. Gücenmece yok.
Ülke bu halinde binlerce öykü yazarken bizim main stream bir televizyonumuz da bula bula Danimarka dizisi Larsen ailesinin etrafında dönen cinayet hikayesini adapte etmesin mi !
Larsenlerin derdi Türk halkını çok gerdi ! 100 kişiden kaçı izlemiş gördük.
Nerdee eski ‘Dallas’ apartmalarıyla şöhret yakalamacalar......
Sevgi ve sinirle kayda geçiriyoruz.
NECEF UĞURLU /[email protected]
KAYDA GEÇSİN
Yolsuzluk, arsızlık , çürümenin üzerine gitmek bu kadar mı zor oldu bu ülkede ?
Yoksa her ailede en az bir arsız, bir yolsuz var da, aileler mutsuz olurlar diye mi üzerine gidilemiyor. Hani aile birliğimiz bozulmasın hesabı.
Yok artık, aile değerlerimiz bu kadar çürümüş olamaz buna inanmak istemem doğrusu.
Artık bu yolsuzluk sarmalında olan biteni medyanın namuslu gazetecileri ve bu yolsuzluk düzeninden yolunu bulanları aynı ekranlarda konuşturarak perdelemek gayretleri beyhudedir ve namuslu gazeteciler karşılarındakilerin kim olduğuna dikkat etmeli kendilerini kullandırmamalıdırlar.
Çünkü asıl yaralayıcı olan bu gazetecilerin halidir.
Bir gazeteci hemde gazetesinin Ankara temsilcisi eğer bir bakanın kolundaki pahallı saati ; ‘ saat koleksiyonu var , zaten siyasete atılmadan da varlıklıydı ‘ diye savunmaya geçiyorsa bu tuhaf bir durumdur.
Gazetecinin görevi bakan savunmanlığı mıdır ?
Saniyen , Abdülkadir Selvi Bey , söyledikleriniz doğru olabilir, lakin bunca yoksulluk ve çürümenin yaşandığı bir ülkeyi yönetmeye talip insanların pahalı saat koleksiyonu yapanlar arasından çıkacağına samimiyetle inanıyor musunuz ?
Üstelik Sivas’lısınız .
Siz ki ; namuslu, hizmetleri hala ayakta ‘Gidemediğin yer senin değildir‘ diyen ve Sivas halkıyla dağları delip yollar açmış bir devlet adamını baş tacı etmiş , caddelerine, spor kulüplerine adını vermiş Şerefli Sivas’ın bir çocuğusunuz, Halil Rifat Paşa’dan bahsediyorum . Havaalanına devlet kredi vermedi diye teselli mükafatı adı verilen kim olursa olsun Halil Rifat Paşa bakın hala ayakta çünkü kalplerde.
Kalbimin bir yanı ailem gibi hep Sivas’lıdır , şaştım , sizden ummazdım inanın hemşehrilik duygularımı zedelediniz , incindim.
Söz ‘Kol Saatleri’nden açılmışken ;
yanınızda oturan , bilmediği yok ve icabında gelecekte olacakları haber veren Nostradamus ‘gazeteci’ Nagehan hanımın eşi yakın bir tarihte kendi kol saatinin hesabını ekranlarda kendi programında veremedi, kolunu kameralardan sakladı , programda verilen kısa aradan sonra saati çıkartmıştı kolundan, duymadınız, görmediniz mi Allah Aşkına ?
Sonra çocuklara yatırımdır saat filan diye saçmaladı ikizler olduğuna göre 60 bin avro olduğu rivayet edilen saatten bir tane daha olması lazım, çocukların ikisine de yatırım şart !
Birine yatır öbürü baksın olmaz tabii...
Beyaz TV de o gece gazetecilik yapıp saati yüzüne çarpan konuk çağırdıkları bir gazeteciydi, siyasi duruşu belli , dürüst bir gazeteci , hadi adını da verelim Gürkan Hacir o gece gazetecilik yaptı, sermayesi dürüstlük ve cesaretti bilginin yanı sıra.
Ve siyasi duruşu Hacır’ın tam aksi bir başka gazeteci Latif Şimşek program ortağının haline şaştı kaldı ve saatin bedeli karşısında , ne diyeceğini şaşırdı adam.
O gece orada izleyici farklı siyasi duruşta ama iki namuslu gazeteci karşısında kolunu nereye saklayacağını bilemeyen o tuhaf adamı kayda geçirdi.
Şimdi o gazeteci çiftin kazanç ve vergilerini sorma zamanıdır, bunu siz soracaksınız gazeteciyseniz , saatleri savunmak değil sizin işiniz.
Gazetecilerin durumu hakikaten hazin , cüzdanları yani maaşları ve vicdanları arasında sıkışıp kalmış vaziyetteler.
12 Yaşında gelin edilen Kader’in durumu yüzbinlerin simgesi, Metehan Demir haklı olarak verdi veriştirdi bu çocuk gelinler konusunda geldiğimiz utanç verici duruma, CNN Türk ekranlarından . Helal olsun.
Gazeteci böyle olur, vicdan sahibidir.
Ama Metehan Demir’in mensubu olduğu yayın gurubunda Seda Sayan Programında 16 yaşında bir kız annesinin yardım edin feryatları arasında ekranlarda 6 çocuklu evli adama , karnı burnunda ilk eşi eşliğinde ‘gönül bu kim karışabilir ‘ mealinde nidalarla göbek atıla atıla doğuya gelin edilmedi mi bundan bir süre önce !
Sonra , bu programla ilgili Hamburg Lurup Anneler ve Kadınlar Birliği Başkanı Zeliha Ak Cemil İstekli adlı kişiye ikinci eş olmak için Siverek’e gelin giden Gülten Esen’i açıkça ekranlarda destekleyerek dini nikahı iyi göstererek birden fazla evlenmeyi övdüğü gerekçesiyle Seda Sayan’ın yargılanması istemiyle Şişli Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunuyor. Buradan korkudan yapılamayanı Zeliha Hanım cesaretle yapıyor.
Sayan’a 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılıyor. Sayan 1 ay 6 gün hapis cezasına mahkum oluyor , cezası 720 YTL’ye çevriliyor Sayan’ın temyiz başvurusu sonucu Yargıtay 8. Dairesi yerel mahkemenin kararını bozuyor .
Bu ülkede yargının durumu, çocuk gelinlerin durumu, ve medyanın durumunun özeti olarak kayda geçiyor bu olay.
Seda Sayan’ın durumu hiç önemli değil hatta böyle bir zincirleme faciayı muhtemelen istemeden kayda geçirdiği için kendisine teşekkür borçluyuz. İyi belge bıraktı.
Sonrası yapılan röportajarda Seda Sayan tarafından kuma -gelin edilen kızın , adamın, 1. eşin tek göz odada çocuklarla birlikte yaşadıkları ortaya çıktı, ayrıntıya girmiyorum mide kaldırmaz.
Ve o programda bir de alay eder gibi üçlüye King Size yatak hediye edilmişti.
Bilmem grubun yayın sorumlularının vicdanlara açtığı yarayı Metehan Demir’in iyi niyeti iyileştirebilecek mi ?
Ve aynı gruptan Hakan Çelik gene Kader konusu açılmışken , imam nikahlı çocuk gelinlerle ilgili tam şıpınişi bir çözüm önerdi, efendim İmamlar bu nikahları kıymazlarsa mesele çözülürmüş !
Neler söylüyorsunuz Hakan Bey, yahu düğünlere jandarma müdahele edemiyor, ederse yaşı büyük bir kız çocuğun nüfusunu gösteriyorlar bir gece önce Fatih Altaylı’yı dinleseydin hiç olmazsa konuyla ilgili bilgi sahibi olurdun, ya ailenin imamı kıyarsa nikahı ne olacak, nikah kıyma yetkisi verilen resmi imamlar mı kıyıyor zannediyorsun nikahı , ve bu nikahların resmiyeti mi var sanki.... off , off, off bari çözüm önerip sinir bozma laf ile gazetecilik gemisi yürür mü patronunun bileceği iş, ama kamu yayıncılığı sorumluluğu patron keyfini aşar , çocukların hayatı bu yahu.
Sonra haydi çocuklar okula diyeceksin, çocuk gelinlere karşı kamu spotları yayınlayacaksın ama karnı burnunda karısı, çok eşli adam, ve kuma’ya king size yatak hediye edeceksin , hangi yüzünüz doğru yahu ! Yoksa yüz yok mu !
RTÜK bunları izledi hep , şimdi HSKY’yı RTÜK’e benzetmeye çalışıyorlar PES!
Bütün bunları Haşhaşiler mi yaptı ? Trajikomik bir benzetme olur.
Sayın Gülen Hareketi sizde dizinizde yer verdiğiniz abuk sabuk konsey sahnelerinden ipe sapa gelmez el hareketleri , saçma sapan yüzüklerle anlaşılmaz mesajlar vereceğinize bir ‘Hasan Sabbah’ çekin millet neyle suçlandığınızı görsün, tehlikenin büyüklüğünü anlasın.
Güngör Dilmen’in oyununu tavsiye ederim , aman siz yazdırmayın iş sizinkilere yazdıralamayacak kadar ciddi.
Fikri manada tartışmalarda yer alanların entellektüel birikimleriyle ters orantılı bir dizi yazım bunalımı yaşanıyor Gülen Hareketinin medyasında.
Böyle durumlarda tanıdık akraba doktora değil işini iyi yapan doktora görünmekte fayda vardır. İçine kapanma buraya kadar. Gücenmece yok.
Ülke bu halinde binlerce öykü yazarken bizim main stream bir televizyonumuz da bula bula Danimarka dizisi Larsen ailesinin etrafında dönen cinayet hikayesini adapte etmesin mi !
Larsenlerin derdi Türk halkını çok gerdi ! 100 kişiden kaçı izlemiş gördük.
Nerdee eski ‘Dallas’ apartmalarıyla şöhret yakalamacalar......
Sevgi ve sinirle kayda geçiriyoruz.
NECEF UĞURLU /[email protected]