Cüneyt Özdemir yazdı
Cüneyt Özdemir: "Türkiye'nin en sert ve özgür muhalefeti internet sitelerinde yapılırken hâlâ interneti küçümsemek sorunlu bir bakış açısı."
Tek bir internet sitesi yakasından tutmuş dünyayı silkeliyor. Düne kadar yaptığımız “İnternet, gazetenin yerini alır mı?” tartışmalarını çöpe atabiliriz. Çağımızın yeni efendisi, dünyanın en değerli şeyi ‘bilgi.’ Bilgi devrimi yaşanıyor, gerisi teferruat. Durumun farkına varamayanlar hâlâ “Elinde klavye olan adamdan korkacak değiliz” minvalinde açıklamalar yapadursunlar, aslında hepimiz biliyoruz ki korkudan dizleri titriyor. Bugün açıklanan sadece ABD diplomasisinin karanlık koridorları, yarın bankaların yazışmaları açıklanacak. Sonrası meçhul... Düne kadar internet medyası, gazeteciler için bir kaybedenler kulübüydü. İşsiz gazeteciler, yazacak hiçbir yer bulamadıklarında, internet sitelerine sığınıyorlardı. Bu internet sitelerinin bir geliri olmadığı için, genelde adam çalıştıramıyor, ofis tutamıyorlardı. İşsiz gazeteciler evde, daha çok büyük sitelerden gördükleri haberleri ‘çalarak’, kibarca söylersek copy paste tekniği ile hayatlarını idame ettiriyorlardı.
Hadi Özışık geçen gün, ekranda interneti aşağılayan iki meslektaşımızla ilgili sitem dolu bir yazı yazdı. İki gazeteci özellikle WikiLeaks depreminde internetin değil, gazetelerin işin ağır yükünü aldığını savunuyorlarmış.
Bugün Türkiye’nin en sert ve özgür muhalefeti internet
sitelerinde yapılırken hâlâ interneti küçümsemek vizyonu sorunlu
bir bakış açısı.
İnternet çağında gazetecilik anlayışı da değişiyor. Şu an reklam
pazarı hâlâ çok çok dar ama yine de internet siteleri kendi
imkânlarıyla ayakta durmaya çalışıyorlar. Bundan 5 yıl sonrasını
düşündüğümde, içerik üreten insanların toplandığı portallar gözümde
canlanıyor.
Medyada patronluk dönemine veda ederken değişmeyen tek gerçek var.
O da ekonomik bağımsızlığı olmayan hiçbir medyanın internette bile
olsa editoryal bağımsızlığı olmayacağı gerçeği.
Cüneyt Özdemir