'Derin' suç duyurusu!..
Eski Özel Harekâtçı Ayhan Çarkın’ın, Yılmaz Erdoğan’ın amcasını öldürdüğü iddiası basına yansıyınca, aile harekete geçti. Tansu Çiller ile Ağar ‘faili meçhulle’ suçlanıyor..
Susurluk Kazası’ndan iki yıl sonra faili meçhul bir cinayete kurban giden Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı Namık Erdoğan suikastıyla ilgili eski özel harekât polisi Ayhan Çarkın’ın itirafları Erdoğan Ailesi’ni harekete geçirdi. Namık Erdoğan’ın kızı Begüm Erdoğan, avukatı Yaşar Sayın aracılığıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak dönemin başbakanı Tansu Çiller, İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, Jandarma Komutanı Tuğgeneral Veli Küçük, Özel Harekât Daire Başkan Yardımcıları İbrahim Şahin, Korkut Eken, dönemin Sağlık Bakanı Kazım Dinç, özel harekât polisleri Ayhan Çarkın ve Oğuz Yorulmaz hakkında “Adam öldürmek”ten suç duyurusunda bulundu.
‘İSMİNİ VERDİĞİMİZ....’
Dilekçede Çarkın’ın basına yansıyan itiraflarına atıfta bulunularak
soruşturmada tespit edilecek failler hakkında da işlem yapılması
istendi.
Suç duyurusunda Erdoğan’ın 9 Mayıs 1994’te Kırıkkale yakınlarında kafasına tek kurşun sıkılarak öldürüldüğü hatırlatıldı, kullanılan silahın Susurluk bağlantılı faili meçhul cinayetlerde kullanılan silahlarla aynı marka olduğu vurgulandı.
İlkeli bir devlet adamı, devletini ve milletini seven, şahsiyet sahibi biri olarak nitelendirilen Erdoğan’ın görev yaptığı dönemde her türlü yolsuzluğun üzerine gittiği de belirtilen dilekçede, Sağlık Bakanlığı’ndan 1994’te yapılan en büyük ihalenin, bu ihaleye hangi firmaların katıldığının ve ihaleyi hangi firmanın aldığının sorulması istendi. Ergenekon sanığı Veli Küçük’ün evinde Namık Erdoğan’ın öldürülmesiyle ilgili belgeye ulaşıldığı hatırlatıldı. Avukat Sayın Erdoğan’ın evrak çantasının da yok olduğunu belirterek, “Erdoğan’ın öldürülmesi büyük ihtimalle çıkar çevreleri ile suç duyurusunda bulunduğumuz kişilerin işbirliğiyle gerçekleşti. Erdoğan, devletin gücünü kullanan çıkar ve uyuşturucu çevrelerince katledilmiştir. Bu kişiler hakkında şikâyetçi olduk, cezalandırılmalarını talep ettik” açıklaması yaptı.
AĞAR HÂLÂ YARGILANIYOR
Devlet-mafya-siyaset üçgenindeki ilişkileri ortaya çıkaran Susurluk
kazası 3 Kasım 1996’da meydana gelmişti. Erbakan başbakanlığındaki
54. Refahyol hükümeti döneminde meydana gelen kazanın ardından
açılan davalar halen sürüyor. Dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Ağar
2003 yılında özel timcilerin çete üyeliğinden mahkûm edildiği
Susurluk davasında halen Ankara 11. Ağır Ceza’da “Cürüm işlemek
için silahlı teşekkül oluşturduğu” iddiasıyla yargılanıyor.
‘19 yıldır hiç uyumadım, dedi’
Geçen hafta Namık Erdoğan’ı öldürdüğü yolunda itirafta bulunduğu
için tutuklandığı iddia edilen Sincan Cezaevi’ndeki Ayhan Çarkın’la
görüştüğünü ifade eden Avukat Sayın, “Çarkın görüşmemizde zaman
zaman ağladı, duygusal davranışları vardı. ‘19 yıldır hiç uyumadım,
sürekli bir vicdan azabı çektim. Kendimi muhakeme ettim, Allah’a
yalvardım, Allah’a dua ettim, ‘Bir gün mutlaka gerçekleri
anlatacağım’ dedim. Bunlar benim sevinç gözyaşlarım, yaptığım
itiraflardan sonra rahat bir nefes aldım. Ben cinayet işlemedim,
ama cinayet işleyenlerin yanında kalmak zorunda kaldım. Onlardan
hep kaçtım, İstanbul’a da gittim, ama beni yalnız bırakmadılar’
dedi. İbrahim Şahin ve Korkut Eken’den nefret duygusu içinde
bahsetti. Ancak kimden talimat alındığına ilişkin bazı soruları da
yanıtsız bıraktı” bilgisini verdi.