Dolandırıcılar tüm mallarını sattırdı

İstanbul Küçükçekmece’de, 68 yaşındaki Muammer Çatıkkaş Silsüpür’ü telefonla arayan dolandırıcılar kendilerini polis olarak tanıttı. Bir çetenin adına sahte kimlik çıkardığını ve gizli operasyon yürüttüklerini söyleyen sahte polisler, ailenin tüm mal varlığını sattırdı.

Dolandırıcılar tüm mallarını sattırdı

Küçükçekmece'de, 68 yaşındaki Muammer Çatıkkaş Silsüpür, telefonla arayan dolandırıcılara polis olduklarını söyleyerek büyük bir dolandırıcılık operasyonuna kurban gitti.

Dolandırıcılar, Muammer Silsüpür adına sahte kimlik çıkardıklarını ve gizli bir operasyon yürüttüklerini iddia ederek, ailenin tüm malvarlığını sattırdı.

DOLANDIRICILARDAN SAHTE POLİS SENARYOSU

27 Mayıs'ta Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü'nden başkomiser olduğunu söyleyen dolandırıcılar, Silsüpür adına sahte kimlik çıkarıldığını ve Kastamonu'da bir emlakçı dükkanı açılarak hayali satışlar yapıldığını belirtti. Muammer Silsüpür ve eşi Kadir Silsüpür, kendilerini büyük bir çetenin hedefi olarak inandıran dolandırıcılara güvenerek, malvarlıklarını güvence altına almak için tüm tapularını satışa çıkardı.

Kastamonu’nun Tosya ilçesinde piyasa değeri 15 milyon lira olan ve Muammer Çatıkkaş’a babasından miras kalan ev ve arsalar, 5 milyon liraya satıldı. Operasyonun gizliliği için aileyi konuşmamak üzere ikna eden dolandırıcılar, 2 ay süren yoğun telefon trafiğinin ardından Kadir Silsüpür’ü Çankırı’ya çağırarak parayı kendisinden teslim aldı. Olaydan bir süre sonra gerçeklerin farkına varan aile emniyete giderek şikayetçi oldu.

DOLANDIRICILARDAN YOĞUN TELEFON TRAFİĞİ

Aile, dolandırıcılar tarafından 2 ay süren yoğun telefon trafiği ve sürekli uyarılarla ikna edildi. Dolandırıcılar, gizli operasyonun bir parçası olarak, aileyi konuşmamaları konusunda uyardı ve parayı teslim etmek üzere Kadir Silsüpür’ü Çankırı'ya çağırdı. Ancak, dolandırıcılar parayı aldıktan sonra, gerçeklerin farkına varan aile emniyete başvurdu.

​​​​​​"KİMSEYE SÖYLEME GİZLİ OPERASYON' DEDİLER"

Muammer Çatıkkaş Silsüpür, dolandırılma sürecini şu cümleleriyle anlattı:

"Bir telefon geldi. 'Ben Gayrettepe’den Başkomiser Mehmet Öztürk, kimliğinizi kaybetmişsiniz' dedi. Hemen baktım çantama, 'Hayır kaybetmedim' dedim. Arkası geldi. Whatsapp’tan benim kimlik bilgilerime bir bayan resmiyle, 'Kimliğin çalınmış kullanılıyor' dedi. Kartvizit attı. 'Üzerine olan tapularını bunlar satacak, bir çete eline düşmüşsünüz' dedi. 'Mallarını satacaklar, güvence altına alalım', dediler. Sabah akşam mesaj attılar. 'Kimseye söyleme gizli operasyon' dediler. '6 aydır peşindeyiz bunun, çökerteceğiz, çocuklarınıza dahi söylemeyin' dediler, kimseye söyletmediler. Bir hafta sonra biz memlekete gittik. Giderken bile 'Tapuları yanınıza alın' dediler. Yolda, bir emlakçı ismi verdi, numara verdi. Emlakçıyı aradım ben, 'İnternetten buldum numaranızı' dedim tabii. Tapuları attım, bu arsaları satacağız diye. Ben pazarlık dahi etmiyorum. Çünkü bize diyorlar ki; 'Tapular, sana yeni kimlik çıkınca, yeni kimliğine iade olacak. Alan kişiler de mağdur olmayacak. Savcılık çağırıp paralarını iade edecek', dediler. Bu şekilde sattık. 3 kişi bizimle devamlı konuştular; 'Çocuklarınıza dahi söylemeyin. Bu çete çocuklarınıza zarar verir, bir şey yapıp yurt dışına kaçarlar' dedi. Bu korkuyla hiç kimseye bir şey söylemeden bütün malımız gitti. Olayı anladıktan sonra, uyandık geç oldu; ama her şeyim gitti; evim, arsam. Devletimden, Cumhurbaşkanımdan, İçişleri Bakanımdan, Adalet Bakanımdan yardım istiyorum. Bunlar cezasız kalmasın. Uykularımız kaçıyor gece gündüz. Sağlığımız bozulacak diye korkuyoruz. Yakalanmasını istiyoruz. Ağlayanın malı gülene hayretmez. Biz isteyerek satmadık"

​​​​​​SİBER GÜVENLİK UZMANINDAN UYARILAR

Siber Güvenlik Uzmanı Osman Demircan, bu tür dolandırıcılık yöntemlerinin özellikle 65 yaş üstündeki bireyleri hedef aldığını vurgulayarak şunları kaydetti:

"Oltalama saldırıları günümüzde sadece dijital yollarla olmuyor telefon yoluyla da 'Oltalama' saldırılarına maruz kalıp, oltaya maalesef takılabiliyoruz. Oltalama saldırısı yapan kişiler; telefonla dahi yapsalar, öncelikle bir inandırıcılık kazanmaları gerekiyor ve bunun için sizinle alakalı bilgilere ihtiyaçları var. Çeşitli zaman dilimlerinde çeşitli platformlardan sızdırılan veriler, maalesef tek bir veri tabanı altında toplandı ve bu toplanan verilerin de çok büyük bir kısmı maalesef ücretsiz olarak dağıtılabiliyor. Oltalama saldırılarında bu tarz bilgileri kullanıyorlar. Yani sizin adınızı, soyadınızı T.C. kimlik numaranızı, adresinizi, sahip olduğunuz mal varlıklarınızı maalesef bu veri tabanlarından elde ettikleri bilgilerle biliyorlar' dedi"

​​​​​​Demircan, "Telefon dolandırıcıları yaşlı bireyleri arayarak genellikle onurlarını zedeleyici bilgiler vermeye başlıyor. 'Bir terör örgütünün üyesiymişsiniz gibi görünüyor, adınıza bir şirket açılmış bu şirketten çok fazla kredi kullanılmış, bu şirket dolandırıcılık yapıyor, çocuğunuz bir terör örgütü üyesiymiş gibi görünüyor' gibi bahanelerle aslında kendilerinin emniyetten aradığına ve onlardan yana olduğuna, yani 'Sizin bir suçunuz olmadığını biliyoruz ve biz gizli bir operasyonla sizi aklamaya çalışıyoruz' gibi telefon konuşmalarında vatandaşları dolandırmaya çalışıyorlar. Geçmişte de bunu çok sık yaşadık ve maalesef hala güncelliğini koruyan bir dolandırıcılık modeli bu" diye konuştu.

İKİ ÖNLEM ÖNERDİ

Siber Güvenlik Uzmanı Osman Demircan, dolandırıcılardan gelen "Emniyetten arıyoruz" şeklindeki telefonlara karşı iki önlem önerdi:

E-Devlet Kontrolü: Adınıza açılmış bir dava ya da şirket olup olmadığını e-Devlet üzerinden kontrol edin.

Karakola Başvuru: Arama yapılan karakola giderek, gerçekten arayıp aramadıklarını teyit edin.

E-Devlet üzerinden adınıza şirket açılmasını engelleyebilecek ayarlamaları da yapabileceğinizi belirtti.

DHA