Dünyanın ilk klon inekleri anne oldu
TÜBİTAK, İstanbul, Uludağ ve Namık Kemal üniversiteleri iş birliğiyle yürütülen "Anadolu Yerli Sığırlarının Klonlanması" projesi kapsamında klonlanan "Nilüfer" ve "Kiraz" isimli gebe boz düveler anne oldu.
TÜBİTAK, İstanbul, Uludağ ve Namık Kemal üniversiteleri iş
birliğiyle yürütülen "Anadolu Yerli Sığırlarının Klonlanması"
projesi kapsamında klonlanan "Nilüfer" ve "Kiraz" isimli gebe boz
düveler anne oldu. Dünyanın ilk boz ırk klonlar, yavrularını
gözünün önünden ayırmazken, akademisyenler yavruların sağlığının
gayet iyi olduğunu açıkladı.
Dünyanın ilk kopya boz ırk sığırlarından olan Nilüfer ve Kiraz anne
olmanın mutluluğunu yaşıyor. 2009’da 5 yaşındaki "Boz" ırkı ineğin
doku parçalarından üretilen embriyoların transferlerinden anneler,
iki haftalık yavrularıyla zaman geçiriyor. Kulak dokusundan
üretilen embriyonların fakültedeki taşıyıcı annelere aktarılmasıyla
klonlanan Nilüfer ve Kiraz, anne olmanın adeta mutluluğunu yaşıyor.
Nilüfer 9 Ocak’ta Kardelen isimli buzağı dünyaya getirirken, Kiraz
ise 2 gün sonra Karakız isimli buzağıyı
doğurdu.
"Anadolu Yerli Sığırlarının Klonlanması" projesi kapsamında Ağustos
2009’da ilk erkek klon buzağı "Efe"nin ardından, yine Uludağ
Üniversitesi’ndeki 5 yaşındaki dişiden alınan hücrelerle "Ece’,
"Ecem", "Nilüfer" ve "Kiraz"ın dünyaya gelmesiyle projenin
başarıyla sonuçlandığını hatırlatan Uludağ Üniversitesi Veteriner
Fakültesi Dekanı Engin Kennerman, "Projenin başlangıcı 2003
yılına kadar gidiyor. Bu proje kapsamında dünyada ilk defa yerli
ırkında klonlanma gerçekleştirdik. Onların ilk klon buzağıları 2010
yılında doğdu. Şu anda da klon buzağılardan Nilüfer ve Kiraz
Bursa’da, diğer 3 tanesi de şu anda İstanbul Üniversitesi
Veterinerlik Fakültesi’nde. Projede Uludağ, İstanbul ve Namık Kemal
Üniversitesi ortak bulunuyor. Projede, İstanbul, Uludağ ve TÜBİTAK
MAM ortak çalıştı. Bu doğan iki dişi buzağıyla Nilüfer ve Kiraz
anne oldu. İlk defa klon inekler, anne olmanın mutluluğunu yaşadı.
Yavrularını yanlarından hiç ayırmıyorlar"
dedi.
DÜNYADA BİR İLKİ BAŞARDILAR
İlk doğan yavrunun ’Kardelen’ olduğunu ifade eden Kennerman,
"Klon anneden doğan ilk buzağı Kardelen’dir. Karlı bir
günde doğduğu için bu ismi verdik. Diğeri ise Holstein ırkı boğayla
çiftleştirildi. Ondan doğan buzağı siyah renkli olduğu için
’Karakız’ ismini verdik. Bir Boz ırkı dünyada ilk defa bu projeyle
klonlandı. Bu buzağılar da ülkemizde klon annelerden doğan ilk
buzağılardır. Bu projenin mutlaka devamı gelecek"
dedi.
IRKLAR KAYBOLMAYACAK
Projenin en başından bu yana destek veren Namık Kemal Üniversitesi
Ziraat Fakültesi Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü Bölüm Başkanı Prof.
Dr. Sezen Arat, embriyo transferleriyle ilgili planlamaların 2005
yılında başladığını, ilk olarak Uludağ Üniversitesi Veterinerlik
Fakültesi ile iş birliği yaptıklarını vurguladı. Belli bir mesafeyi
kat ettikten sonra klon embriyo transferlerine başladıklarını
söyleyen Arat, "Türkiye’de yapılan ilk başarılı sığır
klonlama çalışmasından birine imza attık. Anadolu yerli ırkları
sığırlarının klonlanması dünyada bir ilk olma özelliği taşıyor. Boz
sığır klonlandı. Bugün dünyada birçok klonlanmış ırk var. Yerli
sığır ırklarını klonlayan 5 ülkenin içindeyiz şu anda. Dolayısıyla
biz Tarım Bakanlığı ile birlikte gen bankası oluşturduk. O
bankaların dondurulmuş hücreleri kullanılarak bu hayvanlar
klonlandı. Dolayısıyla aynı zamanda bankada saklanan hücreler ile
gelecekte bu ırklar kaybolduğu zaman o ırkın geriye getirileceğini
göstermiş olduk" şeklinde konuştu.
YAVRULARINI YANINDAN AYIRMIYORLAR
Yeni doğan buzağıların çok sağlıklı olduğunu söyleyen Arat,
"Çok sağlıklı buzağılar dünyaya geldi. Hiçbir müdahale
gerektirmeden doğurabildiler. Gayet sağlıklı şekilde yavrularına
bakabiliyorlar da. Bu teknolojinin ülkemizde gayet başarıyla
uygulanmış olduğunu gösterdik. Bu çalışma devam edecek. Sütlerini
inceliyoruz. Normal hayvanlarla sütleri aynı mı bunu araştıracağız.
Yavrularının dayanıklılığı iyi mi diye izleyeceğiz. Bu hayvanların
ileriye dönük araştırmalarını planlıyoruz. Anne klonların
ağırlıkları 400 kilo civarında. Yavrular da 20-25 kilo arasında
doğdular. Anne klonlar yavrularına gayet iyi bakıyor"
şeklinde konuştu.
"10 ÜLKEDEN BİRİYİZ"
Dünyada klonlama teknolojisinin üzerinde hala çalışıldığını,
Türkiye’nin ise bu konuda önemli başarılar kazandığını belirten
Arat şöyle devam etti: "Bu iş artık ticarileşmeye
başladı. Biz bu teknolojinin ülkemizde kullanılabilirliğini
artırmaya çalışıyoruz. Ama artık bundan sonra bunun uygulamalarının
desteklenmesi lazım. Gerçekten bu teknolojiyi uygulayan 10 ülke
içindeyiz. Kendi yerli ırkını klonlayabilen 5 ülke içindeyiz.
Gerçekten bu ileri teknolojide iyi noktadayız. Bunun devamının
gelmesi lazım. En son 2009’da Suudi Arabistan’da deve klonlandı.
Bufalo klonlandı. Klonun kendisinin kısa yaşayacağı düşünülüyordu.
Ama 11 yaşına kadar yaşayan klonlar var. Biz de kendi klonlarımızı
izleyeceğiz. Ama bir sığırın 11-12 yaşına kadar yaşaması normalde
de beklenmez. Çünkü belli bir yaştan sonra üreme yaşı düşüyor.
Bunlar diğer hayvanlar gibi hastalıklara açıklar. Bütün diğer
hayvanlarla bir arada bulunduruyoruz. Direncini takip ediyoruz. Biz
de izleyip klonların ne kadar yaşayacağını göreceğiz. Bizim için
bunların yavru vermesi daha çok önemli."
"TÜRKİYE’DE BUNLARIN YAPILMASI GURUR
VERİCİ"
"Dolly" kopyalandığı zaman ABD’de mastır yaptığını hatırlatan UÜ
Veterinerlik Fakültesi dölerme ve Suni Tohumlama Anabilim Dalı
Üyesi Prof. Dr. Hakan Sağırkaya, "Dolly ilk kopyalandığı
zaman ABD’de ben mastırımı yapıyordum. O tür işlerin yapıldığı
laboratuvardaydım. Tabii bu çalışmanın sonucunda klonlara sahip
olduk. Kendi ülkemizde bu teknolojinin uygulanması beni mutlu etti.
Klonlar doğduktan sonra sağlık sıkıntısı yaşamadan erişkinliğe
ulaştılar. Daha sonra biz bunlardan yavru alabildik. Çiftleştirme
işlemleri için çalışma başlattık. Annelerden bir tanesi suni
tohumlama yöntemiyle tohumlanırken, diğeri boğayla çiftleştirildi.
Gebelik sürecinde bir sıkıntı ile karşılaşmadık"
ifadelerini kullandı.
UÜ Veterinerlik Fakültesi Doğum ve Jinekoloji Anabilim Dalı Üyesi
Prof. Dr. Yavuz Nak, Kardelen ve Karakız’ın gayet normal bir
şekilde doğduğunu ifade etti.
Klon anneler ve yavruları üniversite çalışanları tarafından
itinayla bakılıyor. Yavrular annelerinden rahat bir şekilde süt
emerken, sempatik tavırlarıyla dikkat çekiyor.