Düştüğünüzde yapmanız gerekenler..
Düştüğünüzde yapmanız gerekenler..
Özellikle soğuk kış günlerinde kar ve yağmurun da etkisiyle düşmeler ve yaralanmalar artıyor. Ufak bir düşme, sendeleme hatta evde yaşanılan basit burkulmalar bile büyük problemlere yol açabiliyor. Kimi zaman önemsenmeyen bir yaralanmanın altından el, bilek kırıkları çıkabiliyor. Liv HOSPITAL Ortopedi Travmatoloji Bölümü’nden El, El Bileği ve Dirsek Cerrahı Doç. Dr. Ayhan Kılıç, böyle durumlarda ne yapılması, nereye gidilmesi gerektiğini açıklıyor.
İlk yapmamız gereken nedir?
Çoğu zaman dengemizi yitirdiğimiz anda refleks olarak yaptığımız
ilk hareket, yere düşerken elimizle korunmak ya da bulabildiğimiz
herhangi bir şeye tutunarak bedenimizi korumak olur. Düşmenin
yaralayıcı etkisini kısmen de olsa hafiflettiğimiz bu hareketlerle
genellikle el bileği, dirsek ve omuz eklemlerimizi daha doğrusu
bunları oluşturan kemik, kas ve bağlarımızı yaralarız. Özellikle el
bileğinde yoğunlaşan yaralayıcı kuvvetler bu bölgede genellikle
şişmeye ve ağrıya neden olur. Bazen de el ve el bileğinin doğal
şeklinde bozulmalar “Çatal Sırtı Deformitesi” gelişebilir ki bu
kemiksel yaralanmanın en temel bulgusudur. Bandajlama, askıya alma
gibi çeşitli yöntemlerle korumaya alınan el bileğine soğuk uygulama
yapılması bilinen ilk müdahalelerin başında gelir.
• Soğuk kompres: Bir bez veya havluya sarılmış buz veya soğutulmuş
jellerin yaralanma sahasına yerleştirilmesi bölgesel şişmeye ve
ağrı gelişimine yönelik en etkili girişimdir.
• Bölgeyi hareketsiz hale getirmek: Bulabildiğimiz bandaj
malzemeleriyle çok sıkmadan basitçe sarın ya da atkı, eşarp gibi
bir materyalle kolu boyuna askılayın.
Nereye gitmeliyiz?
• Dokulardaki şişmenin artmasını ve ağrının dayanılmaz olmasını
beklemeden en yakın hastanenin acil ünitesine müracaat edilmeli,
sırasıyla fizik ve radyolojik muayenelerin yapılması şart.
• Bu süreçte herhangi bir yiyecek-içecek alınmamasına özen
gösterilmelidir. Yapılacak muayenelerin sonucunda bölgesel veya
genel anestezi altında bir girişim gerekebilir ki bu durumda
yiyeceklerin soluk borusuna kaçması riski azaltılması amacıyla
girişim geciktirilecektir.
• Radyografik incelemeler sonucunda sıklıkla el bileğini teşkil
eden iki uzun kemiğin (radius ve ulna) eklem yüzlerinde veya karpal
dizi kemikleri denen 8 küçük kemikte (özellikle skafoid kemik)
kırığa rastlanılabileceği gibi anatomik konumlarının değişmesi ile
gelişen çıkıklar saptanabilir.
• Yapılan muayenelerde kemiksel yapının sağlam olması yaralanma
düzeyinin hafif olarak belirlenmesine yetmeyebilir. Çünkü el ve el
bileği çevresindeki bağ yaralanmaları da oldukça ciddi problemlere
yol açabildiğinden dikkatle tedavi edilmelidir. Ayrıca skafoid
kırıkları, skafolunat bağ yaralanmaları ve kıkırdak yırtıkları
yapılan ilk muayenelerde her zaman teşhis edilemeyebilir. Bu
bakımdan mutlaka ikincil değerlendirme olmalıdır. Ayrıca
bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik alan görüntüleme (MRG) veya
el bileği artroskopisi gibi ek girişimlere gerek duyulabilir.
Ne zaman normale döner?
• El bileğinde bir kırık saptanmışsa kırığa bağlı olumsuz
faktörlerin (parçalı ve eklem yüzlerine uzanım olması, açık
yaralanmalı olması) yanı sıra hastaya bağlı faktörler de (yaş,
kemik kalitesi ve genel sağlık durumu) tedaviyi belirleyici diğer
unsurlardır. Ayrıca iş ve hobiler, etkilenen bileğin baskın
kullanımlı olup olmaması, tedavi beklentisi de belirleyici
etkenlerdir.
• Basit tip bir kırık varsa yani kırılan kemik uçları yerinden
oynamadıysa herhangi bir yerleştirme girişimine gerek yoktur. Bu
tip kırıklarda 4-6 hafta süreyle kısmi veya tam alçılama yapmak
yeterli olur. Kaynamama riski yoktur, ancak kötü kaynama her zaman
için bir risk teşkil eder. Kısa bir rehabilitasyon program
sonrasında hastalar genellikle sağlığına kavuşur.
• Eğer el bileğinin kemiğinde ayrışmış ve/veya ekleme uzanım
gösteren bir kırık varsa mutlaka açık veya kapalı yöntemlerle
cerrahi olarak yerleştirilme yapılmalıdır. Bu tip kırıkların
tedavisi uzun sürer, farklı riskler ve özellikler barındırır. Ancak
günümüzdeki cerrahi yöntemler ve kırık tespit materyallerinde
yaşanan gelişmeler sayesinde hastalara daha kırıkları kaynamadan
bile işlevsellik kazandırılabilmektedir.
• Kırık, çıkıkların ve diğer çevresel kemiklerin kırıklarıyla
beraber olduğu kompleks yaralanmaları tedavi etmek bazen çok ciddi
riskler barındırır ve tedavisi uzun sürebilir. Kişinin gündelik
yaşamına dönmesi ve elinin fonksiyonlarını geri kazanması çok
sıkıntılı bir rehabilitasyon sürecini gerektirebilir.
• Kırıkların gölgesinde kalıp ihmal edilen ve “yumuşak doku” olarak
tanımlanan kas-tendon-bağ yaralanmaları alçı atel veya istirahat
ortezleriyle geçici bir tespiti takiben 3 hafta sonra yeniden
değerlendirilmelidir.
• Tedavinin başarısı ve süresi; yaralanmanın basitliğine değil
sonrasındaki yaklaşımın uygunluğu ve mükemmeliyetiyle
ilişkilidir.
AKŞAM İNTERNET SİTESİ