Emzirirken korunmak
Emzirirken korunmak
Emzirmenin ilk altı ay içerisinde gebeliğe karşı koruyucu olduğu
birçok çalışmada ortaya konmuştur. Emzirme eylemi sonucunda
salgılanılan prolaktin hormonu kadınlarda yumurtlamayı baskılayarak
gebelik oluşumuna engel olmaktadır. Prolaktin hormonunun kandaki
seviyesi emzirmenin sıklığı ve süresi ile doğru orantılıdır.
Emzirmenin gebelikten koruyucu etkisi, özellikle ilk altı ayda,
günde en az 6-8 kez düzenli emziren ve ek gıdaya geçilmeyen
durumlar için geçerlidir. Düzenli emzirmeyen ve ek gıdaya geçen
kadınlardaki prolaktin seviyesi gebelikten korumaya yeterli
olmayabilir ve diğer korunma yöntemleri devreye sokulmalıdır.
Emzirme döneminde en sık kullanılan korunma yöntemleri hormonal
yöntemler ve bariyer yöntemlerdir.
Doğum kontrol hapları genellikle hem östrojen hem de progesteron
içerirler. Bu hapların içerdiği östrojenin anne sütü üzerine olan
olumsuz etkisi mevcuttur ve lohusalık dönemindeki olası damar
pıhtılaşma bozukluğu riskini arttırabilmektedir. Sadece progesteron
içeren haplar ise anne sütünün içeriğini ve miktarını
azaltmamasından dolayı güvenle kullanılabilecek bir yöntemdir.
Ancak bu haplara doğumdan altı hafta sonra başlanması
gerekmektedir.
Korunma yöntemlerinden olan aylık iğneler içerdiği östrojenin anne
sütüne olan olumsuz etkisinden dolayı emzirme döneminde tavsiye
edilmemektedir. Üç aylık iğneler ise aylık iğnelere göre daha
güvenilirdir ve anne sütü miktarını ve içeriğini etkilemezler. Bu
uzun süreli koruma sağlayan iğnelerin en önemli yan etkisi kullanan
kadınların adet görmesini engelliyor olmalarıdır.
İmplantlar ise kolda cilt altına uygulanan ortalama üç yıl
koruyuculuğu olan ve içerdiği progesterondan dolayı emzirme
döneminde güvenle kullanılabilecek bir yöntemdir. Aynı üç aylık
iğneler gibi implantların da adet görmeyi engelleyebileceği
kullanan kadınlar tarafından dikkate alınmalıdır.
Emzirme döneminde kullanılabilen bariyer yöntemlerinin, hormonal
yöntemlerin aksine sistemik etkilerinin bulunmaması önemli bir
avantajdır. En sık bariyer yöntemlerden biri olan diyaframın
gebelikteki rahim ağzı değişikliklerinden dolayı doğumdan altı
hafta sonra kullanılması gerektiği unutulmamalıdır. Kondom
ise güvenilirliğinin düşüklüğü nedeniyle doğum korunma yöntemi
olmaktan ziyade cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunma yöntemi
olarak kabul edilmelidir.
Uzun dönemdir en sık tercih edilen doğum kontrol yöntemlerinden
olan rahim içi araçlardır. Rahim içi araçlar (spiral) bakırlı ve
hormonlu olmak üzere iki tiptir. Bu iki tipte emzirme döneminde
güvenle kullanılabilir ve başarısızlık oranları %1-3 arasındadır.
Normal doğum sonrası hemen takılan spirallerin, rahim kasılmalarına
bağlı olarak atılabileceği unutulmamalıdır.
Tüm bu yöntemler arasında başarı oranları en yüksek olan cerrahi
sterilizasyondur ve özellikle ülkemizde pek yaygın olarak tercih
edilmese de vazektomi kolay ve riski olmayan bir yöntemdir.
“Tüplerin bağlanması” olarak da bilinen cerrahi sterilizasyon
kadınlar için hem normal, hem de sezaryen doğum esnasında veya
doğumdan 24 saat sonra uygulanabilen bir yöntemdir. Cerrahi
sterilizasyonun en önemli özelliği diğer yöntemlerin aksine geri
dönüşümün daha zor ve pahalı olmasıdır.
Birbirinden farklı özelliklerde olan tüm bu gebelikten korunma
yöntemleri içerisinde en iyi yöntem hangisidir sorusuna cevap
aramaktansa, kişi için en uygun yöntem hangisidir cevabını aramak
daha sağlıklı ve akılcıl olacaktır.