'Entelköy' filmi iddialı geliyor!..

'Dondurmam Gaymak' filminin yönetmeni Yüksel Aksu, 'Entelköy' filminde yine Muğlalılar'ı oynatıyor...

'Entelköy' filmi iddialı geliyor!..

İlk uzun metraj filmi 'Dondurmam Gaymak', üç yıl önce Oscar aday adayı olan yönetmen Yüksel Aksu, yeni filmi 'Entelköy'ü de memleketinde çekiyor. Muğla Milas'ın Pınarcık köyünü mesken tutan Aksu, bu projesinde de köylülere rol verdi. Çekimlere davul-zurna eşliğinde başlayan Yüksel Aksu, "Bu filmle de Oscar adayı olabiliriz" dedi ve 'Entelköy'ün oluşum süreciyle ilgili merak edilenleri anlattı.

KÖYE YERLEŞEN ENTELLER

'Entelköy' filmini çekme fikri nasıl oluştu?
Umumi istek üzerine yine bir Ege hikayesi çekiyoruz. Aslında 'Dondurmam Gaymak'ın ikincisini yapmamı çok istediler ama ben tadında kalmasını istedim ve yeni bir Ege hikayesi yazdım.

Film ne anlatıyor?
Film, bir grup çevrecinin "Yeter artık, egzoz solumak istemiyoruz. Doğaya gidelim, bahçemizde sebze-meyve yetiştirelim, bir taş ev alıp komün köyümüzü kuralım" diyerek bir köye yerleşmelerini anlatıyor. Enteller, köyde bir termik santral kararı alınmasına karşı çıkıyor. Köy halkı ise "İstihdam yaratacaklar, para kazanacağız" diye termik santrali destekliyor...

KARAGÖZ-HACİVAT GİBİ

Çatışmalar böyle mi başlıyor?
Köylülerin yanında Şahin Irmak'ın canlandırdığı bekar bir köy muhtarı var. Entellerin başında da Ayşe Bosse'nin oynadığı bekar bir kız... Bu iki genç birbirlerinden elektrikleniyorlar. Hikaye de aşkla karışık ekonomik çıkar çatışmaları arasında devam ediyor. Filmin sonunda entelektüeller köylüleşiyor, köylüler ise entelektüel oluyor. Bu hikaye aslında 'Karagöz- Hacivat'ın toplumsallaştırılmış hali. Gelen ekolojistler Hacivat, köylüler Karagöz gibi...

Senaryo nasıl ortaya çıktı?
90'lı yıllarda ben böyle bir yaşam hayal ediyordum. Arkadaşlarımla "Şehirden uzaklaşalım, köy ortamında sevdiklerimizle sağlıklı bir hayat sürelim" diyorduk. Fakat o zamanlar bunu sağlayacak maddi durumumuz yoktu. Bu bizim arkadaş grubumuzun gençlik rüyasıydı. Ben de "Madem 'komün köyü' kuramadık bari sinemasını yapalım" dedim...

'Dondurmam Gaymak'ta da 'Entelköy'de de star oyuncu yok...
Filmlerimde illa star olacak veya olmayacak diye bir düşüncem yok. Mesela bu filmi Cem Yılmaz ile yapacaktım ama vakitlerimiz uyuşmadı; onun yerine Şahin Irmak'ı oynatıyorum. Cem olsaydı da çok iyi olabilirdi ama olmadı. Önemli olan senaryo... Şahin Irmak da bu rolü oynar. Sonuçta filmde oynattığım köy halkına da "Hamlet'i oynayın" demiyorum ki! "Senaryoda yazanı oynayın, kendinizi oynayın" diyorum.

ŞAHİN IRMAK PATLAR

'Entelköy'de en çok hangi oyuncunuza güveniyorsunuz?
Ben bütün oyunculara güveniyorum ama "Kim patlar?" derseniz bence bu filmde Şahin Irmak patlar. Filmde, Muğlalı köylüler ve Şahin Irmak dışında Ayşe Bosse, Emin Gürsoy, Recep yener, Nejat Yavaşoğulları gibi oyuncular da rol alıyor.

Yılmaz'ın rolünü Irmak'ın oynaması onda baskı yaratır mı?
Bence yaratmaz. Çünkü o öyle kompleksli bir adam değil; gamsız bir adam. Ayrıca ustalarını da takdir eden bir oyuncu... Ben sanatta hiyerarşiye inanmam. Sanat sanattır. Mesela kuru fasulye başka bir lezzet, suşi başka bir lezzettir. Şahin Irmak'ın oyunculuğu başka bir lezzet, Cem Yılmaz'ın oyunculuğu başka bir lezzet...

Filmin vizyon tarihi belli mi?
Yıl sonunda vizyondayız.

2 BİN 500 YILLIK HİKAYE

2 bin 500 yıllık hikayem ve senaryom hazır. Bir an önce bütün hikayelerimi yapmak istiyorum. Başka yörelerden de hikayeler yazmak, hatta birden fazla ülkede bir film çekmek planım var.


OSCAR YOLCULUĞU ÜZERİMDE BÜYÜK SORUMLULUK YARATTI

'Dondurmam Gaymak'ın üç yıl önce Oscar'a aday adayı olması size nasıl bir motivasyon sağlamıştı?

Bu durum bende motivasyondan çok büyük bir sorumluluk yarattı. İkinci filmimin bunu aşması gerektiği düşüncesi içime oturdu. 'Entelköy'ün senaryosu için 2-3 yıl çalıştım.

ÜLKEMDE SEVİLSİN YETER

'Entelköy' ile Oscar'da yarışmak söz konusu olabilir mi?
Olur tabii ki.. Sonuçta Türkiye'deki ön jüri seçerse aday da olur. Hiç böyle bir şeyden korkmam. Önemli olan bir şeyler üretmek... 'Entelköy' Oscar adayı olursa çok sevinirim ama olmazsa da çok da üzülmem. Önemli olan filmin kendi ülkemde sevilmesi...

Sizce yabancılar 'Dondurmam Gaymak'ı neden beğendi?
Bir kere adamlar, orijinal Türkiye insanını gördü. Adamlar bir baktı, sıcacık bir Ege Kasabası... Sıcacık insanlar, cami de var, meyhane de... Bikinili de var, başı kapalı da... Bu durum onların çok hoşuna gitti. Bana "Silahlar patlamadan, güzel kızla yakışıklı oğlan olmadan da bir film yapılabiliyormuş" demişlerdi.

SAĞLAM HİKAYEYE ÇOK SEYİRCİ GELİR

Türk sinemasında kimileri gişe filmi yapıyor kimileri de festival filmleri... Sizin böyle bir tercihiniz var mı?
Ben ikisini de benimsemiyorum. Çünkü ikisinin de ortasına oynuyorum. Çünkü bir film hem festivallerde yarışıp hem de gişe yapabilir. Yılmaz Güney'in 'Yol' filmi buna en güzel örnektir. Son yıllarda sinema seyircisinin de profili değişti. Biraz seyirciyi de kollamak lazım. Bir film, sağlam senaryo ve sağlam hikaye ile çok iyi seyirci yapabilir.

ESAS OLAN FİLMDİR

Sizce "İki yıldız oynatır, bir de sevişme sahnesi eklersen film gişe yapar" gibi bir formül var mıdır?
Bence böyle bir formül yok ama öyle olduğuna inanan insanlar çok. Gişede can çekişen böyle bir sürü film var. Bence asıl olan senaryo ya da yönetmen değil filmdir. Hepsi bir araya gelirse ancak film güzel olur. Mesela hiç ünlüsü olmayan, yeşil yeşil askerlerden oluşan 'Nefes' 2.5 milyon gişe yaptı..."



Konular Röportaj