Erdal Özyağcılar televizyona ara verecek
'Karadağlar' dizisinin usta oyuncusu Erdal Özyağcılar aile baskısı yüzünden dizi oyunculuğuna ara verebileceğini açıkladı...
Show TV’nin ilgiyle izlenen dizisi Karadağlar’ın Halit Ağa’sı,
Erdal Özyağcılar’la dizinin çekildiği Yeşilyurt Köyü’nde hoş bir
sohbet gerçekleştirdik. Usta oyuncu dizide canlandırdığı Halit Ağa
karakterinden tutun, eşi ve kızı ile aynı dizide yer almasından
duyduğu memnuniyeti anlattı.
- Çekimler nasıl gidiyor?
Üç ayı aşkın süredir
buradayız. Artık Kaz Dağları’nın küçük Köyü Yeşilyurt’tun birer
ferdi olduk diyebilirim.
- Halit Karadağ rolünü seçmenizin özel bir nedeni var
mı?
Ben de oyuncu olarak kendi adıma bu güne kadar çizdiğim
karakterlerin biraz üstüne çıkayım, bu kez farklı görüneyim
istedim. Senaryo aşamasından bu yana işin içerisindeyim.
Karadağlar’da olmamı, ondan önce ’Elveda Rumeli’ ya da ’Yabancı
Damat’ın içerisinde bulunmamın tek nedeni senaryoyu sevmem. Burada
da böyle oldu. Halit Karadağ kötü bir karakter. Tiyatro’dan sonra
ilk kez böyle bir kötü karakter oynuyorum. Ama bu da cazip çünkü
iyilik hep iyilikle de anlatılacak diye bir kaide yok. İyilik,
kötülükle de anlatılır.
- Baba oğul arasında kadın çatışması var. Nereye gidecek bu
ilişki?
Bir baba oğul ve Gülhayat olayı var. Öbür tarafta Nazlı ile iki
oğul arasında da bir sürtüşme var. Miras ve intikam durumu işin
içinde tabi. Gülhayat bu ikisi arasında gidecek.
- Senaryoda sizin de parmağınız var mı?
Herkesin bildiği bir hikaye Karamazov Kardeşler. Mesela Monte
Cristo kontu gibi. 100 yılı geçmiş, bin yılın romanı diye anlatılan
bir hikaye. Senaryo konuşmasında tabii ki benim de katkım
bulunuyor. Ama bu yazıyorum anlamına gelmiyor.
- Dizi film sektörünü nasıl buluyorsunuz?
Güzel bir ivme aldı ve yükselişte. İzleyiciler de iyi işlere değer
veriyor. Onlar o kadar iyi analiz ediyor ki hepsi için 15 saat de
çalışılır. Ama dizi film sektörü yükselirken de düzelmesi gereken
sorunları var. Süreden tutun da prodüksiyon şartları ve insan
ilişkileri, para dengesizlikleri ve daha insani şartlara ulaşmamız
lazım.
- Kızınız Zeynep, eşiniz Güzin Hanım’la aynı
dizidesiniz.
Bunda benim hiçbir katkım bulunmadı. Tamamen denk geldi. Bu benim
için iyi de oldu. Özellikle Zeynep’i bu işin içine girmesi için
teşvik ettim.
- Neden?
2-3 senedir tiyatro ağırlıklı gidiyor. Ona daha çok önem veriyor.
Daha dizilerde oynamaz diyemem. Yoksa armut piş ağzıma düş
olmadı.
- Sürekli senaryo yazdığınız söyleniyor...
Benim senaryo yazma merakım kafamı dinlendirmem. Senaristlerden
özür diliyorum. Senaristim diyemem. Bu hobiyi 20 yıldır yaptığım
için bazı güzel öyküler de çıkıyor. Çalıştığım dizilerde de
değerlendiriyorum. Tabi ki senarist arkadaşlar da benim bu
arsızlığımı hoş görüyor.
- Vampir projesi üzerinde çalışıyor muşsunuz?
Nedir?
Vampir denince komedi geliyor akla ama bu bayağı dramatik ve tarihi
bir vampir. Yapımcılar da ilgilendi ama RTÜK’ten çekiniyorlar.
Osmanlı’da yaşayan bir vampir bu. Tarihi bir araştırma yapınca
Osmanlı coğrafyasında doğmuş bir vampirin varlığı ortaya çıktı.
Araştırınca vampir bizim işimiz, Kaliforniya’da işi ne diye
düşündüm. Fatih Sultan Mehmet’in de içerisinde bulunacağı
aşklarıyla, türleriyle, vampir olmanın acısıyla birlikte konunun
anlatılacağı bir vampir hikayesi. Bunu yapmayı çok istiyorum.