Ergenlikte çekingenlik

Ergenlikte çekingenlik

Ergenlikte çekingenlik

Toplum içinde kendisini gösterememe, düşük benlik saygısı ve sosyal ilişkilerde yetersizlik ile kendini gösterir. Başkalarının kendisini kabul etmeyeceği, beğenmeyeceği, eleştireceği düşünceleri yoğundur. Sürekli olarak kendi kendisini eleştirir, kendini beğenmez ve sürekli olarak kendisi ile ilgilenir. Sosyal ilişkilerden kaçınma, grup toplantılarında yer almama, sözel iletişime girmeme tipik davranış biçimleridir. Başkalarının fikirleri onun için çok önemlidir ve sürekli kabul görme, onay alma ihtiyacı duyarlar. Başka kişilerle iletişim kurmak, gruplarda yer almak isteseler de bunu yapabilecek iletişim becerilerine sahip olmadıklarından bir türlü buna cesaret edemezler. Psikolog Eda Gökduman’dan aldığımız faydalı bilgileri sizlerle paylaşıyoruz.

Çekingen kişilik bozukluğu neden olur?

Çekingen kişilik bozukluğunun nedenleri arasında anne- babanın yanlış yetiştirme biçimi, büyüme ve gelişme döneminde sürekli olarak eleştirme ve reddetme tutumu sergilemesi, koruyucu ve kollayıcı bir tutum sergileme gibi nedenler gösterilmektedir. Bu konuda yapılan araştırmalarda kesin bir neden tespit edilememiştir. Cinsiyet ve ailesel bilgiler bu konuda net değildir.

Ergenlikte çekingen çocuklar nasıl hissederler?

Kendilerini yalnız, mutsuz, çaresiz hissederler. Sürekli çevresindekilerin kendisinden daha iyi, güzel, yakışıklı, başarılı, girişken olarak görür. Olumlu yönlerini asla görmezler ve başkalarının hep en ufak bir hatasını göreceğini ve onunla dalga geçeceği endişesini taşırlar. Genelde yalnız kalmayı ya da bir tek kişi ile arkadaş edinmeyi tercih ederler. Kendine güven yoktur.

İnsanlarla ilişkiye girdiklerinde büyük bir heyecan duyarlar, elleri titreyebilir ve yüzleri kızarabilir. Sosyal fobi ve depresyon ile birlikte görülebilir.

Ergenlikte çekingenlik nasıl tedavi edilir?

Çok fazla yardıma ihtiyaç duysalar da bir psikiyatrist ya da psikologa başvurmada güçlük çekerler. Endişelerinin yüksek olması terapi sürecini olumsuz etkileyebilir. Terapi sürecinde en ufak bir olumsuzlukla karşılaştıklarında geri çekilme gösterebilirler. Terapist ve danışan kişi arasında iyi , pozitif, güvene dayalı bir ilişki kurulabilirse terapi süreci devam edebilir. Sosyal becerilerin geliştirilmesi, bilişsel davranışçı yöntemlerle tedavi süreci ilerler. Sosyal fobi düzeyine gelmiş olan kişiler ilaç tedavisinden de yarar görebilirler.

DSM-IV Tanı kriterlerine göre;

Genç erişkinlik döneminde başlayan ve değişik koşullar altında ortaya çıkan, yetersizlik duygularının ve olumsuz değerlendirilmeye aşırı duyarlılığın olduğu sürekli bir davranış biçiminin varlığıdır.

Aşağıdaki belirtilerin dört (ya da daha fazlasının) olması ile belirlidir.

    Kişide eleştirilecek, beğenilmeyecek ya da dışlanacak olma korkusu ile çok fazla kişiler arası ilişki gerektiren mesleki etkinliklerden kaçınma davranışı gösterme söz konusudur.
    Sevildiğinden emin olmadıkça insanlarla ilişkiye girmek istemezler.
    Mahcup düşeceği ya da alay konusu olacağı korkusu ile yakın ilişkilerde tutukluk gösterirler.
    Toplumsal durumlarda eleştirileceği ya da dışlanacağı üzerine kafa yorarlar.
    Yetersizlik duyguları yüzünden yeni kişilerle aynı ortamda bulunduğu durumlarda gerginlik hissederler.
    Kendisini toplumsal yönden beceriksiz, kişisel olarak albenisi olmayan bir kişi olarak ya da başkalarından aşağı görürler.
    Mahcup düşeceğinden dolayı kişisel girişimlerde bulunmak ya da yeni etkinliklere katılmak istemezler.