Erkekler hakkında bilinmeyenler
Erkekler hakkında bilinmeyenler
Cinsellikleri, biyolojik yapıları ve inişli çıkışlı karakterleriyle
bizi şaşırtmaya devam eden erkeklerin bilinmeyen özelliklerini
öğrenip onları biraz daha yakından tanımaya ne dersiniz?
Erkekler çocukluğumuzdan beri farklı rollerle de olsa hayatımızın
vazgeçilmezleri. Kardeş, ağabey, baba, sevgili, eş ve daha bir sürü
kimlikle tanıdığımız karşı cins, ne kadar yakın olursak olalım
yarattığı çok bilinmeyenli denklemlerle istikrarlı şekilde kafamızı
karıştırmaya devam ediyor.
Amerikalı yazar ve psikolog John Gray, Erkekler Mars’tan Kadınlar
Venüs’ten (Men Are From Mars, Women Are From Venus) adlı bestseller
kitabında, iki cinsin farklı dilden konuştukları fikrinden yola
çıkıyor ve bu farklılıklarla uyumsuzlukların aşılması için son
derece pratik çözüm önerileri sunuyordu. Bildiğiniz gibi kadınlar
olarak; erkeklerin anatomik özellikleri nedeniyle aklımıza takılan
soru işaretleri dışında karakter yapılarına dair de bir sürü sorun
yaşıyoruz. Bu bilinmeyenlerin ilki maalesef en fazla
yakınlaştığımızı düşündüğümüz cinsellik alanında. Kadının çocuk
yaşlarından itibaren hissettiği çeşitli toplumsal baskıların
aksine; erkek pohpohlanarak büyütülüyor. Bunun sonucu olarak da
ileriki yaşlarda içinde bulunduğu kadın-erkek ilişkilerini bir tür
fetih ya da galibiyet olarak görüyor. Üstelik bununla da kalmayıp
maçta gol atmış kadar seviniyor! Kısaca, kadın ve erkeği iki ayrı
yola sürükleyen ilk dönemeç cinsellik. İki farklı anatomik kaderin
kadın ve erkek için çizdiği farklı hayatlar dışında, erkeğin
fiziksel yapısından kaynaklanan veriler de kadınlar için sürpriz
kaynağı. Zira erkeklerin neden tek gram selülitlerinin olmadığını
ya da bizim kadar su içmelerine rağmen neden bizden daha az
tuvalete gittiklerini anlamakta güçlük çekiyoruz. Bazen bir
karakter özelliği olarak damgaladığımız, erkeklerin karşısında
konuşan insanı dinlememe hastalığına ya da stresliyken aşırı
sinirli olmalarına da hiçbir şekilde akıl sır erdiremiyoruz. İşte
bütün bu nedenlerle, seks hayatlarının barındırdığı sırlar dışında
bedensel ve psikolojik özellikleri bizleri şaşırtan erkeklerle
ilgili tüm gerçekleri derledik. Erkek vücudu üzerindeki giz
perdesini aralarken, Amerikalı doktor Billy Goldberg ve yazar Mark
Leyner’ın bu konuda hazırladıkları Doktorculuk Oynayalım (Let’s
Play Doctor) adlı kitaptan ve CİSED (Cinsel Sağlık Enstitüsü
Derneği) başkan yardımcısı psikolog Gülüm Bacanak’ın görüşlerinden
faydalanmayı ihmal etmedik.
Neden porno izlemekten zevk alıyorlar?
İstisnalar olsa da, çoğu erkeğin porno film izlemekten zevk
aldığını ileri sürebiliriz. Toplumumuzda önyargılar ve dogmalar
çerçevesinde olumsuz çağrışımlarla anılan pornografi, çoğu insan,
-özellikle kadınlar- için kabul edilemeyen ve anlaşılamayan bir
olgu. Oysa bağımlısı olunmadığı takdirde, pornografinin normal ve
sağlıklı bir ilişkide katalizatör görevi üstlendiğini, bireylerin
partnerleri olsa dahi kendi başlarına bu tür fanteziler
yaşamalarının son derece normal-sağlıklı sayıldığını biliyoruz.
Fransız androlog Sylvain Mimoun Cinsellik (La Sexualité) adlı
kitabında erkeklerin pornografiye olan ilgisini cinsel yapılarının
farklı olmasıyla ilişkilendiriyor: "Erkek cinselliğinde çevresel ve
görsel detaylar önemli rol oynarken, yani erkekler daha çok görsel
olarak uyarılırken, kadınlarda arzunun ortaya çıkması için ortak
bir tarih, bir hikaye ve tensel temas gerekiyor." Araştırma şirketi
Ipsos KMG’nin 2000 yılında yaptığı bir araştırma; erkeklerin yüzde
70’inin yolda rastladıkları yabancılardan hoşlandıklarını, bu
oranın kadınlarda sadece yüzde 30’larda kaldığını gösteriyor.
Fransız psikanalist Didier Dumas da Erkek Cinselliği (La Sexualit
Masculine) adlı çalışmasında erkeklerin "dışa açık" kadınların ise
"dışa kapalı" şekilde seviştiklerini, erkeğin sperm üretip yayma
eğiliminde olan doğası gereği farklı kişilerle birlikte olmayı
istediğini belirtiyor. Erkeklerin biyolojik ihtiyaçlar sonucu
kadınlardan daha sık mastürbasyon yaptığını hatırlatan Dumas,
(Fransa’da 1993 yılında ACSF Grubu’nun yaptığı bir araştırmaya göre
erkeklerin yüzde 62’si kadınların ise sadece yüzde 27’si
mastürbasyon yapıyor.) Uzmanlar, kadınlara "Partnerinizin porno
izlemesinin, sokaktaki güzel bir kadını süzmesinin ya da
mastürbasyon yapmasının size hissettiği aşk ve tutkuyla ilgisi
olmadığını asla unutmayın" uyarısında bulunuyor.
Neden selülitleri yok?
Kadınların yüzde 85’inde görülen; sıklıkla karın, kalça, kol ve
bacak bölgesinde yoğunlaşan selülitlerin neden erkek bedenini
hakimiyeti altına almadığını hiç düşündünüz mü? Çeşitli kremlerden
spora, cerrahi yöntemlerden diyetlere kadar bir sürü silahla
öldürmeye çalıştığımız bu sinir bozucu yağ tabakasının erkeklerin
yanına bile uğramaması haksızlık gibi geliyor bize... Oysa onlar da
en az bizler kadar sağlıksız besleniyor, sigara ya da alkol
kullanıyor, hareketsiz bir yaşam sürüyor ya da çeşitli sağlık
sorunlarıyla boğuşabiliyorlar. Uzmanlar; erkek vücudunun kadınlara
oranla daha az östrojen hormonu salgılamasının selülit oluşumunu
engellediğini vurguluyor. Çünkü östrojen hormonunun salgılanması
arttıkça vücutta normalden fazla su ve yağ tutulması gibi tatsız
sonuçlar ortaya çıkabiliyor. Yağ dokularının fazlalığı da selülit
oluşumunu kamçılıyor. Özellikle kadınların daha ince bir deriye
sahip olması, yağların yüzeyde kendilerini daha fazla belli
etmelerine yol açan faktörlerden biri. Memorial Etiler Tıp
Merkezi’nden İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Görgülü konuyla
ilgili görüşlerini bizlerle paylaşıyor: "Cilt altı yağ dokusu
kadında ve erkekte farklı bölgelerde ve farklı kalınlıklarda olduğu
için, selülit oluşumu da kadın ve erkekte farklıdır. Ayrıca selülit
gelişimi hormonal durumlardan ve menopoz gibi önemli hormon
değişikliklerinden doğrudan etkilendiği için kadınlarda daha sık
görülür."