Erkekleri Değiştirmek İçin
Erkekleri Değiştirmek İçin
Duygularını belli etmemeleri, konuşmamaları, dağınıklığın son
noktasında yaşamaları sinirimizi bozan şeyler arasında. Sonuçta biz
de boş durmuyor, beğenmediğimiz huylarını değiştirmek için
uğraşıyoruz. Gelin bu kapkaranlık tünelin ucunda ışık var mı hep
birlikte bakalım…
Kadınların çoğu aynı şeyleri talep etse de erkeklerin çoğu bu
istekleri bile bile yerine getirmez. Geçenlerde yayınlanmaya
başlayan bir yarışma programında da, kadınların kocalarının
değişmesini ne kadar uzun süreden beri istediğini görünce, bunun
genel bir kural olduğuna kanaat getirdik. Formül belli. Biri ister,
öbürü reddeder. Bu savaş sürer gider. Hatta 40 yıllık evlilerin her
gün aynı konuda tartıştığına bile tanık olmuşsunuzdur. Bazen beyaz
bayraklar çekilerek orta yollar bulunur ama çoğu zaman hiçbir
ilerleme kaydedilmeden başladığımız noktaya döneriz.
Yine de her zaman umut vardır içimizde, bir gün mutlaka
değişeceğini düşünür, bekler dururuz. Zaten çoğu ilişki, ilk
başlarda hatalı ve zayıf yönler görüldüğü halde, “ileride değişir”
umudu ile başlar. Erkeğini değiştirebilen kadın büyük bir iş
başardığını bildiği için, gururlanmakta da haklıdır. Kadın seçer,
değiştirmeye uğraşır, bazen pes eder gider ama eğer ilişki devam
ederse, değiştirmeye çalışma sevdasından asla vazgeçmez. Size bir
sır verelim, “İnsan yedisinde neyse yetmişinde de odur” atasözü
aslında erkekleri anlatır. Siz yine de deneyin, umudunuzu
yitirmeyin, mucizelere inanın.
Duygularını İfade Eder mi?
Erkekler acil bir durum olmadıkça duygularını belli etmezler.
İlişki süresince en çok iki kere acil durum olur: Birincisi kadını
elde etmek istediklerinde, ikincisi de ayrılma anında. İlişkinin
başında, kadını elde etme günlerinde ifade yeteneklerini har vurup
harman savururlar. İlişkinin başı ile sonu arasındaki o ara bölümde
ise duygularını ifade etmeye gerek görmezler. Ancak kadın bu, rahat
durur mu? İlk günlerdeki, o duygularını hiç çekinmeden açan
duygusal erkeğe aşık olmuştur belki de ve onu geri istemektedir.
Her yolu dener. Erkek yola gelmez. Hangisi gerçek halidir erkeğin,
kadının kafası karışır. İlk günlerdeki duygusallığı tamamen numara
mıdır? Yoksa artık onu eskisi kadar sevmiyor mudur? Bu düşüncelerle
debelenip duran kadın, belki bilerek, belki bilmeyerek erkeğin
duygularını ifade etmesi için her yolu dener. Erkek tuzakları
atlatır. O, her zaman gerçek sancıyı, sahtesinden ayırt ederek, çok
limitli sayıda olan duygusal cümlelerini acil durumlar için saklar.
Kadın ise umutla bekler. Erkek bir gün değişecektir ve duygularını
acısıyla tatlısıyla mutlaka ifade edecektir.
Son Bir Çaba İçİn: Ona uzun sorular listesi
hazırlayın: İlişkinizle ilgili olmayan, yanıtları evet ve hayır
olacak basit sorular olmalı. Bu şekilde kendini size açmayı
öğrenebilir. Ama bunları yanıtlarken bile kaçamak davranıyor,
kendini net olarak ifade edemiyor, duygularını açamıyorsa 80 yaşına
da gelse ketum davranacaktır, umut yok.
Ağlar mı?
Erkekler böyle yetiştirilmişler; aile baskısı, toplum baskısı
derken, yüzleri doğuştan Botoks’lu gibidir. Duygularını ele vermez
ve ağlamak için gerekli kasları, mimikleri kullanamazlar. Birçok
şarkı sözü ile de tescillenmiş bir durumdur bu: Erkekler
ağlamaz!
Aslında bu bir efsanedir. Elbette onlar da ağlarlar ancak bizim
istediğimiz zamanda, yerde ve bizim istediğimiz konular için
ağlamazlar. Yani, “İlişkimiz iyi gitmiyor galiba” dediğinizde,
onlardan sulu gözlülük bekleyemezsiniz. Oysa ağlasa anında ne kadar
çok sevildiğinize ikna olarak, ayrılık konuşmalarından
vazgeçeceksiniz değil mi? Hayır, erkeğin tam da bu noktada
ağlamasını bekleyemezsiniz. Çünkü ona göre bu anda ağlamak
zayıflıktır. Aksine, böyle bir konuşmada, birden neye uğradığını,
terk edilmek üzere mi olduğunu düşünerek savunma kalkanlarını
bileyerek çıkar karşınıza. Ağlamak ne kelime, hiç görmediğiniz
kadar duygusuz bile olabilir. Kadınlara karmaşık derler bir de.
Oysa duygularını ifade etmek yerine, savunma mekanizmalarını ve
egolarını işleterek binbir kılığa bürünen erkekler daha karmaşık
değiller mi?
Erkeklerin bazı kategorileri vardır. Ağlamayı zayıflık ve kadın işi
olarak gördükleri anlar ile coşkunun yansıması, büyük bir hüznün
dışavurumu gibi gördükleri anlar olarak ikiye, üçe ayrılabilirler.
Romantik bir filmde duygulansalar bile kendilerini tutarlar ama
sonra takımları maçı bir puan farkla kaybettiğinde ağlayabilirler.
Siz şaşkınlıkla bakakalırsınız. Özel mevzularda ise tabii ki
topluluk önünde ağlamazlar, tek başlarınayken bir-iki damla çıkar
ortaya belki, onu da görebilirseniz…. Peki, şimdi tablo net, sosyal
ve psikolojik sebeplerle elimizde ağlamayan bir erkeğimiz var. Onu
nasıl ağlatacağız? Ancak asıl büyük soru şu: Neden onun ağlamasını
istiyoruz? Bunu istememizin ardında, onun da duygusal olduğunu
ispat etme isteğimiz var tabii ki. Böylece yüreğimize biraz su
serpilecek, hatta belki, bizi sevdiğine ikna bile olacağız. Masum
bir istek gibi görünüyor ama illa sevgisinin, acı çektiğinin,
pişman olduğunun, sizi geri istediğinin göstergesi olarak ağlamalı
mı? Bunu başka şekillerde de gösterebilir ve göstermiştir de. Niye
onun bizim gibi davranmasını istiyoruz? Bırakalım onlar bizden
farklı olsun. Bırakalım ağlamasınlar. Bırakalım, biraz daha “erkek”
olmaya çalışsınlar.
Son Bir Çaba İçİn: En son ne zaman ve ne
için ağladığını sorabilirsiniz. Yanıtı, ağlamakla ilgili
hassasiyetini anlamanızı sağlar. Böylece onu gerçekten derinden
etkileyen konuları da öğrenmiş olursunuz. Ağladığınızda kendinizi
ne kadar rahatlamış hissettiğinizi de anlatabilirsiniz. Hiç
ağlamadığını söylüyorsa, ilişkiniz söz konusu olduğunda da
ağlamayacaktır, boşuna yorulmayın.