Ertuğrul Özkök'ün 'Boynuzlama' üzerine ...
ERTUĞRUL ÖZKÖK'ÜN 'BOYNUZLAMA' ÜZERİNE DERİN ANALİZİ....
Doğan Medya düşünürü, gurusu, Özkök yine önemli bir noktaya parmak basmış yılların müstafi bir sosyoloğu olarak!
Konu elbette cinsel hayat üzerine bir araştırma ve muhafazakar kesimin evlilik dışı ilişkiye bakışı.
Özkök yine işe 'kıçtan' bakmış.
Olay özetle şu:
Türkiye'de erkeklerin yüzde 58'i karısını veya partnerini aldatıyormuş...
Evli kadınların da yüzde 40'ı kocasını veya partnerini aldatıyormuş... Yani karşılıklı taktırıyorlarmış...
Bu rakam 2000'li yılların başında erkeklerde yüzde 25, kadınlarda yüzde 11 civarındaymış... Dünyadaki ve Türkiye'deki seviyesi de birbirine çok yakınmış...
Şimdi Dünya'da da Türkiye'de de yükseliyormuş yani Dünya'da da taktıran taktırana bir gelişme var... Yalnız onlar ellerinde NÜKLEER tutuyorlar biz ise YAY...
Türkiye, eşini veya partnerini aldatma oranı konusunda Dünya'nın en yüksek oranlı ülkeleri arasında yer alıyormuş, taktırma gelişimi muhteşem, bu gidişle 'Hepimiz Boynuzluyuz' diyeceğiz yakında...
Şimdi gelelim emekli sosyolog Ertuğrul'un mantığıyla geldiği sonuca:
- Toplumun yüzde 70'i muhafazakâr.
- Kadınların yüzde 50'den fazlası başörtüsü takıyor... diyor ve sonuca varıyor: 'Hiç şüpheniz olmasın ki, toplumun her kesimi aldatma oranından üzerine düşen payı alıyor. Zaten gazetelerin üçüncü sayfalarına bakarsanız bunu çıplak gözle de görebilirsiniz.' diyor Zat-ı Muhterem..
Bakın kişi başına düşen gayrısafi milli boynuzu, Ertuğrul'a göre gayet hakça paylaşılmış kadın erkek ayrımcılığı olmadan...
Peki niye kendisini daldırmış bu kadar insanların kıçının kahyalığına koskoca emekli olsa da bu Zat-ı Muhterem Sosyolog, Hürriyet Medya Bilimleri Rektörü?
Ve şöyle bir sonuca varıyor;
- AKP 15 yıldır iktidarda.
- Her mahalleye neredeyse üç cami düşer hale geldi.
- Kuran kursları patladı.
- Okullar hızla imam hatipleştiriliyor.
- Televizyonlarda magazin programları tesettüre büründürüldü..
Sonuç ortada...
Son 5 yıldır ısrarla yazıyorum.
Türkiye'de muhafazakârlığın geleceği yok...
Bugünkü manzara AKP otoriterleşmesinin getirdiği bir takiyeden ibarettir.' Buyuruyor.
Yani toplulumuz bu sonuca göre: Müslümanlık takiyesi yapan boynuzlu liberallerden mi müteşekkil oluyor?
Dövülen, öldürülen kadınlar, şort dayağı, Ramazan'da yemek yediği, sigara içtiği için dayak yiyenler, Tramvay'lara konulmak istenen pembe vagonlar filan hepsi hikaye bunlardan muhafazakarlaşma sonucu çıkarmayın, zaten Sibel'de yeniden soyundu laiklik tamamdır, sorun yok diye mi anlamamız gerekiyor?
Yahu bu Ertuğrul 3 sezondur o otlak senin bu otlak benim yerleşecek yer bulamayan ve korkarım bu sezonda arayacak olan 'Diriliş Ertuğrul'unu geçti. Koskoca Kayı boyu TRT kadar masraf etmedi ya o da ayrı bir konu!
Hadi öbür Ertuğrul dizi icabı ama bu Ertuğrul gerçek. Ve aralarındaki en büyük fark, Ertuğrul Özkök aynı otlakta İmparatorluğunu kurmuş milim kıpırdamıyor...
Öbürü en fazla bir sezon daha sezonda var sonra yok ama bizim Ertuğrul böyle gidecek ve nereye kadar, bizi götürene kadar mı? Mevsimi yok bizim Ertuğrul'un, en acısı ise dur diyeni de yok...
Aldatan bir toplum olmuşuz, dinden kadın erkek ilişkilerine, tacirinden, medyasına...
Aldatma, yalan muhafazakarlıkla bir mücadele biçimi değildir toplumların çözülme nedenidir, bizim sosyolog Ertuğrul, sen bunları bilmeyecen de Gazinocu Sacit bilecekse, vay Aydın Doğan'ın başına gelenler!
Ben artık Erol Simavi'nin Hürriyet'i istemeyerek sattığına ve Ertuğrul'u ceza diye geride bıraktığına inanmaya başladım, zeki adamdı hani bana yar olmadı babadan kalma Hürriyet'im ama durun ben size Ertuğrul'u bırakayım gibisinden...
İnsanlar hangi Arenada olursa olsun aldatırlarsa kendilerini yok ederler, çevreleriyle birlikte.
Bırak işi kıça, bacağa bağlayıp 'Dünya'da da böyle' demeyi, bilimsel gelişim Dünya'da aldatanlarla olmuyor, yeme bizi Ertuğrul yok artık eski 'Etrak-ı bi İdrak’lar...
Aldatmayı Dünya ile paralel bir gelişim, globalleşme gibi görmeye başlar ve adeta meşrulaştırırlarsa ortaya, sahtekar, birbirlerini bile soyan, hilebaz, aldatıcı, karaktersiz, namussuz, şerefsiz bir toplum ortaya çıkar ve bunun ne laiklik ile, ne hukuk devleti ile ve ne de Müslümanlıkla alakası olmasa bile toplumsal bir gerçektir...
Ne acıdır ki;
'Yolsuzluk Hırsızlık Değildir' diyen kafayla, emekli Sosyolog Ertuğrul aynı tuzakta...
Sacit ASLAN
Doğan Medya düşünürü, gurusu, Özkök yine önemli bir noktaya parmak basmış yılların müstafi bir sosyoloğu olarak!
Konu elbette cinsel hayat üzerine bir araştırma ve muhafazakar kesimin evlilik dışı ilişkiye bakışı.
Özkök yine işe 'kıçtan' bakmış.
Olay özetle şu:
Türkiye'de erkeklerin yüzde 58'i karısını veya partnerini aldatıyormuş...
Evli kadınların da yüzde 40'ı kocasını veya partnerini aldatıyormuş... Yani karşılıklı taktırıyorlarmış...
Bu rakam 2000'li yılların başında erkeklerde yüzde 25, kadınlarda yüzde 11 civarındaymış... Dünyadaki ve Türkiye'deki seviyesi de birbirine çok yakınmış...
Şimdi Dünya'da da Türkiye'de de yükseliyormuş yani Dünya'da da taktıran taktırana bir gelişme var... Yalnız onlar ellerinde NÜKLEER tutuyorlar biz ise YAY...
Türkiye, eşini veya partnerini aldatma oranı konusunda Dünya'nın en yüksek oranlı ülkeleri arasında yer alıyormuş, taktırma gelişimi muhteşem, bu gidişle 'Hepimiz Boynuzluyuz' diyeceğiz yakında...
Şimdi gelelim emekli sosyolog Ertuğrul'un mantığıyla geldiği sonuca:
- Toplumun yüzde 70'i muhafazakâr.
- Kadınların yüzde 50'den fazlası başörtüsü takıyor... diyor ve sonuca varıyor: 'Hiç şüpheniz olmasın ki, toplumun her kesimi aldatma oranından üzerine düşen payı alıyor. Zaten gazetelerin üçüncü sayfalarına bakarsanız bunu çıplak gözle de görebilirsiniz.' diyor Zat-ı Muhterem..
Bakın kişi başına düşen gayrısafi milli boynuzu, Ertuğrul'a göre gayet hakça paylaşılmış kadın erkek ayrımcılığı olmadan...
Peki niye kendisini daldırmış bu kadar insanların kıçının kahyalığına koskoca emekli olsa da bu Zat-ı Muhterem Sosyolog, Hürriyet Medya Bilimleri Rektörü?
Ve şöyle bir sonuca varıyor;
- AKP 15 yıldır iktidarda.
- Her mahalleye neredeyse üç cami düşer hale geldi.
- Kuran kursları patladı.
- Okullar hızla imam hatipleştiriliyor.
- Televizyonlarda magazin programları tesettüre büründürüldü..
Sonuç ortada...
Son 5 yıldır ısrarla yazıyorum.
Türkiye'de muhafazakârlığın geleceği yok...
Bugünkü manzara AKP otoriterleşmesinin getirdiği bir takiyeden ibarettir.' Buyuruyor.
Yani toplulumuz bu sonuca göre: Müslümanlık takiyesi yapan boynuzlu liberallerden mi müteşekkil oluyor?
Dövülen, öldürülen kadınlar, şort dayağı, Ramazan'da yemek yediği, sigara içtiği için dayak yiyenler, Tramvay'lara konulmak istenen pembe vagonlar filan hepsi hikaye bunlardan muhafazakarlaşma sonucu çıkarmayın, zaten Sibel'de yeniden soyundu laiklik tamamdır, sorun yok diye mi anlamamız gerekiyor?
Yahu bu Ertuğrul 3 sezondur o otlak senin bu otlak benim yerleşecek yer bulamayan ve korkarım bu sezonda arayacak olan 'Diriliş Ertuğrul'unu geçti. Koskoca Kayı boyu TRT kadar masraf etmedi ya o da ayrı bir konu!
Hadi öbür Ertuğrul dizi icabı ama bu Ertuğrul gerçek. Ve aralarındaki en büyük fark, Ertuğrul Özkök aynı otlakta İmparatorluğunu kurmuş milim kıpırdamıyor...
Öbürü en fazla bir sezon daha sezonda var sonra yok ama bizim Ertuğrul böyle gidecek ve nereye kadar, bizi götürene kadar mı? Mevsimi yok bizim Ertuğrul'un, en acısı ise dur diyeni de yok...
Aldatan bir toplum olmuşuz, dinden kadın erkek ilişkilerine, tacirinden, medyasına...
Aldatma, yalan muhafazakarlıkla bir mücadele biçimi değildir toplumların çözülme nedenidir, bizim sosyolog Ertuğrul, sen bunları bilmeyecen de Gazinocu Sacit bilecekse, vay Aydın Doğan'ın başına gelenler!
Ben artık Erol Simavi'nin Hürriyet'i istemeyerek sattığına ve Ertuğrul'u ceza diye geride bıraktığına inanmaya başladım, zeki adamdı hani bana yar olmadı babadan kalma Hürriyet'im ama durun ben size Ertuğrul'u bırakayım gibisinden...
İnsanlar hangi Arenada olursa olsun aldatırlarsa kendilerini yok ederler, çevreleriyle birlikte.
Bırak işi kıça, bacağa bağlayıp 'Dünya'da da böyle' demeyi, bilimsel gelişim Dünya'da aldatanlarla olmuyor, yeme bizi Ertuğrul yok artık eski 'Etrak-ı bi İdrak’lar...
Aldatmayı Dünya ile paralel bir gelişim, globalleşme gibi görmeye başlar ve adeta meşrulaştırırlarsa ortaya, sahtekar, birbirlerini bile soyan, hilebaz, aldatıcı, karaktersiz, namussuz, şerefsiz bir toplum ortaya çıkar ve bunun ne laiklik ile, ne hukuk devleti ile ve ne de Müslümanlıkla alakası olmasa bile toplumsal bir gerçektir...
Ne acıdır ki;
'Yolsuzluk Hırsızlık Değildir' diyen kafayla, emekli Sosyolog Ertuğrul aynı tuzakta...
Sacit ASLAN