Evliliğin Kaderi Mutsuzluk Mu
Evliliğin Kaderi Mutsuzluk Mu
mutsuzluğun zeminini kendimiz hazırlıyoruz. ama böyle olmak zorunda
değil.
Bir hafta sonu sabahı uyandınız ve farz edelim ki bugün temizlik
gününüz. Zaten yorgunsunuz ama evinizin iyi bir temizliğe ihtiyacı
var. İşe girişip bir güzel temizliyorsunuz her yeri diyelim.
Özellikle mutfağınıza daha da bir özen gösteriyor, ocağınızı,
fayansları, yerleri parlayana kadar ovalıyorsunuz. Ve işte temizlik
bitti. Artık eviniz, özellikle de mutfağınız içine girmeye
kıyamayacağınız kadar temiz ve adeta ışıldıyor. Bir yorgunluk
kahvesinin tam zamanı şimdi. Fakat kahveniz için ısıttığınız süt
cezvesi birden elinizden kayıyor ve süt yeni temizlediğiniz ocağa
dökülmekle kalmıyor, yerleri de mahvediyor. Kabus gibi değil
mi…
Sabaha geri dönüp bir de diğer senaryoyu düşünelim: Bir hafta sonu
sabahı uyandınız ve farz edelim ki bugün temizlik gününüz. Evinizin
iyi bir temizliğe ihtiyacı var ama zaten yorgunsunuz. Mutfağın
ortasında dikilmiş artık parlamayan ocağa, lekeli parkelere iç
geçirerek bakıyorsunuz. Temizliği başka zamana erteleyip iyice
dinlenmek fikri de fena değil sanki. Önce iyi bir kahveyle
ayılsanız da sonra karar verseniz daha iyi olacak belki de! Fakat
kahveniz için ısıttığınız süt cezvesi birden elinizden kayıyor ve
süt yeni temizlediğiniz ocağa dökülmekle kalmıyor, yerleri de
mahvediyor. Bir an yüreğinizi karartan görüntüye bakıp derin bir
soluk alıyorsunuz, ama sonra aklınızdan sizi sakinleştiren cümle
geçiyor: “Boş ver, zaten her yer kirli, bir peçete ile
kurulayıvereyim olsun bitsin.”
Şimdi belki bir ilişki terapisti neden durup dururken temizlikten
bahsediyor, ilişkilerle sütün, temizliğin ne alakası var
diyeceksiniz ama ben, örneği özen ve özensizlikle çok
bağdaştırıyorum ve ilişkilere gösterdiğimiz özenle de çok ilintisi
olduğunu düşünüyorum. Nasıl mı?
Yeni evli olduğunuzu ve her yaptığınız yemeğe, her giydiğinize,
eşinize karşı her davranışa özen gösterdiğiniz günleri düşünün. İlk
büyük kavga her ilişki için bir travmadır. Gösterdiğiniz onca özene
rağmen böyle bir kavga yaşamak, hem bütün emeğinize haksızlık gibi
gelir, hem de bir sürü “acaba”lar üşüşür aklınıza.
İlk kavga sanki hayalini kurduğunuz her şeyi, o güne kadar
yaşadığınız bütün güzellikleri kirletmiştir. Pırıl pırıl
mutfağınıza dökülen süt gibi bir anda sizi umutsuzluğa sürükler,
kendinizi yeni tek bir şey daha yapamayacak kadar yorgun ve yılgın
hissettirir. Elbette zaman içinde acısı gelir geçer ve hayat rutine
döner.
Bir de evliliğinizin fazlasıyla gergin ve sürekli sıkıntılı
olduğunu düşünün. Artık o kadar özensizleşmişsinizdir ki yeni bir
tartışma yaratmaktan sakınmak şöyle dursun, bile bile tartışma
yarattığınız zamanlar bile olur. Tartışmak artık alışkanlığınız
haline gelmiştir nasıl olsa. Zaten mutsuz bir ilişkiye sahip
olmanın özensizliği ile hiçbir gayrete hacet olmadığını düşünür,
evliliğe özel hiçbir özveriye gerek duymazsınız bile. Zaten mutfak
kirlidir, ha dokuz ha on, hiç fark etmez nasıl olsa.
Oysa evliliğin kaderi mutsuzluk olmak zorunda değildir. Biraz özen
biraz çaba mucizeler yaratabilir. Kirli anıları temizlemek, yerine
mutluluk parıltıları katabilmek zannedildiği kadar zor değil
inanın. Bu yeniliğe niyet etmek ve temizliğe nereden
başlayacağımızı bilmek, yeterli bir başlangıç noktası.
Başlangıç noktası bir terapistten yardım almak, davranış
kalıplarımızı değiştirmek, evlilik dinamiğimizi değiştirmek gibi
birçok alternatiften biri olabilir.
Yeter ki, içinizde bir yerlerde sakladığınız, kendinizi mutlu etmek
için yeterli özeni bulup çıkartın. Siz buna değersiniz…