Evliliğiniz ellerinizin arasından kayıp gitmesin
Evliliğiniz ellerinizin arasından kayıp gitmesin
Hayatınızın diğer alanlarında ortaya çıkan gerginliklerinizden kurtulmak için sevdiğiniz insanla kavga ediyorsanız kendinize gelin çünkü dönüp gitmesi an meselesi…
AMAN DİKKAT!
Araştırmalar, bir ilişkiyi en çok zedeleyen olayların parasal
sıkıntılar, evlilik hazırlıkları ile iş ve ev değişiklikleri
olduğunu gösteriyor. Anlaşılacağı üzere değişiklik gerektiren
herşey aynı zamanda stres de yaratıyor. Bunları atlatıp hala
beraber yaşıyorsanız bir mucizenin gerçekleştiğinden emin
olabilirsiniz. İyi haber de şu ki; bu zor anlarınızın ilişkinize
zarar vermesini önlemenin de yolları var. İlişkilerine değer veren
sağlıklı çiftlerin küçük çabalarla bu anların üstesinden gelmeyi
öğrenmeleri gerekiyor. Aslında çözüm çok basit; gergin anlarda
yapılacak küçük bir jest, küçük bir öpücük veya bir gülümseme her
şeyi düzeltmeye yetiyor. Stresin galip gelmesini
engelleyemeyenlerdenseniz işte size yardımcı olacak ipuçları….
FARKLI AÇILARDAN BAKIN
Stresli anlarınızda her şeyi bir arada halletmek zorunda
olmadığınızı hatırlayın. Aynı gün hem ofiste işler ters gitmiş hem
okuldan çocuğunuzun haylazlıkları ile ilgili telefon almış hem de
arabanızı park ederken duvara sürtmüş olabilirsiniz. Bütün bunların
yarattığı stresten bir dağ oluşturup buna karşı savaşmaya çalışmak
mı istiyorsunuz? Tercih sizin… Ama bir seçenek daha var. Hepsini
teker teker ele almak… Büyük ihtimalle eşiniz böyle yapıyor, strese
girmiyor ve aynı durum onun başına geldiğinde daha sakin kalmayı
başarıyor. Siz de ona, siz bu kadar gerginken sakin olduğu için
kızıyorsunuz. İlişkinize değer veriyorsanız, eşinizi bu işten uzak
tutun. Canınızı gerçekten neyin sıktığını unutmayın ve bunlarla
sakin sakin başa çıkarken eşinizin desteğini de isteyin.
Hepimizin geriye dönüp baktığımızda “iyi ki geçmişte kaldı” dediğimiz anlar, günler hatta yıllar var. Bu kötü anıların sebebi bazen taşınmak gibi aslında çok basit konular iken bazen de iflaslar, hastalıklar veya kayıplar olabiliyor. Ne yazık ki bunlar hayatın gerçekleri ve kimin ne zaman bu gerçeklerle yüzleşeceğini tahmin etmek mümkün olmuyor. Eğer evliyseniz ya da bir ilişkiniz varsa böyle durumlarda stresinizi boşaltacağınız ilk kişi ne yazık bir suçu olmasa dahi sevdiğiniz adam oluyor. Bu durum da aslında bambaşka bir konuya canınız sıkılırken kucağınızda bir de “sorunlu ilişki” bulmanıza neden oluyor. Evinizi taşımak üzere olduğunuzu düşünün… Çok daha güzel bir eve gidiyor olsanız da, hayatınızda ilk defa kendinize ait bir eve taşınıyor olsanız da taşınmak zordur. Nakliyeciler geç gelebilir, en sevdiğiniz mobilyanız çizilebilir, çocuklarınız ayağınızın altında huysuzluk edebilir, eski ev bir türlü boşalmayacakmış, eşyalar yeni eve sığmayacakmış gibi gelebilir. Bir de yeni evde bütün eşyalar gözünüze çok eski görünmeye başladı mı sinirleriniz iyice gerilebilir. Bu sırada öfkenizi nakliyecilerden de çıkarabilirsiniz çocuklarınızdan da… Ama en büyük darbeyi eşinizin yiyeceği kesindir. Aslında böyle bir durumda size en büyük desteği verecek olan eşiniz bir anda can düşmanınız gibi görünebilir gözünüze.
KENDİNİZE DÜRÜST OLUN
Atabileceğiniz en büyük adım eşinize gerçekten neden kızgın
olduğunuzdan emin olmanız… Gergin bir anınızda eşinize çıkışmaya
başladığınızda bir an durun ve düşünün; kızgın olduğunuz kişi
gerçekten o mu, yoksa canınız başka bir şeye mi sıkkın? Bazen
gerçeği bildiğiniz halde bunu kabul etmek yerine eşinizle daha sert
bir tartışmaya doğru çekildiğinizi fark ettiğiniz olmuyor mu?
“Senin sinirlerin bozuk, istersen daha sonra konuşalım” diyecek
kadar anlayışlı bir eşiniz varsa bile artık öfkenizi yanlış kişiye
yönlendirdiğinizi kabul etmek için çok geç olabiliyor. İlişkinizi
bu şekilde harcamak istediğinizden emin misiniz, iyi düşünün… Her
şeyi başa döndürmek hatta hiç başlamamasını sağlamak sizin
elinizde. Bir fincan kahve, bir gülücük, ufak bir öpücük ya da
kucaklaşma… Hepsi bu.
ANLAYIŞ GÖSTERİN
Yeni bir işe başlamadan bir gece önce ya da taşınmadan bir gece
önce sakın ilişkinizle ilgili analizlere girmeye kalkmayın. Hayati
bir günden önce birbirinize kibar davranmaya gayret edin.
İlişkinizle ilgili kafanıza takılan bir konu varsa dahi konuşmayı
erteleyin. Tabii ki bu, sorunun üstünü örtün demek değil ama başka
bir kaynağı olan stresiniz ortadan kalktıktan sonra konuşmayı
deneyin. Örneğin yeni işe başlıyorsanız ilk iş gününüzü hatta ilk
birkaç günü atlattıktan, yeni ofisinize ve iş arkadaşlarınıza
alıştıktan sonra ilişkinizle ilgili konuşmaya başlayın. O zaman
konunun gözünüze o kadar da kötü gözükmediğini fark edeceksiniz
hatta belki tartışma konusu yapmaktan bile vazgeçeceksiniz.
AYRILMAK KOLAY...
Krizleri yönetememekten, günlük hayatın sıkıntılarıyla baş
edememekten dolayı eşinizle yaşadığınız sıkıntılar bir gün baş
edilemez bir öfke birikimine yol açabiliyor. Bu aşamada ayrılık da
söz konusu oluyor. Ayrılmak kolaydır ama yalnız kaldıktan sonra
geriye dönüp baktığınızda ayrılığı getiren detaylar size çok
önemsiz gözükebilir.
KÖTÜ ÖRNEK OLMAYIN
Uzmanlar, anne babaların çocuklarının önünde tartışabileceğini
ancak barışmayı da yine çocukların önünde yapmaları gerektiğini
söylüyor. Bu davranış çocukları rahatlatıyor. Ancak şunu da
unutmamak gerekiyor; kavga sebeplerinizle de çocuğunuza örnek
oluyorsunuz. Gereksiz öfke patlamaları onu hem korkutur hem de sizi
model almasına neden olabilir.
KUTLAMA YAPIN
Hiçbir sıkıntı sonsuza dek sürmüyor. Sıkıntılı günlerin ardından
güneş tekrar yüzünü göstermeye başlıyor. İşte o güzel günlere
ulaşmayı başardıysanız kendinizi kutlayın. Zor günleri atlatmanın
şerefine baş başa yemeğe çıkın hatta ardından bir bara gidip dans
edin. Hatta birbirinize biraz zaman tanıyın; herkesin kendi
arkadaşları ile takılacağı bir program ayarlayın. Neyi mi
kutluyorsunuz? En zor zamanlarda dahi yıkılmayan bir ilişkiniz
oluşunu… Bundan sonra hayatın size nasıl sürprizler getirdiğini
bilmiyorsunuz ama artık bildiğiniz bir şey var; el ele verince
üzerinden gelemeyeceğiniz sorun yok.
LİSTE HAZIRLAYIN
Bazı şeyleri yazmak onların aslında çok da önemli olmadığını fark
etmenizi sağlayacak. Yapmanız gereken birçok iş sırada beklerken
strese girip hiçbirini yapamayacak hale gelebilirsiniz. Ofiste
yapılacaklar, ev için alınacaklar; hepsini listeleyin. O zaman
gözünüze o kadar korkunç gözükmeyecek. Böylelikle gözünüzde
büyüttüğünüz işler yüzünden eşinize çıkışmanıza da gerek
kalmayacak. Listeyi eşinizle beraber hazırlayıp kimin neyi
halledeceğini kararlaştırmak ve sadece kendi görevlerinize
odaklanmak da sizi rahatlatacak.
BAZEN ORTADA SUÇLU YOKTUR
İşler ters gittiğinde aynı olayları tekrar yaşamamak için nedenleri
ortaya koymak isteyebilirsiniz. Bunu yapmakta aslında haklısınız.
Ama nedenleri ararken sıklıkla yaptığımız bir hata var; bir suçlu
aramak! Şunu unutmayın ki; her olayın mutlaka bir suçlusu yoktur.
İşlerin ters gitmiş olması birilerini suçlamanızı gerektirmiyor.
Dilinizin ucuna gelenleri tutmaya, iradenizi kullanmaya çalışın. Şu
klasik öneriyi hatırlayın; içinizden ona kadar sayın. Dilinize
gelenleri söylemek yerine var olan durumu düzeltmek için bir çift
olarak neler yapmanız gerektiğine odaklanın. İniş çıkışlarla
mücadele ederken çift olarak hareket etmek sizi
güçlendirecektir.