Evlilik korkusuna dikkat!..
Evlilik korkusuna dikkat!..
Yüzyıllardır 'kutsal kurum' olarak adlandırılan evlilik, çoğu insanın hayallerini süslerken, kimileri için de ciddi bir korku kaynağı. Özellikle metropol hayatı ve uzun yıllar yalnız yaşamak evlilik korkusunu tetikliyor. Hatta bu konuda kaygı yaşayan çiftler mutlu beraberliklerini evlilik aşamasında sonlandırabiliyor. Reem Nöroloji Merkezi'nden Uzman Nörolog Mehmet Yavuz, evlilik korkusu hakkında tüm merak edilenleri anlattı.
Uzman Dr. Mehmet Yavuz, evlilik korkusunun, kişinin çevresinde ve ailesinde yaşadığı olumsuz evlilik örneklerinden edindiği bilgiler doğrultusunda yaşadığı psikolojik bir bağlanma korkusu olduğunu ifade ederek, "Farklı kültür ve farklı ailelerde yetişen kişiler karşı tarafa bağlanarak kendilerini bu zorlu kurumun içine sürüklemek istemez. Evlilikte çoğul düşünerek bu doğrultuda kararlar alması gereken bireyin yaşadığı olumsuz duygu evlilik korkusunu oluşturur" diye konuştu.
Evlilik korkusunun en büyük nedeninin çevresel ve ailesel
faktörler olduğunu belirten Dr. Yavuz, "Kişinin ailesinde
anne ve babanın mutsuz ve sürekli tartışıyor olması bu korkuyu
doğurabilir. Ayrıca kişinin çevresinde yaşayan evli çiftlerin
kavgalarına ya da tartışmalarına şahit olması da bu korkunun
artmasına sebep olabilir. Kişi çelişkiler yaşar kendisinin de
mutsuz bir birlikteliğinin olacağına inanır. Evlenmekten vazgeçer
ve evlilik kurumuna olan ilgisi de zamanla yok olur. Ayrıca uzun
süre yalnız yaşayan bir insan başka biriyle birlikte yaşamayı kabul
etmekte zorlanabilir ve evlilikten kaçabilir. Fakat bu durum mutlu
bir ailede yaşamış çocuklarda da görülebilmektedir. Bunun nedeni
ise mutlu bir ailede büyüyen çocuğun mükemmeliyetçi bir ruh halinde
olması ve karşı taraftan da bunu beklemesidir. Kısacası,
mükemmeliyetçi olmak da bu korkunun oluşmasına sebep
olabilir" şeklinde konuştu.
BOŞANMA FİKRİ EVLİLİKTEN SOĞUTUYOR
Ülkemizde ailevi ve çevresel baskılar nedeniyle boşanmanın zor olmasının da evliliği engellediğini belirten Dr. Yavuz, evlenen çiftlerin ne olursa olsun boşanamayacağını düşünmesi ve düğün, nişan gibi geleneksel uygulamaların getirdiği stresin de insanları evlilikten uzaklaştırdığını vurguladı. Daha iyi eş bulma düşüncesinin de, evliliği zorlaştıran nedenlerden biri olduğunu anlatan Uzman Dr. Mehmet Yavuz, şunları söyledi;
"Adayları, ekonomik, kültürel ve eğitim alanında sürekli başkalarıyla kıyaslamak bir süre sonra kişiyi kronik bekarlığa götürebilir. Evli bir erkek, bekar ama sevgilisi olan bir erkeğe göre her zaman daha sadık olmak zorundadır. Bekar erkeklerin kaçamakları affedilir olabilir ama konu evlilik olunca, aynı hoşgörüden söz edilemez. Evlenince ev işlerine katkı sağlamak, anne ve baba olmak, ileride çocuğa iyi bir yaşam sunmak ve özgürlüğün kısıtlanması (halı saha maçları, eğlence mekanları vs.) ihtimali de kişileri evlilikten uzaklaştırabilir. Bu kişiler evlilik sürecinde hayatlarının giderek monotonlaşacağını düşünerek evlilikten uzak durur. Evlilikten korkan insanlar daha çok bekar ve yalnız yaşayan insanlarla görüşmek ister. Fazla mükemmeliyetçi düşünürler ve evlilikle ilgili sorulara çelişkili cevaplar verirler."
BU KARAKTERDEKİ İNSANLARIN EVLENMESİ RİSKLİ
Uzman Dr. Mehmet Yavuz, narsist ve egoist kişilik
bozukluğu olanların evliliklerinde büyük sorunlar yaşayabildiğini
vurguladı. Sosyal uyum bozukluğu ya da asosyal kişilik bozukluğu
olanların da evliliklerinin eğer eşlerden biri fedakâr değilse
genellikle boşanma ile sonuçlandığını anlatan Yavuz,
"Aileler kişilik bozukluğu olan çocuklarını evlenince
normale döneceği düşüncesinden kurtularak evlilikten uzak
tutmalıdır. Beynimizin accumbens bölgesindeki D1, D2, D3
reseptörlerinden D1'in yetersiz kaldığı ya da D2'nin aşırı etkin
olduğu bireyler de evliliğe yatkın değildir. Bu kişilerde hastalık
derecesinde çapkınlık söz konusudur. Maalesef D1 ve D2'nin çalışma
fonksiyonlarını gösteren pratik bir test henüz mevcut
değildir" dedi.
EVLİLİK KORKUSUNU YENMEK İÇİN...
Evlilik korkusunu yenmek için kişinin özgüveni kadar başkalarına
da güvenmesi gerektiğini vurgulayan Dr. Yavuz, bu korkuyu
yaşayanların, paylaşmayı öğrenmeleri ve önyargısız olmaları
gerektiğini belirtti. ''Evlilik korkusu yaşayanlar doğru
bir ilişkiden neler beklediğini tam anlamıyla
düşünmelidir'' diyen Dr. Yavuz sözlerini, "Düzgün,
düzenli ve disiplinli yaşamak, kişisel başarının anahtarlarından
biridir. Sağlıklı toplumlar, sağlıklı ailelerden oluşur. Sağlıklı
evlilikler bir toplumun en sağlam dinamikleridir. Bu nedenle
düzenli, başarılı bir yaşam ve sağlıklı, uzun ilişkiler
yaşayabilmek için gerekirse psikolojik destek alınmalıdır"
şeklinde tamamladı.