Ezgi Mola 15 kilo verdi
“Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi”nde Jülide’yi canlandıran Ezgi Mola, bu sene tam dört filmle beyazperdede olacak.
“Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi”ndeki
rolünüzden başlayalım...
- Jülide, eşini kaybetmiş,
30’lu yaşlarında, çocuğu, babası, babasının ikinci karısı, erkek
kardeşi ve babaannesi ile birlikte yaşayan bir kadın. Eskişehirli
hukuk profesörü olan babası Celal Tan, çevresi tarafından çok saygı
duyulan bir adam ve aynı şekilde aileye de saygı besleniyor.
Jülide’nin mesleği coğrafya öğretmenliği. Çok sürprizli bir kadın,
oynarken büyük keyif aldım. Silik, dikkat çekmeyecek insanlara
bakarız bazen, kendi kendimize “Bunu biraz besle, altından neler
çıkar” diye düşünürüz. İşte tam da öyle bir karakter.
“Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi”, “Dedemin
İnsanları”, “Pazarları Hiç Sevmem” ve “Ay Büyürken Uyuyamam”... Bu
sene Türk sinemasında dört filmde rol alarak ön plana çıkan ender
isimlerdensiniz...
- Filmlerin hepsinin merkezinde
değilim. “Celal Tan”da başrollerden biriyim. “Dedemin İnsanları”nda
en dokunaklı sahnelerden birindeyim. Çok kilit bir sahne benim için
bu, hatta Yunanca konuşuyorum canlandırdığım karakterde. Bunun için
öncesinde bir ay ders aldık. “Pazarları Hiç Sevmem”in çekimleri ise
mayıs ayında oldu, hepsinde bambaşka resimler var.
Türkiye’de çok alışılagelmiş olan “rol üstüne yapıştı”
durumunu ortadan kaldırdınız kendi kariyerinizde. Çünkü her projede
farklı bir Ezgi Mola görüyoruz...
- Öyleyse ne mutlu
bana! En azından sinemada bunu yapabiliyor olmak mutluluk verici.
Çünkü televizyonda imkânlar kısıtlı.
BENİM HİÇ EGOM YOK DERSEM YALAN OLUR
Komedide de çok başarılıydınız...
- Çok
teşekkürler. Ben de kendi kendime gülüyorum. Normal hayatımda da
biri bana gülünce çok eğlenirim, daha da gülsün diye komiklikler
yaparım küçük bir çocuk gibi.
Kendinizle dalga geçer misiniz?
- Dalga geçmek
ne kelime... Yerden yere vuruyorum!
Peki, egonuz nerede?
- Hiç egom yok dersem
yalan olur. Yok deyip de kimse kimseyi yemesin. Oyunculuk
yapıyorsanız ve kendinizi seyrettiğiniz bir mesleğiniz varsa,
izleniyorsanız ego vardır. Ne bileyim, çok da takılmıyorum herhalde
hayatımda böyle şeylere. O kadar çok sorun var ki, bir de bunu
eklemenin manası yok.
AŞKA KARŞI KONTROLLÜYDÜM
Canlandırdığınız Jülide karakteri sürprizlerle dolu dediniz. Peki
siz, herhangi bir sebepten ötürü birden hayatınızı değiştirdiniz
mi? Ya da bazı olaylar veya kişiler her şeye yeniden başlamanıza
neden oldu mu?
- Evet, yaşadım hem de çok yakın bir
zamanda. Kariyerimden hayattaki duruşuma kadar her şeyimi
sorguladım. Şimdiye kadar her şeye sürekli pozitif yaklaştığıma
karar verdim, böylesi de zarar.
Neden, kazık mı yediniz?
- Yok, öyle bir şey
değil. Kendi kendime gereğinden fazla olumlu düşünerek yaklaştığımı
fark ettim olaylara. Bazı şeyleri de dibine vurarak yaşamalısınız.
Hayatta sürekli dengesiz olmamalıyım diye kasmaya gerek yokmuş.
Çok mu konrollüsünüz?
- Kontrol manyağı
birisiyim.
Hiç de öyle gibi görünmüyorsunuz.
- Bir de
yakınlarımın yanındayken görmelisin! Şunu şöyle yapalım, bunu böyle
yapmalıyız ama bak bu daha iyi olur... Yok, yani artık! Dedim ki,
bir şeyler yapacaksam öncelikle kendim için yapmam lazım, bunu
anladım.
Aşk yaşarken de kontrol manyağı mısınız?
- Aşkı
yaşadığım andan ziyade, aşkın kendisine karşı kontrollüydüm. Hiç
gerek yokmuş.
Bu sebepten ötürü acı mı yaşadınız?
- Ona
girmeyelim hiç.
Peki, aşka inanıyor musunuz?
- Bilmem... Evet,
yani aşk diye bir şey var kesinlikle.
KENDİME KÖTÜ DAVRANMAK İSTEMEDİĞİME KARAR
VERDİM
Vücudunuzdaki “Ben varım” yazılı dövme dikkatimi
çekti...
- Çocukluğumdan kalma, kendi varlığımla ilgili
bir şeydi bu. Konservatuvarda eğitim görmeye başladığımızda hocamız
“elinizi kaldırın ve varlığınızı hissedin deyince” küçük
yaşlarımdan kalma o detayı hatırladım ve bu dövmeyi yaptırdım
enseme. Hiç görmesem de bir yerimde kalmalı dediğim bir
cümledir.
Karşımızda oldukça değişmiş bir Ezgi Mola var. Bu sürecin
kararı nasıl verildi?
- “Ben varım...” Kökeninde bu
var. Daha iyi olmak istiyorum dedim, mutlu olabilirim, kendime kötü
davranmak istemediğime karar verdim.
Sizi hep eğlenceli dizilerde komedi yanı ağır basan çok
başarılı bir oyuncu olarak izledik. Şimdi ise karşımızda tam
anlamıyla dişi bir kadın var...
- Yaa, gerçekten
mi?
Evet, kesinlikle. Değişiminizle bambaşka bir Ezgi çıkmış
ortaya...
- Şaşırtmayı seviyorum. Bunu da en çok
oyunculukla yapmaktan keyif alıyorum. Oyun oynuyorum aslında. Şu
kıyafeti mi giysek, bu makyajı mı denesek derken, her seferinde
kendimde başka bir şey görüyorum. Ciddi bir kariyer planlaması
yapıp 30 kilo vereyim de bu değişim olsun demedim. Kendimi
şaşırtmak istiyorum her şeyden önce. Bunun en çok oyunculuk da
olmasını istiyorum. Bunun dışında zaten gerisi olur.
21 KASIM’DA EKRANDA
Yeni diziniz “Bir Ömür Yetmez”, 21 Kasım’da Star TV’de
ekrana gelmeye başlıyor. Dizi hakkında bilgi verir
misiniz?
- Mert Fırat, Lale Mansur, Ahmet Rıfat Şungar
ile rol alıyorum. Bir drama bu, kendimden sıkıldım bir ara, şimdiye
kadar oynadığım diziler çok keyif verdi ama birbirine benzeyen
işlerdi, kendim farklı detaylardan bir kurgu oluşturuyordum. Sinema
öyle değil tabii. Ama bu dizi başka bir resim olacak.
15 KİLO VERDİ
15 kilo vermişsiniz, özel bir diyet uyguladınız
mı?
- Köpeğimi alıp sürekli yürüdüm. Spor, günlük
hayatımın bir parçası oldu ve beslenme uzmanı Yelda Kahvecioğlu ile
tanıştım. Yaptığım her şeyi, daha mantıklı bir şekilde zarar
görmeden de yapabileceğimi gösterdi.
Beslenmenizde nelere dikkat ediyorsunuz?
-
Hamur işlerini çok severim, şimdi onları unutmaya çalışıyorum.
Tatlıları da kendimden uzak tutuyorum. Su hiç içmezdim, artık günde
en az iki litre içmeye çalışıyorum.
Biraz daha kilo vermeyi düşünüyor musunuz?
-
Bilmem, akışına bırakıyorum. Beden değiştikçe insanın hoşuna
gidiyor ama derdim asla sıfır beden olmak değil.