Fethullah Gülen'den Taksim Gezi Parkı açıklaması!..
Fethullah Gülen: ''Hafife almayın. Yangın küçükken onu söndürmeye bakın. Bir karınca istilasına maruz kalmışsanız, karınca deyip geçmeyin.
Fethullah Gülen, Gezi Parkı eylemleriyle ilgili açıklama yaptı. Gülen, ''Hafife almayın. Yangın küçükken onu söndürmeye bakın. Bir karınca istilasına maruz kalmışsanız, karınca deyip geçmeyin. Çok defa onları hafife aldık. 'Bir avuç' dedik onlara..Onlara acımak lazım, şefkat etmek lazım'' dedi.
Gülen, Gezi Parkı ve kendi resminin kullanıldığı internet
sitesinde şu açıklamaları yaptı:
Bir yerde bir haksızlığı bastırmak için elli türlü haksızlık
yapıyoruz, elli türlü zulme giriyoruz. Elli türlü zulüm ve
haksızlığa sebebiyet veriyoruz. Kinleri, nefretleri körüklüyoruz.
Üstesinden gelinmez bir şeye sebebiyet veriyoruz.
HAFİFE ALMAK
Hafife almak, akıllı Mehmet'in işine benzer: Kırkı bir uçurumdan
aşağı inmek için el ele tutunmuşlar, el ele tutunarak oradan inmek
istemişler. Sonra hepsi çözülmüş, yere düşmüşler; otuz dokuzu
ölmüş, birinin de kolu-kanadı kırılmış. Demişler, "Akıllı Mehmet ne
oldu?" "Sormayın, demiş, az daha bir sakatlık çıkaracaktık."
Umursamaz ruhlar, anlamaz düşünceler meseleye böyle bakacak.
BİZİM İHMALİMİZİN MEYDANA GETİRDİĞİ NESİLLER
Şimdi "Bütün bütün böyle.. bir hak arama meselesi hiç
yoktur!" derseniz, oradaki bazı masum insanları, masum istekleri de
görmezlikten gelirsiniz. Bir kere başta, biz onları ihmal etmişiz.
Onlar bizim ihmalimizin meydana getirdiği nesillerdir. Saniyen;
bazı makul istekleri vardır onların. Hakikaten "Bir park.. ağaçları
sökülmemeli; insanların gezisine müsait hal, o durum, o tablo
korunmalı!" diyebilirler, öyle değerlendirebilirler. "Ekosistem"
diyebilirler, "Yeşili öldürüyorsunuz!" diyebilirler.
SANKİ KIYAMET KOPMUŞ GİBİ
Bir yönüyle bizim bir zayıf yanımızı, bazı masum insanların belki
zayıf yanları sanılan masum isteklerini istismar etmek isteyen
dışta ve içte bir sürü, böyle kulaklarıyla genel havayı almaya
çalışanlar da var. Şimdi dünyada bütün medya Türkiye'nin aleyhinde;
burada da öyle, başka yerde de öyle, Avrupa'da da öyle. Sanki
kıyamet kopmuş gibi bir halleri var.
KABAHAT HER ŞEYİ HAFİFE ALAN DA MI
Bakış zaviyemizi bir kere daha gözden geçirmemiz lazım. Acaba
kabahat bu meselelere karşı umursamazlık içinde bakan, her şeyi
hafife alan, "şuydu, buydu" deyip geçiştirende mi? Yoksa sokakları
bir yönüyle harp meydanlarına çeviren insanlarda mı? Ya da bütün
bunların kabahati, sistemde mi? Bizim iyi nesiller
yetiştiremeyişimizde mi? Onlara yürekten sahip çıkamayışımızda mı?
O zaman sistemin gözden geçirilmesi lazım. Bizim, düşüncelerimizi
bir daha gözden geçirmemiz lazım. Biz ettiysek bunları, bence,
kendimize dönerek, kendimizle yüzleşerek, burada kendimizle
hesaplaşarak, daha büyük hesaplarla karşı karşıya kalmamızdan
sıyrılmamız lazım. Şimdi kendimizle yüzleşmezsek şayet, kendimizle
hesaplaşmazsak, altından kalkamayacağımız hesaplarla karşı karşıya
kalırız, hafizanallah.
BİZ ASLINDA BİZE ETTİK... SİSTEMİ GÖZDEN GEÇİREMEDİK
Bizim bize bakmamız lazım. Biz aslında bize ettik
yani. Sistemi gözden geçiremedik; "Nasıl yaparsak bu nesiller ciddi
nefis muhasebesi içinde, bir nefis muhasebesi yapan nesil olarak
yetişir, insan olarak yetişir; tahribatları tahribatla karşılamak
değil de, tahribatları tamiratla gidermeye çalışan bir nesil
yetişir?" Düşünmedik bunları.
ONLARI HAFİFE ALDIK... ONLARA ŞEFKAT ETMEK
LAZIM
Çok defa onları hafife aldık. "Bir avuç" dedik onlara.. Onlara
acımak lazım, şefkat etmek lazım.
MÜŞTEREK AKIL ORTAK PROJE ÜRETMELİ
Bugün böyle gitse de bence aklı başında kanaat
önderleri, ilim adamları, psikologlar, pedagoglar bir araya
gelerek, müşterek akıl bir araya gelerek, bu mevzuda projeler
oluşturması lazım.
BİRİ OLUP BİTEN ŞEYLERİ HAFİFE ALIRSA..
Biri olup biten şeyleri hafife alırsa, yangını hafife alıyor gibi,
savaşı hafife alıyor gibi
Savaş başladı ama arzu ettiğiniz yerde
onu durduramadınız. Her şeyi seylaplar halinde önüne kattı,
sürükledi götürdü.
MESELE KÜÇÜKKEN ONU SÖNDÜRMEYE BAKIN
Yangın ve savaş.. siz başlatsanız bile arzu ettiğiniz yerde onu
durduramazsınız. O nerede duracaksa, gider orada durur. O açıdan da
mesele küçükken, bir mangal közü halindeyken onu söndürmesini
beceriyorsanız, orada söndürmeye bakın. Yoksa bir alanı aldığı
zaman, bazen üstesinden gelemezsiniz. İtfaiyeler onunla başa
çıkamaz. Onun için çok küçük bir tulumbayla bile söndürülebilecek
küçük bir yangında bile, bence bütün itfaiye erlerine seslenmek
lazım; "Tulumbanı al, yetiş imdada, yangın var!" diye seslenmek
lazım.
KARINCA DEYİP GEÇMEYİN
Akıllı davranmak lazım, en küçük gaileleri, badireleri çok büyük
görmek lazım; akıllıca üzerine yürümek lazım. Bir karınca
istilasına maruz kalmışsanız, karınca deyip geçmeyin. Karınca
istilasıdır bu; sizin yağ çanaklarınıza, bal çanaklarınıza kadar
girerler, zehir taşır ve kirletirler oraları; hafife almayın.
Olumsuzluğu hafife almak, zihnin hafifliğinden kaynaklanır, mantık
hafifliğinden kaynaklanır, muhakeme hafifliğinden kaynaklanır. Her
şeyi olduğu gibi görmek çok önemlidir. O zaman isabetli projeler,
planlar ortaya koyma imkanı doğar.
NESLİN RESTORASYONA TABİ TUTULMASINA İHTİYAÇ
VAR
Meselenin dipten ele alınmasına, çerik-çürük hale gelmiş, enkaz
halindeki bir neslin yeniden elden geçirilmesine, restorasyona tabi
tutulmasına ihtiyaç var. Sorumluluğumuzu çok iyi kavramamız lazım.
Mesele dipten ele alınmazsa, nesillerin ıslahıyla işe başlanmazsa;
o nesillere, o masum nesillere, ruh ve mana köklerinden akıp gelen
şeyler tanıttırılmaz, duyurulmaz, ruhlarına içirilmezse; beyinleri
onların elden geçirilmezse, nöronlarına onların yeni bir adab u
erkan talim edilmezse, bu azgınlıklar devam eder.
KABADAYILIK YAPMIŞ OLURUZ SADECE
Biz de hep böyle plansız projesiz, azgınlara karşı azgınlıklara
karşı tepki göstermek, reaksiyon göstermek suretiyle sadece
karbondioksit atmış oluruz. Kabadayılık yapmış oluruz. Meselenin
dipten ele alınmasına ihtiyaç var. Problemimiz nedir bizim? Bu
nasıl giderilir, nasıl tamir edilir? Meselenin öyle ele alınması,
peygamber yolunda yürünmesi lazım.''