Gamze Demirbolat'tan özel açıklamalar...
Miss Model Of Turkey üçüncüsü, Miss Globe dördüncüsü Gamze Demirbolat, oyunculuktan vazgeçmiyor; eğitim görüp sağlam adımlarla ilerlemek istiyor.
Hakan Hekimoğlu Ajans modellerinden Gamze Demirbolat'ın (20) hayali oyunculuk. Ancak bazı meslektaşları gibi sadece güzelliğini kullanarak değil tam aksine bu işin eğitimini alarak, sektöre daha bilinçli girmek istiyor. Bu yıl 22.'si düzenlenen Miss Model Of Turkey Yarışması'nda üçüncü seçilen Demirbolat, diğer yarışmaların modellere dizi oyunculuğu ve televizyon sunuculuğu kapılarını açtığını ancak kendi girdiği yarışmanın hiçbir şekilde fayda sağlamadığını söylüyor.
HEDEFİ BAŞKAYDI
- Gamze mankenliğe nasıl başladın?
- Benim aklımda manken veya fotomodel olmak gibi bir düşünce hiç
olmadı. Çocukluğumdan beri oyunculuk hayalim vardı. Bu nedenle 3
yıl önce lisede okurken Hakan Hekimoğlu Ajans'a yazılmak istedim
fakat ailem izin vermedi. Sonra bu yıl tekrar başvurdum. Niyetim
dizi sektörüne girmek için eğitim almaktı ancak kendimi bir anda
modellik yarışmasının içerisinde buldum. Benim burada ne işim var
dedim kendime.
-Şu anda üniversitede okuyorsun, fakat mesleğinle çok
alakalı olmayan bir bölüm. Neden?
- Evet doğru. Dokuz Eylül Üniversitesi Maliye Bölümü
3. sınıfta okuyorum. Maliye de tıpkı mankenlik gibi düşündüğüm bir
bölüm değildi. Fakat iş garantisi var. Sonuçta her şirketin
muhasebesinin tutulması gerekiyor. Bunu da bizim bölümde okuyan
kişiler yapıyor.
- Yabancı dil var mı?
- İyi derecede İngilizce ve orta seviyede Almanca biliyorum.
SIKI BİR EĞİTİM
- Mankenlik ajansına kayıt olduktan kısa süre sonra
yarışmaya girdin ve derece elde ettin. Bu nasıl oldu?
- Ajansa kayıt olalı üç hafta olmuştu ve sadece bir
kez defileye çıkmıştım. Ajans sahibi Hakan Bey bu yarışmaya girmemi
teklif etti ve beni kısa sürede eğitip hazır hale getirdi. Sıkı bir
eğitim almıştım. Bunun yanında iyi bir dansçıyım. Dans bilgim de
yarışmada bana çok büyük fayda sağladı. 5 Haziran'da yapılan
organizasyonda 3. seçilmemin yanı sıra Press Güzeli de olmuştum. Bu
beni hem şaşırttı hem de çok mutlu etti.
- Beklediğin bir derece miydi?
- Kendime güveniyordum ancak diğer yarışmacı arkadaşlarımı da çok
beğeniyordum. Dereceye girmeyi istiyordum fakat onların arasında
pek şansımın olmayacağını düşünüyordum. Üçüncü olduğumu duyunca
şaşkınlık ve sevinci bir arada yaşadım.
SADECE TAÇ KAZANDIRDI
- Bu yarışma sana neler kazandırdı?
- Taçtan başka hiç bir şey. Diğer ulusal yarışmalar dereceye giren
modellere hediyeler verip, oyunculuk ve sunuculuk için kapılar
açarken benim girdiğim yarışmada hiçbiri yoktu.
- Arkasından bir yarışmaya daha gittin.
- Evet. 22 Ekim'de Arnavutluk'un Saranda kentinde yapılan Miss
Globe International'a katıldım ve orada da 4. oldum. Bu da
beklemediğim bir başarıydı. Çünkü bir sürü ülkenin güzelleri
arasında dereceye girmek kolay değildi.
- Peki bundan sonraki hedefte neler var?
- İlk önce okulumu bitirmem gerek. Sonra da yeniden ÖSYM sınavına
girip oyunculuk üzerine üniversite eğitimi almak istiyorum. Benim
çocukluğumdan beri asıl hedefim dizi ve sinema oyunculuğuydu.
- Meslektaşlarının çoğu genç yaşta oyunculuk ve sunuculuk
yapıyor. Buna nasıl bakıyorsun?
- Kimseyi karalamak gibi bir niyetim yok. Ama liseyi bile
bitirmeyen oyuncular var. Benim gibi yarışmalara katılıp derece
elde ettikten sonra bir diziye veya sinemaya kapak atıyorlar.
Sonuçta her kanalda bir dünya dizi var. Oyunculuk benim en büyük
hayalim fakat bu işin okulunu bitirip sağlam bir giriş yapmak
istiyorum. Sonradan pişman olmamalıyım.
GECE YARISI YEMEK
- 20 yaşındasın ve 2 yarışmada derecelerin var. İnsanların
sana yaklaşımı nasıl?
- Çevremdeki insanlar benim Miss Model üçüncüsü ve Miss Globe
dördüncüsü olduğuma inanmıyor. Neden niye sorduğumda havalı
olmadığımı, sıradan biri gibi davrandığımı söylüyor. Samimi ve
güleryüzlü olmam onları şaşırtıyor. Ancak benimle ilgili çıkan
haberleri görünce daha çok şaşırıyorlar. Artık insanlar beni yavaş
yavaş tanıyor. Yanındakine parmakla beni göstermeye başlıyor.
Hakkımda konuşuyorlar. Bu şimdi şimdi hoşuma gidiyor. İlk zamanlar
hemen üstüme başıma bakardım bir yerde bir açık mı var, bir şey mi
yaptım acaba diye. Artık öyle değil. Sadece gülümsüyorum. Hoş bir
şey.
Kendi yaş grubunla geçinebiliyor musun?
- Genelde annemin arkadaşlarıyla takılırım.
Yaşıtlarımla pek de iyi anlaştığım söylenemez. Ama birkaç tane
yılların eskitemediği arkadaşım var özellikle isimlerini söylemek
istiyorum Ecem ve Ezgi.
Hobilerin var mı?
- 2 yıldır ilköğretim okulu öğrencilerine Latin dansları eğitimi
veriyorum. Bir diğer özelliğim de yemek yapmayı çok seviyorum.
Mutfakta çok iyiyimdir. 4 saat içinde 8 çeşit yemek ve üstüne bir
de çikolatalı pasta yaparım. Sevdiğim bir yakınım veya ailem
gecenin bir yarısı uykumdan uyandırıp acıktığını söylesin kalkar
hazırlarım. Bir de çizgi film ve animasyon izlemeyi çok
severim.
- Senin yemekle aran nasıl?
- Yemek yemeyi severim fakat gece asla yemek yemiyorum. Açlıktan
ölsem dahi yemiyorum.
Toze benim uğurum
Bir uğurun var mı?
- Var. Adı da Toze. Ufak yeşil bir muhabbet kuşu. O geldiğinde ben
odamda moralim bozuk yatıyordum. Bir gün evin içine girmişti biz de
yakaladık ve onu evlat edindim. O geldikten bir gün sonra ben
ajansa gittim ve tüm bu olaylar arka arkaya gelişti. O yüzden bu
kuş benim için çok değerli. Sanki o gidince şansım da elimden uçup
gidecekmiş gibi geliyor.
- Vazgeçilmezlerin vardır mutlaka?
- Tek tutkum ayakkabı. Her şeyimi paylaşırım ama ayakkabılarımı
anneme bile verirken içim cız eder. O kadar çok seviyorum ki
ayakkabılarımı ve gitgide çoğalıyorlar. Almaktan hiç bıkmayacağın
şey nedir diye sorsalar kesinlikle ayakkabı derim.
- Özel hayatın ne durumda?
- Şu anda bir erkek arkadaşım yok. Aslında yaklaşık 1,5-2 yıldır
erkek arkadaşım yok. Bu benim tercihim değil birazcık
mükemmeliyetçiyim sadece. İşte bu dediğim birini göremedim hala.
Benim için ilişkiler önemlidir. 1 hafta biriyle öbür hafta ötekiyle
değildir yani.
Ercan Akgün