Gamze Özçelik: "Kapanmam gerektiğini biliyorum"
Kurucusu olduğu dernekle tüm dünyaya yardım götüren ünlü oyuncu Gamze Özçelik: "Uzun süredir namaz kılıyorum. İman etmiş biri olarak kapanmak farz, Allah’ın emri. Kapanmam gerektiğini biliyorum, bunu inşallah başarabilirim" diyor.
Sabah'tan Tuba Kalçık'ın röportajı...
Özellikle birkaç senedir sizin bir dönüşüm içinde olduğunuzu görüyorum... Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?
Herkes kendi bakış açısıyla görüp yorumlayabilir. İnsan, içindeki hakikati bazen duyamayabiliyor ya da üstünü başka şeylerle örtebiliyor. Her zaman kırılgan, sahtelikten hoşlanmayan, gerçeği arayan bir yapım vardı. Allah inancı kalbime konmuştu çok şükür. Ama sadece ne şekilde inanmam ve uygulamam gerektiğine bu kadar hakim değildim. 'Gerçek ne? Hayat sadece yaşayalım, çalışalım ve ölelim değildir herhalde' diye sorgulamaya, Allah'a dua etmeye başladım; 'Nasıl olmam gerekiyorsa öyle oldurt, ne yapmam gerekiyorsa bana yol göster' diye. Teslimiyet arttıkça Allah insanın önüne çıkarıyor zaten. Hakikat yoluna giriyorsan, buna uyum sağlamak zorundasın ve sabırlı olman gerekiyor. Allah da beni bu derneğe yönlendirdi. Büyük bir samimiyetle, çıkarsızca ihtiyaç sahiplerine yardım etmeye çalışıyoruz. Bunu da sadece manevi bir tatminle, tamamen gönüllü biçimde insanlara yardım etmek için yapıyoruz. Kendimi bu dünyaya ait hissediyorum. Çok mutluyum.
Bu süreçte çevrenizde de değişim oldu mu?
Evet. Seni bir yola iletecekse Rabbim, senin çevreni de, işini ona göre değiştiriyor. Bazen 'Neden oldu?' diyorsun anlamıyorsun ama sonradan görüyorsun senin için en doğru olanı yaptığını.
AFRİKA'DA ÜÇ PROJEMİZ VAR
Derneğin çalışmaları kapsamında neler yapıyorsunuz?
Derneği kuralı yedi ay oldu. Bu sürede çok güzel yol kat ettik. Türkiye'nin her yerindeki ihtiyaç sahiplerine yardım etmeye çalışıyoruz. Derneğimizde binlerce gönüllümüz var. Bize bildirilen ya da bizim tespit ettiğimiz ihtiyaç sahiplerine yardım ulaştırıyoruz. Burs verebiliyoruz, kira ve erzak yardımı, kıyafet, kırtasiye gibi ne gerekiyorsa yapmaya çalışıyoruz. Afrika'da üç farklı bölgede proje yürütüyoruz. Tanzanya'da devam eden Umutlu Köyler Projemiz var. Temiz suyun ve elektriğin olmadığı köylere, temiz su ve elektrik için gerekli altyapıyı sağlıyoruz. Köylere tohum desteği de veriyoruz. Şu ana kadar üç tane köyde projelerimizi gerçekleştirdik. Kurban Bayramı'nda Sudan'a da gittik dernek olarak. Yetimhaneleri ziyaret ettik, kurban kestik, erzak götürdük. Çölün ortasında, her fırtınada yıkılan evlerini, içinde barınabilecekleri evler haline getirdik. Afrika yetimhane projemiz var. Ayrıca Arakan Bangladeş sınırında Arakanlı mültecilerle ilgili önemli çalışmalar yapma fırsatımız oldu.
Suriye'ye de gittiniz...
Evet. Savaş bambaşka bir şey. Çok ağır geliyor bana. Çok korkutucu. Kamplara gittik, bölgelerde incelemelerde bulunduk, ihtiyaçları belirledik, irtibatlarımızı kurup çalışmaya başladık. Sonra da Suriye'ye hem erzak, hem de kömür gibi yardımlarda bulunduk. Halihazırda daha yeni Doğu Guta'dan çıkarılan canlar için battaniye ve yatak topluyoruz. Her yerin sınavı ve yokluğu ağır. Afrika'da farklı, Suriye'de farklı sınavlar. Kendimi çaresiz hissediyorum o insanları görünce. Ne yapsam yetmeyecekmiş gibi geliyor. Sahip olduğumuzu sandığımız hiçbir şey bize kalmayacak, bu bilinçle hareket etmeliyiz.
Türkiye, dünyanın dört bir yanındaki mazlumlara elini uzatan bir ülke. Siz ülkemizin politikasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye, mazlumların ve ihtiyaç sahiplerinin dünyada en fazla yanında bulunan ülke. Ben buna birçok bölgede tanıklık ettim. Türk olduğumu öğrenince mutlu oluyorlar; bununla gurur duyuyorum. Çok zengin Müslüman ülkeler de var ama sınırlarından bile içeriye almıyor savaştan kaçan mazlumları. İnsani açıdan çok üzücü. Müslümanlıkta kardeşi açken tok yatılamaz. Müslüman paylaşmak zorundadır. Sadece Müslüman olmak değil, insan olmak da bunu gerektirir. İnsani açıdan Arap ülkelerinin çoğunun sınıfta kaldığını görmek üzücü. Gerçekten dünyanın birçok yerinde canla başla mazlumlara yardım eden bir ülkemiz var. Ülkemize göç eden Suriyeliler ve ülkemiz insanıyla yaşanan sorunlara çözüm oluşturacak bazı ciddi düzenlemelere ihtiyaç var. Umarım yakın zamanda bunlar da hayata geçer.
TEPKİLERİ UMURSAMIYORUM
Amerika'nın Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan etmesinden sonra çok haklı bir tepki vererek Kudüs'e ve Filistin'e gittiniz...
Amerika'nın bu kararı, oynanan oyunun bir hamlesiydi sadece. Büyük bir haksızlık. Kudüs'e giderek haksızlığa karşı durmak istedim. Bir Müslüman olarak Filistinli kardeşlerimize yönelik yapılan haksızlıktan dolayı kalbim acıdı. Müslüman dünyasının, Filistinliler'e yönelik yapılan bu haksızlıkları daha çok fark etmesini de sağladı bence bu karar. O topraklara gidince Kudüs'ün ne kadar özel bir yer olduğunu gördüm ve çok etkilendim. Filistin halkı Türkler'i çok seviyor. Türk olduğunuzu öğrenince gözlerindeki ışıktan ne kadar mutlu olduklarını görüyorsunuz. Ne kadar silmeye çalışsalar da Osmanlı'nın izleri hâlâ var o topraklarda. Kudüs'te büyük bir maneviyat ve tarih yatıyor.
Kapanmayı düşünüyor musunuz peki?
İman etmiş bir insan olarak kapanmak farz, Allah'ın emri. Ben bunu kabul etmiş bir insanım. Kapanmam gerektiğini biliyorum. İnşallah başarabilirim.
Beş vakit namaz kılıyor musunuz?
Namaz farz. Uzun senelerdir kılıyorum çok şükür. Namaz bir kavuşma anı. Kılamadığım zamanlar büyük bir huzursuzluk duyuyorum ve bir an önce o kavuşmayı yaşamak istiyorum.
Umreye gitmiştiniz, hatırlıyorum. Peki Hac'ca gitmeyi düşünüyor musunuz?
Umreye birkaç kez gitmek nasip oldu çok şükür. En son sekiz sene önceydi gidişim. Haliyle çok büyük özlem var şu an içimde. Tekrar gitmek istiyorum kutsal topraklara. Hac'ca da gitmek istiyorum mutlaka. En kısa zamanda nasip olur umarım.
Başörtülü fotoğraflarınızı sosyal medyada paylaşınca belli kesimlerin tepkisini topladınız...
Öyle mi? Tepkileri pek dikkate almıyorum. Benim için insanların ne düşündüğü değil, Allah'ın ne düşündüğü önemli. Hakikate kalplerini kapatanlar tepki gösterebiliyor. İnsan günahlardan, gıybetten ve hasetten arınmadıkça kalbinde kara lekeler taşır. Kalpler karardığında da insan gerçeği göremez, duyamaz. Yaşam ve sosyal medyada maalesef birçok şey kalplerimizi kararttı ve gerçekleri göremez olduk. Ben tepki gösterenlere kızamıyorum bile çünkü hakikati bilmiyorlar.
ALLAH YOLUNDA BİR EVLİLİK HAYAL EDİYORUM
Eski eşiniz Uğur Pektaş'la tekrar evleneceğinize dair haberler çıktı. Doğru mu bu haberler?
Bizi her zaman yan yana görebilirler çünkü çok güzel bir evladımız var. Ama birlikte değiliz. Evlilik planımız da yok yani.
Bir daha evlenmeyi düşünüyor musunuz peki?
Tabii neden olmasın. Hayırlı, Allah yolunda bir evlilik hayal ediyorum. Her şey nasip, kısmet.
İÇ MİMAR VEYA PSİKOLOG OLMAK İSTEMİŞTİM
Kaç yıldır oyunculuk yapıyorsunuz?
17 yıl önce başladım oyunculuğa. Oyuncu olma hayalim küçükken yoktu. Psikolog veya iç mimar olmayı istemiştim. Hatta iyi bir psikolog da olurdum diye düşünüyorum ama nasip oyuncu olmakmış.
KENDİ NEFSİM İÇİN OYUNCULUK YAPMAK İSTEMİYORUM
Bugüne kadar birçok sevilen ve çok izlenen projede yer aldınız. Dizi tekliflerini değerlendirirken en çok neye dikkat ediyorsunuz?
Eski dönemdeki değerlerimle şimdikiler arasında farklılık var. İnsanların vaktini çalacak, onları oyalayacak, hem de insanları yanlışa yönlendirecek hiçbir işin içinde yer almayacağım diye üç-dört sene önce bir karar aldım. İnsanlara güzel örnek olacak, onları manevi açıdan besleyecek, hakikati gösterecek projelerde yer alabilirim sadece. Uzun aradan sonra 'Kutulamâre' dizisinde yer alma sebebim buydu. Dizide Mehmetçiğimizi, tarihimizi ve zaferlerimiz anlatılıyordu. Ben oyunculuk yapmaya da bilirim zaten. Artık önceliklerim değişti.
Sinemada sizi neden çok fazla göremiyoruz?
Geçmişte çok fazla senaryo geldi bana ama hiçbiri içime sinmedi. Doğru ve hayırlı bir amaca hizmet etmezse zaten yokum. Mutlaka içinde maneviyatın ve bu yolculuğumun bir parçası bulunmalı. Yoksa çıkar için ya da kendi nefsim için oyunculuk yapmak istemiyorum. Bir filmde görünmek için oynamam.
TÜRK ASKERİ FARKLI BİR MANEVİYATLA VATANİ GÖREVİNİ YAPIYOR
Sosyal medyada Zeytin Dalı Operasyonu'nda yer alan askerlerimiz için destek mesajı veren isimlerden birisiniz...
Tabii ki. Sınırda tanıştığım ve daha sonra El-Bab'da şehit düşen bir arkadaşım vardı, çok üzülmüştüm. Kalbindeki vatan ve insan aşkına tanıklık etmiştim. Askerlerimizin ne kadar yüce gönüllü olduklarını bir kez daha anlamıştım. Türk askeri hep farklı bir maneviyatla vatani görevini yapıyor. Kalpleri iman ve vatan aşkı ile dolu. Allah yardımcıları olsun. Kimsenin toprağında gözümüzün olduğuna inanmıyorum. Amacımızın kendi ülkemizin toprak güvenliğini korumak olduğuna inanıyorum. Milliyetçi biriyim. Ülkesini seven biri olarak askerimizle gurur duyuyorum. Haklarını ödeyemeyiz.
Özellikle birkaç senedir sizin bir dönüşüm içinde olduğunuzu görüyorum... Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?
Herkes kendi bakış açısıyla görüp yorumlayabilir. İnsan, içindeki hakikati bazen duyamayabiliyor ya da üstünü başka şeylerle örtebiliyor. Her zaman kırılgan, sahtelikten hoşlanmayan, gerçeği arayan bir yapım vardı. Allah inancı kalbime konmuştu çok şükür. Ama sadece ne şekilde inanmam ve uygulamam gerektiğine bu kadar hakim değildim. 'Gerçek ne? Hayat sadece yaşayalım, çalışalım ve ölelim değildir herhalde' diye sorgulamaya, Allah'a dua etmeye başladım; 'Nasıl olmam gerekiyorsa öyle oldurt, ne yapmam gerekiyorsa bana yol göster' diye. Teslimiyet arttıkça Allah insanın önüne çıkarıyor zaten. Hakikat yoluna giriyorsan, buna uyum sağlamak zorundasın ve sabırlı olman gerekiyor. Allah da beni bu derneğe yönlendirdi. Büyük bir samimiyetle, çıkarsızca ihtiyaç sahiplerine yardım etmeye çalışıyoruz. Bunu da sadece manevi bir tatminle, tamamen gönüllü biçimde insanlara yardım etmek için yapıyoruz. Kendimi bu dünyaya ait hissediyorum. Çok mutluyum.
Bu süreçte çevrenizde de değişim oldu mu?
Evet. Seni bir yola iletecekse Rabbim, senin çevreni de, işini ona göre değiştiriyor. Bazen 'Neden oldu?' diyorsun anlamıyorsun ama sonradan görüyorsun senin için en doğru olanı yaptığını.
AFRİKA'DA ÜÇ PROJEMİZ VAR
Derneğin çalışmaları kapsamında neler yapıyorsunuz?
Derneği kuralı yedi ay oldu. Bu sürede çok güzel yol kat ettik. Türkiye'nin her yerindeki ihtiyaç sahiplerine yardım etmeye çalışıyoruz. Derneğimizde binlerce gönüllümüz var. Bize bildirilen ya da bizim tespit ettiğimiz ihtiyaç sahiplerine yardım ulaştırıyoruz. Burs verebiliyoruz, kira ve erzak yardımı, kıyafet, kırtasiye gibi ne gerekiyorsa yapmaya çalışıyoruz. Afrika'da üç farklı bölgede proje yürütüyoruz. Tanzanya'da devam eden Umutlu Köyler Projemiz var. Temiz suyun ve elektriğin olmadığı köylere, temiz su ve elektrik için gerekli altyapıyı sağlıyoruz. Köylere tohum desteği de veriyoruz. Şu ana kadar üç tane köyde projelerimizi gerçekleştirdik. Kurban Bayramı'nda Sudan'a da gittik dernek olarak. Yetimhaneleri ziyaret ettik, kurban kestik, erzak götürdük. Çölün ortasında, her fırtınada yıkılan evlerini, içinde barınabilecekleri evler haline getirdik. Afrika yetimhane projemiz var. Ayrıca Arakan Bangladeş sınırında Arakanlı mültecilerle ilgili önemli çalışmalar yapma fırsatımız oldu.
Suriye'ye de gittiniz...
Evet. Savaş bambaşka bir şey. Çok ağır geliyor bana. Çok korkutucu. Kamplara gittik, bölgelerde incelemelerde bulunduk, ihtiyaçları belirledik, irtibatlarımızı kurup çalışmaya başladık. Sonra da Suriye'ye hem erzak, hem de kömür gibi yardımlarda bulunduk. Halihazırda daha yeni Doğu Guta'dan çıkarılan canlar için battaniye ve yatak topluyoruz. Her yerin sınavı ve yokluğu ağır. Afrika'da farklı, Suriye'de farklı sınavlar. Kendimi çaresiz hissediyorum o insanları görünce. Ne yapsam yetmeyecekmiş gibi geliyor. Sahip olduğumuzu sandığımız hiçbir şey bize kalmayacak, bu bilinçle hareket etmeliyiz.
Türkiye, dünyanın dört bir yanındaki mazlumlara elini uzatan bir ülke. Siz ülkemizin politikasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye, mazlumların ve ihtiyaç sahiplerinin dünyada en fazla yanında bulunan ülke. Ben buna birçok bölgede tanıklık ettim. Türk olduğumu öğrenince mutlu oluyorlar; bununla gurur duyuyorum. Çok zengin Müslüman ülkeler de var ama sınırlarından bile içeriye almıyor savaştan kaçan mazlumları. İnsani açıdan çok üzücü. Müslümanlıkta kardeşi açken tok yatılamaz. Müslüman paylaşmak zorundadır. Sadece Müslüman olmak değil, insan olmak da bunu gerektirir. İnsani açıdan Arap ülkelerinin çoğunun sınıfta kaldığını görmek üzücü. Gerçekten dünyanın birçok yerinde canla başla mazlumlara yardım eden bir ülkemiz var. Ülkemize göç eden Suriyeliler ve ülkemiz insanıyla yaşanan sorunlara çözüm oluşturacak bazı ciddi düzenlemelere ihtiyaç var. Umarım yakın zamanda bunlar da hayata geçer.
TEPKİLERİ UMURSAMIYORUM
Amerika'nın Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan etmesinden sonra çok haklı bir tepki vererek Kudüs'e ve Filistin'e gittiniz...
Amerika'nın bu kararı, oynanan oyunun bir hamlesiydi sadece. Büyük bir haksızlık. Kudüs'e giderek haksızlığa karşı durmak istedim. Bir Müslüman olarak Filistinli kardeşlerimize yönelik yapılan haksızlıktan dolayı kalbim acıdı. Müslüman dünyasının, Filistinliler'e yönelik yapılan bu haksızlıkları daha çok fark etmesini de sağladı bence bu karar. O topraklara gidince Kudüs'ün ne kadar özel bir yer olduğunu gördüm ve çok etkilendim. Filistin halkı Türkler'i çok seviyor. Türk olduğunuzu öğrenince gözlerindeki ışıktan ne kadar mutlu olduklarını görüyorsunuz. Ne kadar silmeye çalışsalar da Osmanlı'nın izleri hâlâ var o topraklarda. Kudüs'te büyük bir maneviyat ve tarih yatıyor.
Kapanmayı düşünüyor musunuz peki?
İman etmiş bir insan olarak kapanmak farz, Allah'ın emri. Ben bunu kabul etmiş bir insanım. Kapanmam gerektiğini biliyorum. İnşallah başarabilirim.
Beş vakit namaz kılıyor musunuz?
Namaz farz. Uzun senelerdir kılıyorum çok şükür. Namaz bir kavuşma anı. Kılamadığım zamanlar büyük bir huzursuzluk duyuyorum ve bir an önce o kavuşmayı yaşamak istiyorum.
Umreye gitmiştiniz, hatırlıyorum. Peki Hac'ca gitmeyi düşünüyor musunuz?
Umreye birkaç kez gitmek nasip oldu çok şükür. En son sekiz sene önceydi gidişim. Haliyle çok büyük özlem var şu an içimde. Tekrar gitmek istiyorum kutsal topraklara. Hac'ca da gitmek istiyorum mutlaka. En kısa zamanda nasip olur umarım.
Başörtülü fotoğraflarınızı sosyal medyada paylaşınca belli kesimlerin tepkisini topladınız...
Öyle mi? Tepkileri pek dikkate almıyorum. Benim için insanların ne düşündüğü değil, Allah'ın ne düşündüğü önemli. Hakikate kalplerini kapatanlar tepki gösterebiliyor. İnsan günahlardan, gıybetten ve hasetten arınmadıkça kalbinde kara lekeler taşır. Kalpler karardığında da insan gerçeği göremez, duyamaz. Yaşam ve sosyal medyada maalesef birçok şey kalplerimizi kararttı ve gerçekleri göremez olduk. Ben tepki gösterenlere kızamıyorum bile çünkü hakikati bilmiyorlar.
ALLAH YOLUNDA BİR EVLİLİK HAYAL EDİYORUM
Eski eşiniz Uğur Pektaş'la tekrar evleneceğinize dair haberler çıktı. Doğru mu bu haberler?
Bizi her zaman yan yana görebilirler çünkü çok güzel bir evladımız var. Ama birlikte değiliz. Evlilik planımız da yok yani.
Bir daha evlenmeyi düşünüyor musunuz peki?
Tabii neden olmasın. Hayırlı, Allah yolunda bir evlilik hayal ediyorum. Her şey nasip, kısmet.
İÇ MİMAR VEYA PSİKOLOG OLMAK İSTEMİŞTİM
Kaç yıldır oyunculuk yapıyorsunuz?
17 yıl önce başladım oyunculuğa. Oyuncu olma hayalim küçükken yoktu. Psikolog veya iç mimar olmayı istemiştim. Hatta iyi bir psikolog da olurdum diye düşünüyorum ama nasip oyuncu olmakmış.
KENDİ NEFSİM İÇİN OYUNCULUK YAPMAK İSTEMİYORUM
Bugüne kadar birçok sevilen ve çok izlenen projede yer aldınız. Dizi tekliflerini değerlendirirken en çok neye dikkat ediyorsunuz?
Eski dönemdeki değerlerimle şimdikiler arasında farklılık var. İnsanların vaktini çalacak, onları oyalayacak, hem de insanları yanlışa yönlendirecek hiçbir işin içinde yer almayacağım diye üç-dört sene önce bir karar aldım. İnsanlara güzel örnek olacak, onları manevi açıdan besleyecek, hakikati gösterecek projelerde yer alabilirim sadece. Uzun aradan sonra 'Kutulamâre' dizisinde yer alma sebebim buydu. Dizide Mehmetçiğimizi, tarihimizi ve zaferlerimiz anlatılıyordu. Ben oyunculuk yapmaya da bilirim zaten. Artık önceliklerim değişti.
Sinemada sizi neden çok fazla göremiyoruz?
Geçmişte çok fazla senaryo geldi bana ama hiçbiri içime sinmedi. Doğru ve hayırlı bir amaca hizmet etmezse zaten yokum. Mutlaka içinde maneviyatın ve bu yolculuğumun bir parçası bulunmalı. Yoksa çıkar için ya da kendi nefsim için oyunculuk yapmak istemiyorum. Bir filmde görünmek için oynamam.
TÜRK ASKERİ FARKLI BİR MANEVİYATLA VATANİ GÖREVİNİ YAPIYOR
Sosyal medyada Zeytin Dalı Operasyonu'nda yer alan askerlerimiz için destek mesajı veren isimlerden birisiniz...
Tabii ki. Sınırda tanıştığım ve daha sonra El-Bab'da şehit düşen bir arkadaşım vardı, çok üzülmüştüm. Kalbindeki vatan ve insan aşkına tanıklık etmiştim. Askerlerimizin ne kadar yüce gönüllü olduklarını bir kez daha anlamıştım. Türk askeri hep farklı bir maneviyatla vatani görevini yapıyor. Kalpleri iman ve vatan aşkı ile dolu. Allah yardımcıları olsun. Kimsenin toprağında gözümüzün olduğuna inanmıyorum. Amacımızın kendi ülkemizin toprak güvenliğini korumak olduğuna inanıyorum. Milliyetçi biriyim. Ülkesini seven biri olarak askerimizle gurur duyuyorum. Haklarını ödeyemeyiz.