Gülben'den gol yağmuru
Hürriyet Gazetesi köşe yazarı Gülben Ergen sahalara bir indi pir indi ve Arda'dan sonra 2. 3. 4. 5. 6. Gollerini Mahsun'a atmış görünüyor. Bol gollü röportajda yine kendi resimleri röportaj yaptığı kişiden fazla. Dakka bir gol 1.
Gülben Ergen'in röportaj girişi muhteşem olmuş, Alem buysa gazeteci Gülben dedirtiyor.
Yıllar önce Mahsun 'Alem buysa Kral benim'le çıkış yaptığında aynı kadroda yer almış Gülben, alem buysa sinemanın kralı da elbette Mahsun doğru söylüyor. 2. Gol.
Yönetmenlik Mahsun'da kalıcı bir tutku imiş Gülben'in teşhisine göre, bu ülkede kim kalıcı, ne kalıcı belli değilken, mesela Anayasa Parlamento kalıcı mı gidici mi bilmiyoruz, biraz çok iddialı olmuş ama hepsi değişse Gülben ile Mahsun kalıcı olabilirler, bir gol daha Gülben'den, yaman kadın vesselam. 3. Gol.
Mahsun'un ağzına bir kere bile içki, sigara koymaması ise çok önemli, dünya sinemasında bir yönetmen ya içiyorsa yemekte bir kadeh diye önemli bir kuşku vardır hep, hoş değil içmeyen kazandı hep herhalde... Fellini, Moretti, Stone içmiyordu herhalde.
Mahsun'un Yıldız Kenter'den Haluk Bilginer'e 'Usta'ları ikna etmesi ise ikna gücünü gösteriyor, malum bu iki 'Usta' ikna olduysa yönetmenliğine iş tamam, Türk ve Dünya sinemasının kriterlerine göre. 4. Gol.
Oyuncular Mahsun'a 'Hocam' diye hitap ediyorlar tıpkı Gülben'in eski eşinden Mustafa Hoca diye bahsetmesi gibi, camilerden sinema setlerine 'Hoca' aşması, taşması görüyoruz bu hocalar camiler hariç her yerde, oyuncularda haklı 'Mahsun Öğretmenim' diyecek hali yok Yıldız Hanım'ın... Fakat Gülben bile bu duruma şaşmış!
Mahsun New York'da Beş Minare ile 20 milyon dolarlık bütçe ile 64.53 milyon dolarlık bir hasılat yapmış yazılan bilgilere göre ama asıl zurnaın zırt dediği yer bu röportajda yok. Üstelik Mahsun sahneden kazandığını asla filimden kazanamıyacağını söylüyor, bu durumda 64.53 milyon dolar hasılat yapan filimden kazandıklarını cüzdanına koymuş yolda giderken soyuldu her halde, ya diğer filimler?
Mahsun Radikal İslam karşıtı bir tavır içinde, bilim ilim sanat diyor ne var ki bilimsel değil, ilimde nedir durumu duymadık sanatta ise kendine göre var, büyük ustalar 'Okey Mahsun Tamam' demişler.
Prestij Müzik günleri için değmezmiş buyuruyor.
Ve sinemacılığını büyük fedakarlık olarak görüyor ve: 'Bense tüm maddiyatı elimin tersiyle ittim. Televizyon dizilerinin başrollerinde oynarken aldığım aylık ücret, kıdemli bir işçi ya da memurun neredeyse emekliliği dahil kazandığı paraya eşdeğerdi.' diyor. Bizde, Yeşilçam böyle fedakar yönetmen görmedi diyeceğiz.
Mahsun dolu dolu konuşturulmuş şu sözleri ise unutulmaz;
'Boyut Film, çektiğim tüm filmler için bankalardan faizle krediler alarak bana o filmleri yaptırdı.' Demek Boyut filim bir film için 20 milyon dolar bulabilecek kadar zengin ve sanatsever aynı zamanda bir iyiliksever.
Doğu ile batı arasında köprü olmuş (Ne köprü ama) Mahsun kendisini öyle görüyor, devamlı kardeşlik Türküsü söylüyor fakat nedense tepesi atmış ki;
'Benim sinemamı cemaatlere, tarikatlara, örgütlere bağlayanlar ahlaksız ve şerefsizdirler. Doğruluk pazarında yalanın da satıldığı şu fani dünyadan göçüp gideceğim sayılı günlerde, kendine erkek diyenlerin kahpe olduklarını görmek de varmış kaderde' diyor. Kim bunlar yahu kardeşlik filan derken şerefsiz, kahpe, ahlaksız sözleri Mahsun'a yakışmamış hangi yönetmen dahası da olan bu kadar ağır lafları kullanır ki, bu işte bir iş var...
Mahsun'un 'Mucize' filminde spastik bir adamdan komedi kırıp sarmış adam aşık olunca düzelmişti. Çok güzel bilimsel bir mesajdı, Spastik çocuklar için bir umut, birer aşk bulurlarsa düzelirler gibisinden.
Çok uzadı, biraz çarpılaki doğrula sözler dolu bir röportaj Gülben'den bol gollü, son filmi Vezir Parmağı.
Malum Vezir parmağı tatlı litaratüründe kerhane tatlısı olarakta geçen müstehcen isimli bir tatlı, isminde bir sakatlık, sapıklık var.
Ama Mahsun'un elinden yiyince başka bir kardeşlik tatlısı olur mu bilemem.
Sırada 'Kadınbudu', 'Dilber dudağı' 'Hünkar Beğendi' olabilir ve serinin son ismi olarak 'İmam Bayıldı'.
Hayırlı işler ne diyeyim....
Sacit ASLAN
Gülben Ergen'in röportaj girişi muhteşem olmuş, Alem buysa gazeteci Gülben dedirtiyor.
Yıllar önce Mahsun 'Alem buysa Kral benim'le çıkış yaptığında aynı kadroda yer almış Gülben, alem buysa sinemanın kralı da elbette Mahsun doğru söylüyor. 2. Gol.
Yönetmenlik Mahsun'da kalıcı bir tutku imiş Gülben'in teşhisine göre, bu ülkede kim kalıcı, ne kalıcı belli değilken, mesela Anayasa Parlamento kalıcı mı gidici mi bilmiyoruz, biraz çok iddialı olmuş ama hepsi değişse Gülben ile Mahsun kalıcı olabilirler, bir gol daha Gülben'den, yaman kadın vesselam. 3. Gol.
Mahsun'un ağzına bir kere bile içki, sigara koymaması ise çok önemli, dünya sinemasında bir yönetmen ya içiyorsa yemekte bir kadeh diye önemli bir kuşku vardır hep, hoş değil içmeyen kazandı hep herhalde... Fellini, Moretti, Stone içmiyordu herhalde.
Mahsun'un Yıldız Kenter'den Haluk Bilginer'e 'Usta'ları ikna etmesi ise ikna gücünü gösteriyor, malum bu iki 'Usta' ikna olduysa yönetmenliğine iş tamam, Türk ve Dünya sinemasının kriterlerine göre. 4. Gol.
Oyuncular Mahsun'a 'Hocam' diye hitap ediyorlar tıpkı Gülben'in eski eşinden Mustafa Hoca diye bahsetmesi gibi, camilerden sinema setlerine 'Hoca' aşması, taşması görüyoruz bu hocalar camiler hariç her yerde, oyuncularda haklı 'Mahsun Öğretmenim' diyecek hali yok Yıldız Hanım'ın... Fakat Gülben bile bu duruma şaşmış!
Mahsun New York'da Beş Minare ile 20 milyon dolarlık bütçe ile 64.53 milyon dolarlık bir hasılat yapmış yazılan bilgilere göre ama asıl zurnaın zırt dediği yer bu röportajda yok. Üstelik Mahsun sahneden kazandığını asla filimden kazanamıyacağını söylüyor, bu durumda 64.53 milyon dolar hasılat yapan filimden kazandıklarını cüzdanına koymuş yolda giderken soyuldu her halde, ya diğer filimler?
Mahsun Radikal İslam karşıtı bir tavır içinde, bilim ilim sanat diyor ne var ki bilimsel değil, ilimde nedir durumu duymadık sanatta ise kendine göre var, büyük ustalar 'Okey Mahsun Tamam' demişler.
Prestij Müzik günleri için değmezmiş buyuruyor.
Ve sinemacılığını büyük fedakarlık olarak görüyor ve: 'Bense tüm maddiyatı elimin tersiyle ittim. Televizyon dizilerinin başrollerinde oynarken aldığım aylık ücret, kıdemli bir işçi ya da memurun neredeyse emekliliği dahil kazandığı paraya eşdeğerdi.' diyor. Bizde, Yeşilçam böyle fedakar yönetmen görmedi diyeceğiz.
Mahsun dolu dolu konuşturulmuş şu sözleri ise unutulmaz;
'Boyut Film, çektiğim tüm filmler için bankalardan faizle krediler alarak bana o filmleri yaptırdı.' Demek Boyut filim bir film için 20 milyon dolar bulabilecek kadar zengin ve sanatsever aynı zamanda bir iyiliksever.
Doğu ile batı arasında köprü olmuş (Ne köprü ama) Mahsun kendisini öyle görüyor, devamlı kardeşlik Türküsü söylüyor fakat nedense tepesi atmış ki;
'Benim sinemamı cemaatlere, tarikatlara, örgütlere bağlayanlar ahlaksız ve şerefsizdirler. Doğruluk pazarında yalanın da satıldığı şu fani dünyadan göçüp gideceğim sayılı günlerde, kendine erkek diyenlerin kahpe olduklarını görmek de varmış kaderde' diyor. Kim bunlar yahu kardeşlik filan derken şerefsiz, kahpe, ahlaksız sözleri Mahsun'a yakışmamış hangi yönetmen dahası da olan bu kadar ağır lafları kullanır ki, bu işte bir iş var...
Mahsun'un 'Mucize' filminde spastik bir adamdan komedi kırıp sarmış adam aşık olunca düzelmişti. Çok güzel bilimsel bir mesajdı, Spastik çocuklar için bir umut, birer aşk bulurlarsa düzelirler gibisinden.
Çok uzadı, biraz çarpılaki doğrula sözler dolu bir röportaj Gülben'den bol gollü, son filmi Vezir Parmağı.
Malum Vezir parmağı tatlı litaratüründe kerhane tatlısı olarakta geçen müstehcen isimli bir tatlı, isminde bir sakatlık, sapıklık var.
Ama Mahsun'un elinden yiyince başka bir kardeşlik tatlısı olur mu bilemem.
Sırada 'Kadınbudu', 'Dilber dudağı' 'Hünkar Beğendi' olabilir ve serinin son ismi olarak 'İmam Bayıldı'.
Hayırlı işler ne diyeyim....
Sacit ASLAN