Gün yüzüne çıkarılan 'Köse İmam Opereti' Zeytinburnu’nda sahnelendi
Mehmet Akif Ersoy’un şiirinden Ali Rıfat Çağatay’ın 1923 yılında bestelediği 'Köse İmam Opereti', müzisyen ve araştırmacı Hüseyin Kıyak tarafından Brüksel’de bulundu. Gün yüzüne çıkarılan eser, dün akşam Zeytinburnu Kültür Sanat’ta sahnelendi.
Mehmet Akif Ersoy'un yakın dostu olan besteci Ali Rıfat Çağatay’ın 'Köse İmam Opereti' adlı eserinin varlığı biliniyor ancak notalarının tamamına ulaşılamıyordu. Müzik tarihi için önemli bir gelişme olarak kabul edilen el yazması eser; müzisyen ve araştırmacı Hüseyin Kıyak tarafından Brüksel’de, Ali Rıfat Çağatay'ın öğrencileri olan Enise Can ve Fulya Akaydın evrakı arasında bulundu ve Türkiye’ye getirildi. Eser, dün akşam ilk kez Zeytinburnu Kültür Sanat’ta sahnelendi.
Etkinliğe; Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy, şair Beşir Ayvazoğlu, Prof. Dr. Nilgün Doğrusöz ve sanatseverler katıldı. Operet başlamadan önce Ali Rıfat Çağatay’ın bestelediği İstiklal Marşı, Bülbül ve Ordunun Duası eserleri söylendi. 25 Aralık 1923’te Ali Rıfat Çağatay tarafından Mehmet Akif Ersoy’un sözleri üzerine bestelediği Köse İmam Opereti ise bilinen operetlerden farklı olarak bütün şiir bestelenmiş şekilde icra edildi. Temsilde Yahya Geylan, Canan Sezgin Geylan, Hüseyin Kıyak, Taha Aras, Zahit İpek ve Sait Berker Seymenoğlu yer aldı.
“100 YIL ARADAN SONRA BU OPERETİN BURADA SAHNELENMİŞ OLMASI BİZİM İÇİN NASİP”
Köse İmam Opereti hakkında konuşan Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy, “Bu akşam Zeytinburnu Kültür Sanat Merkezi çok önemli bir kültür sanat olayına ev sahipliği yapıyor. 100 yıl aradan sonra kayıp operet bu akşam Zeytinburnu Kültür Sanat Merkezi'nde sahne alacak. Mehmet Akif Ersoy’un 'Köse İmam' şiiri merhum Ali Rıfat Çağatay tarafından bestelenmiş. Bu bestenin varlığı biliniyordu fakat kayıptı. Hüseyin Kıyak bunu Ali Rıfat Bey’in varislerinden buldu ve onu sahneye uyarladı. Bu akşam ilk gösteriminde birlikteyiz. Hüseyin Kıyak olmak üzere sahneye konulmasında emeği geçen herkese ve bu akşam ilk gösterimi şereflendiren bütün misafirlerimize teşekkür ediyorum. Tam 100 yıl aradan sonra bu operetin burada sahnelenmiş olması bizim için nasip. Bu vesileyle Mehmet Akif Ersoy’a ve Ali Rıfat Çağatay’a tekrar rahmet diliyoruz” ifadelerini kullandı.
DOĞRUSÖZ: "ALİ RIFAT ÇAĞATAY TÜRK MAKAM MÜZİĞİNDE AYRICALIKLI BİR KONUMA SAHİPTİR"
Uzun süredir Ali Rıfat Çağatay üzerine ekibi ile beraber çalıştığını söyleyen Prof. Dr. Nilgün Doğrusöz, “6 Şubat 1867 yılında doğmuş 3 Mart 1935 yılında vefat etmiş olan Ali Rıfat Çağatay, Türk makam müziğinde ayrıcalıklı bir konuma sahiptir. Deneysel çalışmalarıyla yaşadığı çağın ruhunu anlamış doğuya ve batıya bütünleştirici şekilde yaklaşmış bir figürdür. Ali Rıfat Bey’in yaşadığı dönem içindeki en önemli kaygısı Türk makam müziğinin o günkü perişanlığı ve nasıl ıslah edilebileceği meselesi olmuştur. 1895 yılında kaleme aldığı ilk yazı dizisinde, değişen zamanın ihtiyaçlarının da değiştiğini ve müziğin bunların dışında kalamayacağını Türk müziğinin ve Türk müzisyenlerinin hakettikleri konuma erişmeleri için mevcut müzik hayatının gelişmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Gelenek ve modernite arasındaki çekişmenin mevcut olduğu dönemin heyecanlı ve öncü bir karakteridir” şeklinde konuştu.
Seyircilerden Ayten Engin, “Çok önemli ve tarihi bir an. Zira çok değerli bir müzik adamı yine aynı şekilde tarihimizde yer etmiş şairimizin eserlerini ilk defa icrası. Açıkçası oldukça zorlu eserler. Gerçekten bu geceye emeği geçen, bütün bu eserlerin canlandırılması ve dile gelmesi konusunda emek veren herkese sonsuz teşekkür ediyorum” dedi.
Aynur Giyim ise “Eski musikinin hayata geçmesi, bugünün dönemine taşınabilmesi çok muhteşem bir olay. Tabii ki Hüseyin Kıyak ve Prof. Dr. Nilgün Doğrusöz gibi bu konservatuvardaki hocalarımız değerli Cumhurbaşkanlığı korosu elemanları ve birçok çalışan kişi var. Musikinin içinde olması muhteşem bir olay. Bugüne taşımaları çok önemlidir. Heyacanla ve gıptayla seyrediyoruz. Çok takdir ediyoruz” ifadelerini kullandı.
DHA