Hadise :”estetik yaptıran kadınlar kediye benziyor”
Gerektiğinde estetik yaptırabileceğini söyleyecek kadar cesur olan Hadise “Sahnede canavar, evde annemin kızıyım” diyerek hayatını anlattı.
-Sizi çok formda gördüm, kilo
vermişsiniz?
Öyle bir maksadım yoktu. Ama çok spor yapıyorum, benim için önemli
olan şey doğru anlarda yemek yemek.
Bazen işimden dolayı tüm gün yemek yiyemiyorum. Her zaman
kızartmalardan uzak durdum, hiç yemem. Ama saatler önemli, ona
dikkat ediyorum. Geceleri işim bitince yumurtanın beyazını yiyorum.
Bu beni tok tutuyor; onun yanında kepekli ekmek ve diyet peyniri,
bir de yoğurt yiyorum. İnsan doyuyor.
-Kaç bedensiniz?
36 bedenim.
-Kaç kilosunuz?
Bilmem, ben hiç tartılmam; hiç. Aynaya baktığımda kendimi iyi
görüyorsam tamamdır. Kilo önemli değil. İnsanın duruşu, giydiği
kıyafetlerle kendisini nasıl hissediyorsa, o kıyafetlerle nasıl
duruyorsun bu önemli. Bazı insanlar 70 kilo oluyor ama inanılmaz
fit duruyorlar. Bazıları 53 kilo oluyor ama göbekli oluyor. O göbek
onlardan hiç gitmiyor. Daracık elbise giyiyorlar, bacakları incecik
ama o göbek orada o zaman o daracık elbiseyi giyemiyorsun.
-Siz balık etlisiniz, halinizden memnun
musunuz?
Evet, çok seviyorum. Çok düz hatları beğenmiyorum. Bir kere
kıyafetler daha güzel duruyor. Dar kıyafetler giymeyi seviyorum.
Daha eğlenceli duruyor, göze daha güzel geliyor. Benim için öyle,
tabii herkes için farklı olabilir.
- Sahne dışında naif bir genç kadınken sahnede dişi bir kadına
dönüşüyorsunuz, orada ne oluyor size?
Vallahi de bilemiyorum, keşke bunun cevabını bilebilsem. Ha haha.
Ayyy sahneye çıkıyorum olan oluyor. Bana bir ışık lazım, bir de
rüzgarım lazım. İçimden başka bir kadın çıkıyor. Başka birisi var
sanki orada. İnince de başka biri. Sahneden inince Hadise, sahnede
canavarlaşıyorum.
-Evde star mısınız; yemek yapar mısınız, yer siler misiniz, bulaşık
yıkar mısınız?
Neden olmasın, benim yanımda sürekli biri yok. Ben de bardaklarımı
bulaşık makinesine diziyorum.
-Çamaşırı elinizde çitilediniz mi hiç?
Hayır, bunu hiç yapmadım. Anneme yardım ederim ama. Yerleri sildim.
Sanatçısın diye böyle şeyleri yapmadım demek bana çok uzak geliyor.
Ben de insanım. Annemin kızıyım. Anneme arkadaşları gelince bende
evdeysem anneme yardım ederim, misafirlere çay pasta götürürüm.
Onlara hizmet ederim.
-Size hiç demiyorlar mı, “Sen Hadise’sin starsın,bırak
kızım biz yapalım”
Diyen oluyor ama ben kendimi öyle görmüyorum, ben evde annemin
kızıyım ve anneme yardımcı oluyorum. “Anneciğim sen otur ben
kalkarım” diyorum. “Anneciğim sen ne içersin” diyorum. Bunları
yapmaktan zevk alıyorum. Annemin dünyasında ben kendime geliyorum.
Bana özel davranılmasını sevmiyorum. En pahalı restoranlarda yemek
yiyorum, en lüks hotellerde kalabiliyorum. Ama annemin sofrasına
oturup Tarhana çorbası içmeyi her şeyden daha çok seviyorum. Benim
en sevdiğim çorba Tarhana’dır.
-Tarhana çorbasının yanına soğan kırıp yiyor
musun?
Onu babamdan öğrendik. Babam çok sever. Soğanın cücüğü vardır, onu
yerim ve çok severim. Mesela o gün kuru fasülye pişmişse yanında
güzel olur. Ertesi gün bir toplantım yoksa soğanın cücüğünü yemeyi
çok severim.
Türkiye’de insanlar eşekle mi geziyor?
-Bu yıl Eurovision’a genç bir arkadaş gidiyor; Can Bonomo.
Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Sürpriz bir isim. Can Bonomo bu sene kazansa 50 ülke Türkiye’ye
akın edecek. Müthiş bir şey. Keşke birinci olsak.
-Can Bonomo bu süreçte neleri yapmamalı?
Eurovision dönemim o kadar ilginç geçti ki bir gün yaşadıklarımı
kitap yazacağım. Kimsenin bilmediği ayrıntılar yaşadım. Bunları
aslında saklıyorum. Can Bonomo’ya tavsiyem; doğru ekip çok önemli
bence. Gereken ülkelere gitmeli, gereken yerlerdeki programlara
katılmalı. Ben bunu çok yaptım, 15 ülke gezdim. Demek orada kendini
sevdirmelisin, ülkeni konuşmalısın. Ben o dönem Türkiye’yi o kadar
konuştum ki anlatamam. Ben şarkıyı bir kenara koydum, Türkiye’yi
konuştum.
-Ne soruyorlardı size?
Türkiye’yi çok geride kalmış insanlar vardı.
“Türkiye’de sadece köyler mi var?” diye sordular. Ya da
“İnsanlarınız eşeklerle mi geziyorlar?” diye soranlar oldu.
Fazla estetik yaptıran kadınlar kediye benziyor
-Siz organik kadınlardan mısınız, yoksa hormonlulardan
mısınız?
Hah hah hah; çok hoş bir soru bu. Organiğim, hiçbir yerimde neşter
izi yok, çok doğalım. ‘Kedi’ye benzemediğim süreçte bence okey’dir.
‘Kedi’ye benzediğin an çok kötü.
-Şimdi de siz beni şaşırttınız, ‘Kedi’ye benzemek ne
demek?
Çok fazla estetik yaptıran bazı kadınlarda ‘Kedi’ suratı oluyor.
Bazı kadınlar ‘Kedi’ye benziyor. Bunu ben söylemiyorum, insanlar
söylüyor.
-Kedi suratı nasıl oluyor?
Burunlar yukarıya bakıyor, suratlar çok gerilmiş oluyor, gözler
ufacık kalıyor, çene törpülenmiş gibi aşağıya doğru sivrileşiyor,
mimikler yapılamıyor. Botoks yaptıran insanlar var, burnunu
yaptıranlar var. Yaptırsınlar, ben hiçbir şekilde estetiğe karşı
değilim ama insan kendinden çıkıyor, o biraz tuhaf oluyor. Eski
resimlere bakıyorsun, yeni resimlerine bakıyorsun çok farklı.
-Siz güzelliğinizi neye borçlusunuz?
Çok su içiyorum, sigara içmiyorum. Allah’tan; tenim çok iyi.
Makyajımı her defasında doğru bir şekilde iyice temizlerim.
-Estetik ameliyat gerekse ileride nerenize
yaptırırsınız?
Ben kaşlarımı çok çatıyorum. Orada hafif bir kırışıklık olabilir,
10 sene sonra. Oraya botoks yaptırabilirim.
-Sanat dünyasından Nilüfer, Vahide Gördüm ve Deniz Uğur
meme kanserine yakalandılar. Bu konuda ne diyeceksiniz?
Her sene checkup’ı yaptırınca doktoruma, “Göğüs
kanseri içinde bir kontrol yapacak mısınız?î diyorum. “Sen daha çok
küçüksün” diyorlar. 30 yaştan sonra yapılıyormuş. Geçenlerde uçakta
ilk defa Nilüfer’le tanıştım. O Belçika’ya doktora geldi. Ben onu
çok seviyorum. İlk defa onunla uçakta tanıştık.
-Yani tesadüfen karşılaşıp tanıştınız, öyle
mi?
Evet, tesadüfen tanıştık. “Çok geçmiş olsun. Sizinle ne zamandır
tanışmak istiyordum” dedim. Nilüfer çok güçlü bir kadın… Hayatının
en kötü dönemlerinden birinde tanıştık. Brüksel’deki doktora
muayene olup kemoterapi yaptırıp yaptırmama konusunda kararını
vermek üzere gelmişti. Bana, “Aman saçım dökülsün zaten tekrar
uzayacakî dedi. Doktorlar, “Kemoterapiye gerek yok ama yüzde yüz
emin olmak istiyorsak, kanser geri gelmesin diye kemoterapi
yapmamız gerekiyorî demişler. O bana çok ilham verdi.
‘Bana geeel’ hareketim efsane oldu
–O Ses yarışmasından sonra sokaktaki insanların size
tepkisi nasıl değişti?
Bana geeell diye hareket yapıyorlar. Acun bana, “Senin bu hareketin
bak efsane olacakî demişti. Bir kere yaptım, ondan sonra Mustafa,
Hülya, Murat,“Senin gibi bizde yapalımî dediler. Geçenlerde
Dusseldorf’tayım sokakta yürüyorum. Bir anne üç kızı, “Hadise bize
geeel!î diye bana dönüp seslendiler. İnanamadım, Acun’un dediği
çıktı.
RÖPORTAJ: ŞEBNEM ÖZCAN