Hakan Fidan'dan kritik Suriye açıklaması: "Yeni bir Astana süreci yakın"
Hakan Fidan, Irak Dışişleri Bakanı Abbas Arakçı ile görüştükten sonra basın açıklaması yaptı. Suriye ve Gazze'deki duruma değindi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ile Dışişleri Bakanlığı'nda bir araya geldi.
Görüşmenin ardından ortak basın toplantısında konuşan Bakan Fidan, "Hem mevcut Suriye ve bölgedeki gelişmeleri hem ikili ilişkilerimize ilişkin konuları gözden geçirdik. İran'la olan ikili ilişkilerimizi her alanda geliştirmek için yoğun bir çaba içerisindeyiz. İlişkilerimizin kurumsal yapısını kuvvetlendirmemizi sağlayacak yeni mekanizmalar ve anlaşmalar üzerinde çalışıyoruz. Özellikle sınır illerimizi kapsayan bölgeyi bir ticaret havzasına dönüştürme konusunda da kararlıyız. Bunun için öncelikli olarak sınır kapıları ve ulaştırma hatlarını iyileştirmemiz gerekiyor. Bu amaçla gerekli altyapı girişimlerini bir an önce başlatmamız gerekiyor. Ülkelerimiz arasındaki ticareti artırmak ve halklarımızın refahına katkı sağlamak istiyoruz. Bölgemizin kalkınma potansiyelini hayata geçirmek istiyoruz. Bunu başarabilmemiz için gerekli koşullardan biri de malumunuz terörün yok edilmesi. Türkiye ve İran teröre karşı ortak iş birliği içerisinde olmaya devam edecekler. Bu ortak düşmana karşı ortak bir mücadeleyi her zaman için sergilememiz gerekiyor. Hem PKK'ya hem de PKK'nın uzantıları olan YPG ve PJAK'a karşı net ve kararlı bir politika izlememiz gerekiyor. Bu örgütlerin bölgemizden tamamıyla tasfiye edilmesi hususunda Türkiye ve İran arasında bir görüş birliği var. Bu mutabakatı sahada ortak bir mücadeleye dönüştürme konusunda daha fazla zaman kaybetmek istemiyoruz" ifadelerini kullandı.
'NETANYAHU HAKKINDAKİ TUTUKLAMA KARARI UMUT VERİCİDİR'
Bakan Fidan, bölgedeki önemli gelişmelerin de gözden geçirildiğini belirterek, "Bunların başında Lübnan'da geç de olsa sağlanan ateşkes, bunu daha önce de ifade ettik, bu ateşkesi memnuniyetle karşılıyoruz. Bu ateşkesin kalıcı ve sürdürülebilir olması için İsrail üzerinde gerekli baskı kurulmalıdır. Öte yandan bölgemizde barış ve huzurun tesisi Filistin'de barışın sağlanmasıyla mümkün olacaktır. Gazze'deki soykırım maalesef devam ediyor. Netanyahu hükümeti bölgeye insani yardım ulaştırılmasını engelliyor. Yaşanmakta olan hiçbir gelişme Gazze'nin unutulmasına neden olmamalıdır. Soykırımın durdurulması ve Filistin devletinin kurulmasına yönelik adımlar atmaya devam etmeliyiz. Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin Netanyahu ve Galant hakkında tutuklama kararı, adaletin tecellisi bakımından umut verici bir adımdır. Gazze'de suç işleyen İsrailli yetkililerin uluslararası mahkemelerde hesap vermesi hukuki ve vicdani bir sorumluluktur. Bu yönde çalışmaya devam edeceğiz" dedi.
'UYARILARIMIZI TARAFLARA YAPMIŞTIK'
Bakan Fidan, ayrıca Suriye'de yaşanan son gelişmeler üzerinde de görüş alışverişinde bulunduklarını söyleyerek, "Suriye'deki olayları herhangi bir dış müdahale ile açıklamaya çalışmak bu aşamada yanlış olacaktır. Bu Suriye ile ilgili gerçekleri anlamak istemeyenlerin sığındığı bir hatadır. Astana süreci sahadaki sıcak ve yoğun çatışmaların durmasını sağlamıştı. Böylece rejimin muhalefetle siyasi alanda angajmanının ilerletilmesini hedeflemiştik. Geldiğimiz noktada Suriye'de geniş çaplı çatışmaların tekrar başlamasının nedeni bu ülkenin birbiriyle bağlantılı sorunlarının 13 yılı aşkın süredir çözülmemiş olmasıdır. Muhalefetin meşru taleplerinin göz ardı edilmesi ve rejimin siyasi sürece samimi biçimde dahil olmaması bir hataydı. Son olarak sivillere yönelik kapsamlı saldırılar gerçekleştirmesi iş savaşı yeniden alevlendirdi. Biz bu konulardaki uyarlarımızı ilgili tüm taraflara defalarca yapmıştık. Son gelişmeler Şam'ın kendi halkıyla ve meşru muhalefetle uzlaşı sağlaması gerektiğini bir kez daha gösteriyor. Türkiye bu yönde gereken tüm katkıyı sağlamaya hazırdır. Astana süreci kapsamında önemli çalışmalar yürüttüğümüz İran'la koordinasyonumuzu önümüzdeki dönemde de sürdüreceğiz. Biz Suriye'nin toprak bütünlüğünün ve birliğinin korunmasını her zaman destekledik, bundan sonra da destekleyeceğiz. Milletimiz müsterih olsun. Türkiye, istikrarsızlık ortamından istifade etmeye çalışan terör örgütlerine asla ve asla geçit vermeyecektir. Ulusal güvenliğimize ve halkımıza yönelen her türlü tehdidi bulunduğu yerde yok edeceğiz" diye konuştu.
'ASTANA SÜRECİYLE YÖNETİLMEKTEN ÇIKTI'
Bakan Fidan, Suriye'deki gelişmeleri çok yakından takip ettiklerini belirterek, "Özellikle kurumlarımızın yoğun bir eş güdümü söz konusu, ilgili bütün kurumlarımız gece gündüz Suriye'deki gelişmeleri yakından takip etmekte ve olası sorunlara ilişkin gerekli tedbirler alınmakta. Diğer taraftan aslında Suriye meselesi son 3 yıldır çeşitli boyutlarda evrilen bir mesele. Bu 13 yılın muhasebesini yaparak ve önemli sonuçlara ulaşarak yeni dönemde nasıl adımlar atılabilir hep onun hesabı içerisinde olduk. Suriye'deki iç savaşın Astana süreciyle belli bir noktada durdurulması ve tarafların belli bir statüko içerisinde ateşkes halinde olması çok önemli bir başarıydı. Tabii bu başarının hayata geçmesinde özellikle Türkiye, Rusya ve İran'ın çok büyük bir payı var. Diğer taraftan taraflar hem muhalefet, hem rejim bu 3 ülkenin ortaya koyduğu çerçeveyi de büyük ölçüde takip ettiler. Fakat geçtiğimiz yıllar içerisinde biz bu sessizlik sürecinin gerçekten büyük bir siyasi çözüme ulaşmada bir fırsat teşkil etmesini çok istedik. Hep bu yönde çalıştık, İranlı dostlarımızla, Rus dostlarımızla bu konuda çok konuştuk. En son aşamada Cumhurbaşkanımız dostluk elini en üst düzeyde uzatarak bu sorunun diyalogla bir an önce çözülmesi gerektiğinin altını bir kez daha çizdi. Çünkü geldiğimiz noktada ötelenmiş sorunlar artık Astana süreciyle de yönetilecek bir durum olmaktan çıkıyordu. Lübnan Başbakanı, Katar Başbakanıyla, Rusya, Irak, Amerika, Mısır ve Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlarıyla da son 48 saatte bu kriz muvacehesinde görüşmelerimiz oldu. Bakanlıktaki ilgili arkadaşlarım Arap Birliği yetkililerini ve Birleşmiş Milletler yetkililerini bilgilendirdiler. Yani Türkiye'nin gözlemlerine dayalı bilgiyi bu organlara aktardılar. Hem uluslararası aktörleri, hem bölgesel aktörleri bu noktada belli bir bilgilendirme trafiği içerisinde tutmak, görüş alışverişinde bulunmak fevkalade önemli" dedi.
'ASTANA SÜRECİ TOPLANTISI DIŞİŞLERİ BAKANLARI DÜZEYİNDE OLACAK'
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ise iki ülkenin uluslararası ve bölgesel birçok konuda ortak görüşe sahip olduğunu belirterek, "Lübnan'da ateşkesin desteklenmesi gerektiği konusunda görüş alışverişinde bulunduk. Amerika ve Batı'nın saldırgan İsrail rejimine verdiği geniş çaplı silah desteğinin sona ermesinin çağrısını yaptık, bu gerekli ve zaruri bir konudur. Değerli kardeşim Sayın Fidan ile özellikle de Suriye'de istikranın sağlanması ve Suriye'de mültecilerin ülkelerine geri dönüş yollarını ele aldık. Astana sürecinin kazanımlarının korunması konusunda fikir birliği sağladık. Bir sonraki Astana sürecinin toplantısını Dışişleri Bakanları düzeyinde bir an önce düzenlemeye de karar verdik. Biz bu süreci destekliyoruz ve öyle düşünüyoruz ki bu sürecin tıkanmasını ve engellenmesini önlememiz lazım. Suriye'nin istikrarsızlaşması bölgenin güvenliğine bir darbe olacaktır. Suriye, terör örgütlerinin merkezi olmamalı ve biz bu konuda da fikir birliğindeyiz. Suriye'yi güvensizleştirme projesi bize göre bir Siyonist projesidir ve hiç kimse buradaki Siyonistlerin ruhunu göz ardı etmemesi gerekiyor. Bizler komşu ülkeler olarak kesinlikle çok etkili ve hızlı girişimlerde bulunup ve bununla birlikte Suriye'deki güvenliğin ve istikrarın zedelenmesini engellememiz gerekiyor. İki ülke arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerde artış eğilimi yaşanmaktadır. Önümüzdeki yılın başlarında İran-Türkiye Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi'nin 9'uncu toplantısını iki ülkenin Saygıdeğer Cumhurbaşkanlarının katılımıyla Tahran'da gerçekleştireceğiz" ifadelerini kullandı.
DHA