Harun Kolçak yeni albümünü anlattı
Hayranlarının karşısına yeni albümüyle çıkan Harun Kolçak: "Bu albüm; büyük acılarla dolu bir süreçten sonra doğan yepyeni bir Harun Kolçak'ın ürünü."
Altı yıldır albüm çalışması yapmayan Harun Kolçak, sessizliğini 'Yeniden Doğuyorum' isimli albümle bozdu. Ünlü müzisyen, annesine ithaf ettiği yeni albümünü, geçtiğimiz yıllarda yakalandığı kanserin üstesinden nasıl geldiğini ve dönüştüğü yeni adamı anlattı...
Anneniz için ilk albümünüz mü?
Yıllar önce
annemle babama ithaf ettiğim bir albümüm vardı. Bu albümüm de;
anneciğimi 2010'un 14 Ocak'ında kaybettiğim için ona hediyem olsun
istedim.
SESİM HÜZÜNLÜ
Son albümünüzün üstünden çok uzun bir süre geçti. Nasıl
bir dönemin ürünüdür bu albüm?
Bu albüm; büyük acılarla dolu bir süreçten sonra doğan yepyeni bir
Harun Kolçak ürünüdür diyebilirim. Daha değer bilir, daha sakin,
daha huzurlu, daha olgun, daha insan bir adamım artık. Yani o
süreçte çok daha adam oldum, acılarla çok daha büyüdüm.
Sizde özeleştiri bol galiba...
Yakın çevrem de öyle diyor... Zaten insan kendini düzeltmezse;
çevreyle olan ilişkileri düzgün olmaz. İçindeki savaşı dışarıya
yansıtır ve kendine hedefler seçer ve onlara saldırır, ki öyle çok
insan var. ?
'Acılar insanı büyütür' lafının bir kanıtı mısınız
yani?
Çok doğru. Annemi kaybettikten iki ay sonra kanser olduğumu
öğrendim. Üst üste çok büyük travmalar bunlar... Bunları yaşamış
biri olarak samimiyetle söylüyorum ki; acılarla büyüyoruz.
Bu albümü dinleyenlerin hissedeceği duygu ne olacak sizce? Hüzün,
keder, mutluluk, neşe...
Albümde kederli bir parça yok ama sesimin tınısında zaten bir hüzün
var galiba. Bunu özellikle yapmıyorum, sesim öyle çıkıyor. Bu,
Yaradan'ın bana verdiği bir hediye. Herkesin sesi taklit ediliyor,
benim sesimi kimse taklit edemedi Türkiye'de.
MATRAK BİRİYİM
Bu albümde neşeli tarafınız da hissediliyor
galiba...
Aslında çok matrak bir adamımdır. Çok
ağırbaşlı falan görünürüm ama özellikle yakın çevremle birlikte
olduğum zaman, onları gülmekten kırar geçiririm. Aslında oldukça
muzip bir yapım var ama saklarım o tarafımı. Hatta Sezen (Aksu) hep
bana, "Senden çok iyi sit-com'cu olur" derdi.
Bir sit- com'da oynamayı düşünüyor musunuz?
Düşünmüyor değilim; bundan sonra gelirse öyle bir teklif,
oynarım.
Albümün prodüktörlüğünü de kendiniz üstlenmişsiniz. Her
şeye kendisinin karar vermesi bir sanatçı için lüks
mü?
Kendi kendinin patronu olmak çok güzel bir şey.
Her şey benim dilediğim gibi oldu. Çıkış parçasının sözü-müziği
bana ait değil ama "Bu da bir Harun Kolçak şarkısı, bununla
çıkmalıyım" dedim.
Bundan önceki müzik hayatınızda sizin için yanlış
kararlar verildiğini düşünüyor musunuz?
Benim attığım yanlış adımlar var; karşı tarafa suç yüklemem.
Karşıdaki kişileri suçlamaya hakkım yok, çünkü o kapıları ben
çaldım, o adımları ben attım. Ama iyi ki yapmışım; bir daha
yapmamayı öğrendim. ? Sizi niye yanlış tanıdılar sizce? Yanlış
tanıtıldım bazı çevrelerce, halk da inanıyor bunlara.
Yani bilinçli bir şekilde mi yanlış tanıtıldığınızı
düşünüyorsunuz?
Onu bilemem. Bunları bugüne taşımanın
da bir anlamı yok, hepsi geçmişte kaldı; bu andan sonra öyle bir
şey yapamazlar.
Niye sizin için böyle bir algı yaratılmaya
çalışıldı?
Onu bana değil, yapanlara sormak lazım. Ben
zamanında bir tanesine sordum; "Patronum öyle istedi, yapmak
zorundaydım" dedi.
POP MÜZİK DİBE VURDU ARTIK YUKARI ÇIKACAK
90'ların müzikleri yeniden popüler oldu. Sizce neden?
Pop müzikte çıta o kadar düştü, o kadar dibe vurdu ki... Bir yere kadar dibe gelirsin, ondan daha aşağı inemediğin için tekrar yukarıya çıkmak gerekir. Şimdi o devre yaşanıyor.
Yukarı çıkış başladı mı sizce?
Bence başladı. Çünkü dibe vurduktan sonra gidecek yer kalmadı.
Kulaklar artık daha doğru düzgün şeyler duymak istiyor. İnsanları
eğlendirmeye yönelik müzikler de gerekiyor tamam ama onlar kalıcı,
her zaman dinlenen şarkılar olmuyor. İnsanlar, bizim tarzımızda
kalıcı şeyler yapan insanların eksikliğini hissetmeye başladılar.
Mesela ben bir senedir "Neden albüm yapmıyorsunuz?" diye mesajlar
alıyorum. Ayrıca 90'larda yaptığımız müzik bugüne de uyuyor.
ONNO TUNÇ GİBİSİ YOK
2012'de hâlâ sizlerden medet umulması ilginç değil
mi?
90'lı yıllarda prodüktörler de, aranjörler de, yorumcular da işini
çok iyi bilen kişilerdi. Hepimiz müziği bilen, okullu
müzisyenlerdik. Prodüktörlerimiz, aranjörlerimiz de çok
bilinçliydi. Bir Onno Tunç'un yaptığı düzenlemeleri bugün yapabilen
biri hâlâ yok. Bunun da bilincindeler.
OLUMSUZ İNSANLAR EVİME GİREMEDİ
Prostat kanseriyle savaştınız. Şimdi sağlık durumunuz
nasıl?
Belli periyotlarla kontroller devam ediyor; bu
hayatımın sonuna kadar da böyle sürecek. Olumsuz olan değerlerin
hepsi düştü. Her şey yolunda.
Hastalığı yenmede en etkili şey nedir?
Moral. Bir de olumsuz kişileri yanınızda tutmayacaksınız. Sizi
olumsuz etkileyecek haberleri, filmleri, kitapları hayatınızdan
çıkaracaksınız. Bencil olmanız, "Önce ben" demeniz gerekiyor. Ben
aylarca komedi kanallarını izledim mesela, haberlere hiç bakmadım,
bazı kişilerin de evime girmesini yasakladım.
Açık açık "Gelmeyin" mi dediniz?
Evet, öyle dedim. "Ben grip olmadım, nezle falan değilim; ben
kanserim" dedim.
TWITTER'DA DAHA DOĞRU TANINDIM
Ben Twitter'ı tedavi sürecinde kullanmaya başladım. Çünkü hep evde dinlenmem gerekiyordu. Bir sürü insanın benim hakkımdaki olumsuz fikirlerini değiştirdi Twitter. Özür dileyen, "Senin hakkında ne kadar yanlış düşünmüşüm" diyen çok oldu. O açıdan çok faydalı oldu yani. Çünkü ben aynen oradaki kadar samimiyim."
EYLEM BİLGİÇ