Hayatın kaynağı cildimizin düşmanı
Hayatın kaynağı cildimizin düşmanı
Akkurt, yaptığı açıklamada, mümkün oldukça güneşten korunmak
gerektiğini, sadece güneş kremiyle korunmanın ise yetmediğini ifade
ederek, başta giysi, güneş gözlüğü gibi fiziksel faktörlerin de
korunmada etkin olduğunu bildirdi.
Bilinçsiz güneşlenmenin ciltte yaşlanmayı hızlandırdığını,
kırışıklıkların ve yaşlanmanın yüzde 80’inin kişinin ömrü boyunca
maruz kaldığı güneş ışınlarından kaynaklandığını ifade eden Akkurt,
’’Yaşlanmanın ve kırışıklıkların en büyük sebeplerinden
biri, hayat boyu maruz kalınan güneştir. Vücudumuzda güneş yanığı
olmamış veya çok uzun süre güneşin altında yatmamış olabiliriz. Ama
ömür boyu, evimize gidip gelirken maruz kaldığımız güneş dahi
kırışıkları oluşturmaya, yaşlandırmaya yetiyor. Güneş ciddi şekilde
yaşlanma meydana getiriyor’’ dedi.
Akkurt, güneşin kansere davetiye çıkaran bazı lezyonlara da neden
olduğunu, güneş görmeyen cildin çok daha genç görünümlü kaldığını
ifade ederek, dermatologların güneşlenmeyi önermediğini
kaydetti.
AZI KARAR ÇOĞU ZARAR
Kişilerin ’’bronzlaşma’’ adı altında saatlerce güneş altında
kaldığını, bunun son derece sakıncalı olduğunu vurgulayan Akkurt,
şöyle konuştu: ’’Sağlıklı bronzlaşma diye bir şey yok.
Bronzlaşma zaten vücudun savunma mekanizması. Yanmamışsak,
vücudumuz kızarmış olsa bile güneşten zarar gördüğünü gösterir. Bu
nedenle, amaç aslında hiç bronzlaşmamaktır. Aslında güneş her zaman
düşmandı. Ama insanlar bu kadar farkında değillerdi. Kansere yol
açtığını ve yaşlanmadan birinci derecede sorumlu olduğunu
bilmiyorlardı. Son yıllarda bilinç artıkça bundan korunma da daha
görünür oldu. Hayatımız boyunca özellikle çocukluk ve gençlik
dönemlerinde maruz kaldığımız güneş, ileri yaşlarda kırışıklık
olarak ortaya çıkıyor. Ciltte leke gibi hasarlara neden oluyor.
Bunu engellemek için gençlik döneminde güneşten kaçınmak geleceğe
yatırımdır. Eğer zamanında bunu yapmadıysak geç kalmış değiliz.
Güneşten kaçınarak ilerlemesini engelleyebiliriz. Yaşam için
gerekli olan güneşin azı karar çoğu zarar.’’
GÜNEŞ KREMİ KAÇ FAKTÖRLÜ OLMALI?
Akkurt, özellikle ışınlarının dik düştüğü 11.00-16.00 saatleri
arasında mümkün oldukça güneşe çıkmaktan kaçınmak gerektiğini,
bunun güneşten korunmanın en önemli yolu olduğunu belirterek, en az
30 koruma faktörlü bir güneş kremi kullanmak gerektiğini
anlattı.
Güneş kreminin koruyucu etkisinin 2-3 saat olduğunu, gün içinde sık
kullanmaya özen gösterilmesini öneren Akkurt, ’’Ayrıca
aşırı terlemişsek veya yüzmüşsek kremi yenilememiz gerekiyor.
Güneşe çıkmadan yarım saat önce ve bolca sürmek lazım. Kremin hem
UVB hem de UVA’ya karşı koruyucu olması lazım. Ürün seçerken buna
dikkat etmemiz lazım. Ürünün 30-45 faktörlü olması yeterli. Bunun
üzerinde olması çok da koruma anlamına gelmiyor. Önemli olan sık ve
bol kullanmak’’ dedi.
Akkurt, güneş kremini yaz kış kullanmak gerektiğini sözlerine
ekledi.