Horlama yaşam kalitenizi düşürmesin!..
Horlama, sosyal bir sorun gibi gözükse de insan sağlığını tehdit ediyor, tedavi edilmediği sürece yaşam kalitesinde ciddi kayıplara neden oluyor..
Yıllar içinde yüksek tansiyon ve kalp büyümesi gibi ciddi rahatsızlıklara yol açan horlama sorununu, tedavi yöntemlerini ve pratik çözüm önerilerini Anadolu Sağlık Merkezi’nden Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Sertaç Yetişer anlatıyor.
Solunum yolunda daralmış bölgelerden geçen havanın, çevredeki yumuşak dokuları titreştirmesi sonucu ortaya çıkan sese horlama deniyor. Horlama, basit bir horlama sorunu ya da çok ciddi bir hastalık olan obstruktif uyku apnesi olan uyku bozukluklarının bir parçası olabiliyor. Anadolu Sağlık Merkezi’nden Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Sertaç Yetişer, “Horlama hastalığı tedavi edilmez ise hastaların fizik ve mental kapasitelerinde düşüş yaşanır. Bir süre sonra kalp ritmi bozulurken, yıllar içinde yüksek tansiyon ve kalp büyümesi gibi ciddi hastalıklar yerleşir” diyerek horlama sorunu yaşayanları uyarıyor.
Horlamanın cerrahi ve cerrahi olmayan yöntemlerle tedavi edilebildiğini belirten Prof. Dr. Yetişer, tedavi yöntemlerini şöyle anlatıyor:
“Cerrahi yöntemlerde öncelikle üst solunum yollarında
darlığa yol açan anatomik bozukluklar düzeltiliyor. Solunum yolu
başlangıcından başlarsak öncelikle burun anatomisindeki bozukluklar
ki burun kemiği eğrilikleri, burun eti büyümeleri, kronik sinüzit,
burun polibi gibi hastalıklar tedavi ediliyor. Yumuşak damak, küçük
dil, dil kökü ve özellikle çocukluk çağında bademcik ve geniz eti
büyümeleri cerrahi yöntemlerle tedavi ediliyor.
Bunlar klasik cerrahi yöntemlerle tedavi edilebileceği gibi
radyofrekans, laser, yumuşak damak implantları gibi yeni nesil
yöntemler de kullanılabiliyor. Çene kemiklerinin düzeltilmesine
yönelik cerrahi işlemler çok ender hastalarda uygulanması gereken
oldukça ağır cerrahi girişimlerdir” diye konuşan Prof. Dr.
Sertaç Yetişer, cerrahi olmayan yöntemleri de aktarıyor:
“Ameliyata uygun olmayan veya ameliyatla iyi sonuç
alınamayan hastalarda kullanılan ve başarı yüzdesi çok yüksek olan
bir yöntem de CPAP adı verilen bir cihazın kullanılmasıdır. Bu
cihaz uyku sırasında takılan bir maske ile basınçlı hava
solunmasını sağlıyor. Bu basınçlı hava ile solunum yollarının uyku
sırasında daralması önlenmiş oluyor. Nerdeyse bütün hastalar bu
cihazdan yarar görür. Bunun dışında alt çeneyi öne çeken damak
protezleri, burun deliklerinin açık kalmasını sağlamaya yönelik çok
çeşitli protezler veya hasta horlamaya başladığında elektrik veren
cihazlar da bulunuyor ancak başarı yüzdeleri oldukça
düşük.”
Horlamayı önlemek için:
Aşırı yorgunluğun horlamayı artırdığını söyleyen Prof. Dr. Sertaç Yetişer, horlayanlara uykularında rahat etmeleri için önerilerini de şöyle sıralıyor:
• Spor yapın.
• Uyku ilacı, sakinleştirici ve antihistaminik gibi ilaçları
uykudan önce almayın.
• Uykudan 3 saat önce ağır yemek yemeyin.
• Aşırı yorgunluktan kaçının.
• Uykuda sırt üstü yatmak yerine yana yatmayı tercih edin.
• Eski bir öneri olarak pijama sırtına tenis topu dikmek hala
faydalı bir metoddur. Böylelikle sırt üstü uyumanın önüne
geçilebilir.
• Yatağınızın baş tarafı daha yukarıda olacak şekilde tüm
yatağınızı yaklaşık olarak 10 cm bir tarafa doğru çevirin. Bu
amaçla yatağınız bir tarafı altına bir tuğla yerleştirmek amacınıza
uygun olacaktır.
• Evde horlamayan kişilerin sizden önce uykuya geçmeleri için
onlara süre tanıyın.